Yıldız, üç kamu bankasından birinde açılacak hesapta petrol gelirlerinin toplanacağını, Bağdat’a yüzde 83, KRG’ye yüzde 17 pay aktarılacağını söylerken, “Bankaya yatan hesabın da dekontunun Merkezi Irak hükümetine günlük gönderilmesini istedik” dedi.
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yeni boru hatları aracılığı ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KRG) Ceyhan’a ihraç edeceği petrole yönelik çalışmaların sona yaklaştığını söylerken, Bağdat’ı da içeren formülü açıkladı. Hüriiyet'in haberine göre Bağdat’ın petrolün miktarı ve geliri konusunda endişeleri olduğunu kaydeden Yıldız’ın anlattıklarına göre, petrol ölçüm istasyonlarında Bağdat isterse bir yetkili bulundurabilecek. Ayrıca petrol gelirleri bir Türk kamu bankasında toplanacak, buradan Bağdat’a günlük olarak dekont gönderilirken, gelirlerin yüzde 83’ü Bağdat’a, yüzde 17’si KRG’ye dağıtılacak.
TARİHİ ISKALAMA OLUR
Uluslararası Enerji Ajansı’nın dönem başkanlığını Türkiye devralırken, Enerji Bakanı Yıldız yaklaşık 40 ülkenin Enerji Bakanı ve dünya devi enerji şirketlerinin katılacağı toplantılara başkanlık etmek üzere Paris’e gitti. Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldız, özellikle KRG Başkanı Mesud Barzani’nin Diyarbakır ziyaretinin ardından petrol anlaşmalarında gelinen son noktaya yönelik, şöyle konuştu: “Eğer biz yanıbaşımızdaki bu petrol ve gaza kayıtsız kalırsak, enerji politikasına aykırı bir iş yapmış oluruz. Tarihi bir ıskalama olur. Iskalayınca bir daha geri dönüşü olmaz. Türkiye, yaptığı işlerle Irak’ın normalleşmesini sağlamaya çalışıyor. Biz hukuk devletiyiz. Irak Anayasası’na saygı gösterecek şekilde bu işi yapmamız lazım. Petrol gelirlerinin paylaşımında yüzde 83’e yüzde 17’lik oranı Irak halkı kendi karar vererek oluşturmuştur. Kuzey Irak’tan gelecek herhangi bir petrolün cirosunu bir Türk kamu bankasında toplayalım dedik. Bu kabul gördü. Biz bunu yapacağız ve Bağdat da beğenecek.”
BORCUMUZU ÖDEYECEĞİZ
Yıldız’a Ceyhan’a gelecek Kürt petrolünde Türkiye’nin fiyat açısından bir avantajı olup olmayacağını sorduğumuzda ise şu yanıtı verdi: “Diğer ülkelere göre bir fark olması lazım. Onu konuşuyoruz. Gazda da bir fark olması lazım. Bizim amaçlarımızdan bir tanesi Irak’la yaptığımız sözleşmelerin her birisinin Türkiye’deki yapıyı, piyasayı ucuzlatması. Yalnızca mal tedariki olarak bakmak yanlış. Kaynak çeşitlendirmemiz lazım, ülke çeşitlendirmemiz lazım, fiyatları daha rekabetçi seviyeye getirmemiz lazım. Türkiye olarak büyüyeceğinizi hedefe koymuşsunuz, ama enerji kalemlerinde ‘Denk geldiği gibi yapalım’ diyorsunuz. Bu olmaz. Benim Türkiye siyasetine enerji sektörü olarak borcum var. İnşallah o borcumuzu biz ödeyeceğiz.”
Türkiye enerjinin patronu oldu
TÜRKİYE, dünyanın en prestijli enerji kurumlarından Uluslar arası Enerji Ajansı’nın (IEA) iki yıl boyunca başlanlığını yapacak. Bakan Yıldız dün Paris’te IEA Bakanlar toplantısına başkanlık etti. Toplantı iki yılda bir yapılıyor. Enerji Bakanı Yıldız, bu konuda “Türkiye’nin dönem başkanlığı yapacak olması burada ciddi bir ses getirdi. Türkiye’nin vereceği temel mesajlardan biri dünyada 1.3 milyar civarındaki elektrikle tanışmamış insanların enerjiyle buluşmalarını sağlamak. Diğer bir vurgumuz da iklim değişikliği konusunda olacak. Sera gazı emisyonlarını sınırlayacak politikalara ağırlık verilmesi önceliğimiz olacak” diye konuştu.
100 yıllık anlaşmadaki kırmızı çizgi
BAKAN Yıldız, Sinop için Fransız-Japon ortaklığındaki konsorsiyum ile hükümetlerarası anlaşma imzalanmasında, Fransızlarla yaşanan siyasi ayrışmalara yönelik, “Fransa ile Türkiye arasında zaman zaman kurumsal hafızalarımızı zorlayan bazı konuların dikkate alınarak projenin yürüyeceğini düşünüyoruz. 15 yıllık alım anlaşmalarının 60 yıllık işletme süresini dikkate aldığınızda 80-100 yıllık anlaşmadan bahsediyoruz. Sözde Ermeni soykırımı ile alakalı telaffuz edilecek veya kurumlarda resmi dile dönüşebilecek herhangi bir yapı bizim kırmızı çizgimiz. Bu tür kırmızı çizgilere girilmeyeceğini ümit ediyoruz.”
Petrol beş bin km giderken 100 km’ye kayıtsız kalamayız
YILDIZ, Kuzey Irak’taki projelerle ilgili şunları söyledi: Akdeniz’de bulunan petrol için ‘Kıbrıs halkının tamamınındır ve paylaşılmak durumundadır’ diye öneriyoruz. Irak için de söylüyoruz. Orada miktarın tarafımızdan kesinlikle ölçülmesini ve merkezi Irak hükümetinin bir gözlemcisinin orada olmasını ve uluslararası bir gözlemcinin orada olmasını önerdik. Gizemli işler yapılmaya çalıştığı itham edildiği ortamda şeffaflığın gücünü kullanacağız. Türkiye el altından iş yapacak ülke değil. Petrolün 5 bin kilometre ileriye sevk edildiği, doğalgazın 7 bin km sevk edildiği dünyada kimse 100 km ilerideki petrol ve gaza kayıtsız kalmamızı beklemesin.”