Ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlamış olmasına rağmen, Güney Amerika'da milattan önceki yıllardan itibaren yetiştiriciliğinin yapıldığı bilinir. İspanyol kaşiflerin Güney Amerika'ya ulaşmaları ile birlikte, bitki önce kıta geneline daha sonra Avrupa kıtasına yayılır. And Dağlarının eteklerinde bulunan Peru ve Bolivya yetiştiricilik yapan ülkelerin başında gelir. Bitki, bu bölgenin ikliminde en verimli haline ulaşır.
Görünüş olarak tahıllara benzemesine rağmen, aslında ıspanakgiller ailesinin bir üyesidir. İçerdiği yüksek protein ve mineraller ile tam tahıl olarak değerlendirilir. Yüksek besin değeri ile NASA astronotlarının beslenme programına girmesi ile birlikte, tüm dünyanın da dikkatini çeker. Yapraklı bitkinin genellikle yenilen kısmı kendisi ile aynı adda anılan tohumlarıdır. Yaprakları da yenilebilir olmasına rağmen pek bilinmez. Beyaz, kırmızı ve siyah renkli olarak üçe ayrılır. Her üçü de tüketim için uygundur.
Miktar (gr): 100
Kalori (kcal): 23
Yağ (g): 1.92
Karbonhidrat (g): 21.3
Protein (g): 4.4
A, B, E, D, K vitaminleriyle magnezyum, sodyum, kalsiyum, demir, lif, fenolik asit, aminoasitler ve çeşitli proteinler içerir. Kolestrol oranının sıfır olması ise, besinin değerini arttırır. Ayrıca tahıllar gibi gluten içermez.
Besinlerden alınan lifler, bağırsak hareketlerini düzenler ve dışkıyı yumuşatır. Bol miktarda lif içeren besin maddelerinden birisi olduğu için, sindirim sisteminin çalışmasını destekler. Özellikle kabızlığa karşı etkisi yüksektir. Şişkinlik, hazımsızlık gibi rahatsız edici sindirim sistemi sorunlarının çözümüne karşı etkilidir. Ancak lifli beslenmeye alışık olmayanlarda bir süre şişkinlik yapabilir, tüketim devam ettikçe bu sorun kendiliğinden ortadan kalkar.
Süt ve süt ürünlerinde bulunan laktoza intoleransları olan kişiler, bu ürünleri tükettikleri zaman sindirim sorunları yaşar. Ancak bir taraftan da vücut için gerekli olan kalsiyum da alınmamış olur. Kalsiyum başta kemikler olmak üzere, dişler ve beyin için gereklidir. Bu gıdanın yüksek miktarda kalsiyum içermesi, laktoz intoleransından dolayı süt ve benzeri gıda maddelerini tüketemeyenlerin imdadına koşar. Hayvansal hiçbir gıda tüketmeyen veganlar için de idealdir.
Sağlıklı olmanın temel şartlarından biri, vücudun kan üretebilmesi ve üretilen kanın bağlanmasıdır. Kansızlık kişide halsizlik, yorgunluk, depresyon, bağışıklık sisteminde düşüklük gibi sorunları da beraberinde getirir. Demir alımı yeterli olmadığı zamanlarda kansızlık sıkıntısı baş gösterir. Demir yönünden zengin olan bu besin, vücudun kan üretimini destekler. Kansızlık riski ve anemi hastalığı olanlar için değerli bir besindir.
Özellikle mevsim geçişleri hastalıkların en sık yaşandığı dönemlerdir. Bağışıklık sistemi yeteri kadar iyi çalışmayan kişiler ise hastalıklardan daha çabuk etkilenir ve daha geç iyileşirler. Vitaminler ve mineraller yönünden kuvvetli olan bu besin maddesi, bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklarla ilgili yaşanan sorunları azaltır.
Bütün besin değerinin ötesinde kinoa zayıflatır mı sorusu, bu gıda maddesi ile ilgili bilinmek istenen en önemli kısımdır. Kalorisi yüksek olmasına rağmen, içerdiği lif oranı ile zayıflama diyetlerinin baş tacıdır. Uzun süre tok tutar ve besin lifleri ile kan şekerini dengelediği için açlık hissi duyulmasını engeller. Metabolizmayı hızlandırıcı etkisi vardır.
Kötü kolesterol damar ve kalp sağlığı açısından risktir. Kötü kolesterolü düşürürken, iyi kolesterol oranını korur. Böylece damarlar görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilir. Damar içi iltihaplarından kaynaklı hastalıkların da tedavisine destek olur.
Hipofiz bezlerinden salgılanan gençlik hormonunun salgılanma miktarını artırır. Bunun sonucu olarak da, ciltte yenilenme gerçekleşir. Uyku daha kaliteli olur. Cilt dokularının yenilenmesi ile, yaşlanma etkileri daha az hissedilir. Yıllara bağlı olarak gelişen hücre tahribatını azalttığı için, gençlik kaynağı olarak da adlandırılır.
Şiddetli ve kronik baş ağrısı olarak bilinen migrenin net bir tedavisi yoktur. Nöbet zamanları hasta için sıkıntılı geçer ve gündelik yaşamı etkileyebilecek kadar şiddetli ağrı olabilir. Genellikle doktorlar tarafından önleyici tedavi önerilir. Damarları genişleten bu yiyecek, migren için önerilecek çarelerden biridir.
Geleneksel tahıllarda bulunan gluten bazı insanlarda alerjik reaksiyona neden olur. İlerlemiş durumlarda ise çölyak hastalığı oluşur. Aslında bir protein olan gluten, intolerans varsa tüketilmemesi gereken bir gıda maddesine dönüşür. Bol miktarda protein içermesine rağmen, bu proteinlerin içerisinde gluten yoktur. Doğal olarak da gluten alerjisi veya çölyak hastalığı bulunan kişiler için alternatif bir besin kaynağı olur.
Pişirme süresi oldukça kısa olan kinoa, salatalara, yemeklere ve çorbalara eklenebilir. Pilav gibi pişirilerek tek başına tüketilmesi mümkündür. Öğütülerek un haline getirildikten sonra talı, kek, kurabiye, börek yapımında kullanılabilir. Pirinç yerine dolma içi hazırlarken tercih edilebilir. Kinoa çiğ yenir mi konusu, en çok merak edilen soruların başında gelir. Bu gıda istenirse çiğ tüketilebilir, ancak ister çiğ ister pişmiş olsun öncesinde iyi yıkamak gerekir. Kabuğunda bulunan saponin adlı madde acı bir tat vereceği için, yıkayarak bu maddenin uzaklaştırılması sağlanır.
Kinoa her yaş için uygun bir gıda maddesidir. Ancak geçmişinde böbrek taşı problemi olanlar dikkatli kullanmalıdır. Hamileler için süper bir besin kaynağı olsa da, gebelik sırasında ölçülü tüketilmesi tavsiye edilir. Ayrıca hastalık nedeni ile tedavi görenler, ilaçlarla etkileşime girme ihtimali olduğu için doktorlarına danışarak kullanabilirler. Özellikle küçük bebeklerde kullanılırken, bir gün ara ile verilmesi, alerji oluşup oluşmadığını gözlemek açısından daha doğru olur.