Kim Fransız?

Aslında ülke ragbisinde büyük değişiklikler, şehrimiz ve kulübümüzle alakalı da sevindirici gelişmeler var. Ama bu yazımda çok farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. ‘’Laurent Javerzac’’ Fransız bir spor öğretmeni ve eski bir ragbici. Laurent, 3 yıldır belirli dönemlerde Samsun’a geliyor. Yılının bir haftasını burada geçiriyor. Yani neredeyse her yıl bir hafta Türk oluyor.

Peki bu adam neden Samsun’a geliyor?

Size ilginç ve şaşırtıcı gelecek.

Tatil için değil tabi ki. Bir amaç uğruna onca yolu kat ediyor.

O buradayken hemşerilerim bana ondan daha Fransız gibi geliyor.

Lourent Samsun’a ragbi için geliyor. Bir avuç adamın verdiği bu savaşa katkı sağlamak için. Büyüdüğüm, ekmeğini yediğim ve tüm çevremi barındırdığım şehrimde kapılar bir bir yüzüme kapanırken, hatta bir çoğu ‘’kim o?’’ deyip kapıyı açmaya tenezzül bile etmemişken bu adam taa Fransa’dan kalkıp, buraya destek olmaya geliyor. Ve insan dil, din, ırk vs farklılıklarımızın ayrıştırıcı olmadığını bir çırpıda anlayıveriyor.

Reklam
Reklam

İsim vermeyeceğim ama tüm bunları birkaç dostu tenzih ederek yazdım. Elini uzatan arkadaşlarımız, büyüklerimiz de yok değil. Belki sayıları az fakat varlıklarını hissetmek çok değerli. Tüm sorunlara rağmen motivasyonumuzun düşmemesini biraz da onlara borçluyuz.

Laurent bu resimde gerçekten gülüyor. Yanıbaşınızda durup yalandan dahi sizinle gülmeyenlerin aksine, ‘’kim Fransız Mehmet?’’ dercesine…

Ve diyor ki; ben burada kendimi yabancı hissetmiyorum.

O’na birkaç soru sordum ve cevapları sizinle paylaşmak istiyorum.

Kendinden bahseder misin?

39 yaşındayım. Bordeux’de yaşıyorum. Evliyim ve iki kızım var. Spor okulunda tüm branşlarda öğretmenlik yapıyorum.

Ragbiyle tanışman nasıl oldu?

Babam ragbi oynadığı için ben de ragbi oynamak istiyordum. 10 yaşındayken başladım ve yarı profesyonel seviyeye kadar yükseldim. Sonrasında üniversite eğitimim için gittiğim Bordeux’de spor öğretmeni olarak mezun oldum.

Türkiye’ye gelme teklifi nasıl geldi?

La Gironde eyaletiyle Samsun şehrinin bir spor-kültür ortaklığı mevcut. Bunun vasıtasıyla benimle iletişim kuruldu. Daha önce Afrika’da böyle bir çalışma yapmıştım. Türkiye’den de aynı teklifi alınca değerlendirmek istedim. Bu teklifin bana ilginç gelmesinin nedeni, çok fazla Türk öğrencim olmasıydı. Samsun’a gelerek onlarla olan iletişim kabiliyetimi geliştirdim. Artık Türkleri daha iyi tanıyorum ve daha faydalı olabiliyorum.

Reklam
Reklam

Buraya gelirken beklentin neydi?

Açıkçası bir beklentim veya ön yargım yoktu. Çünkü hiç tanımadığım bir coğrafyaya gelecektim. Sürpriz bekliyordum tabiî ki ve öyle de oldu. Sürpriz şu ; Samsun buyük bir şehir, bu kadar gelişmiş olmasına şaşırdım. Fransa’da İstanbul, Antalya vs gibi şehirler biraz tanınmıştır. Ancak Samsun, kimsenin fikir yürütebileceği bir şehir değildir. Denize sıfır binaları görünce, karşımda modernize edilmiş komple bir şehir buldum. Benim bir blogum var ve orada Samsun hakkında çok şey paylaştım. Ayrıca çevremdeki herkes şehrinizi  çok iyi biliyor, öğrenmeye de devam ediyorlar. Karadenizi biliyorlardı ama artık nerede olduğunu da biliyorlar.

Kişisel olarak bizi nasıl anlattın?

Her zaman nazik davrandınız. O yüzden Türkler hakkında iyi şeyler söylüyorum. Biz ragbiye karşı aynı tutkudayız. Ben 20, siz 5 yıldır oynuyorsunuz ama ilginç şekilde hemen hemen ragbiye karşı aynı duyguları besliyoruz ve bu durum beni size daha çok yaklaştırıyor. Burada kendimi yabancı hissetmiyorum, sadece yabancı dil konuşuyorum ama kendimi ailemden uzak hissetmiyorum. Siz de Fransa’ya geldiğinizde benden farklı hissetmeyeceksiniz, buna eminim. Çünkü burada kısa süreler kalmama rağmen aramızda ciddi bir bağ oluştu. Kısacası burada mutluyum.

Reklam
Reklam

Türkler ragbiye yatkın mı?

Evet tabiî ki. Bence herkes ragbi oynayabilir. Bunun için gerekli olan sadece kuvvet değil. İstek, cesaret, zeka… Bu özelliklere sahip olan herkes ragbi oynayabilir. Geri kalan özellikler gelişebilir. Türk ragbisinde beğendiğim şey; belli bir geçmişiniz, ragbi kültürünüz olmamasına rağmen hem kadın hem erkek takımlarınızın olması. Benim için çok mutluluk verici.

Türk ragbisinde en büyük fark, artı ne?

Savaşçı ruh ve sadece erkekler değil kadınlar da…  Ancak insanlar bilmeliler ki ragbi sadece bu zihniyetle oynanırsa kötü sonuçlara yol açabilir. Ragbinin zekaya ve isteğe de ihtiyacı vardır. Savaşçı ruh, sadece başlamak için gerekli olan temel gerekliliktir ve bu oyunu ancak bir üst seviyeye taşıyabilir. Asıl olan, oyunu bir takım olarak oynayabilmek, arkadaşlığı ve duygusal zekayı totale yayabilmektir.

Türk sporu hakkında ne düşünüyorsun?

Pek takip ettiğimi söyleyemem. Çünkü hayatımı tamamıyla ragbi öğretmeye odakladım.

Son bir söz rica edeyim.

Türkiye’de ragbinin geleceği parlak görünüyor.  Bu, daha çok altyapı faaliyeti ve kendinizi yetiştirmenize bağlı. Türk ragbisi, Türk antrenörlerine güvenmelidir. Çünkü ancak bu şekilde kendi ekolünüzü oluşturabilirsiniz. Ben gelişeceğinize çok inanıyorum.

Reklam
Reklam

Gelecek yazıda ülke ragbisi hakkındaki tüm gelişmeleri aktaracağım. Sevgiler.