Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, Kırım'ın Rusya tarafından ilhakının önünde sonunda son bulacağını belirterek, "Kırım'ın işgali tamamen sağlıklı olan bir insana üçüncü böbrek nakletmeye benzer. Vücut bunu kabul etmez." dedi.
Gazi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, Kırım Tatar sürgününün 75. yılında üniversitenin Mimar Kemaleddin Salonu'nda "Kırım'ın Dünü Bugünü Yarını" paneli düzenledi.
Panele Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz, Tavrida İnsan Hakları Platformu Koordinatörü Andrii Ivanets, Avrasya İncelemeleri Merkezinden Uzman Analist Turgut Kerem Tuncel, Dünya Kırım Tatar Kongresi Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar, akademisyenler, basın mensupları, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Büyükelçi Sybiha, burada yaptığı konuşmada, Kırım Tatar sürgününün, Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesi ile devam ettiğini belirtti.
Moskova'nın saldırganlığının önceden planlandığını belirten Sybiha, "İşgalin 5'inci yılı içerisinde anlıyoruz ki Rusya'nın saldırganlığı hiçbir zaman durmayacaktır." dedi.
Sybiha, Rusya-Ukrayna arasında Kasım ayında yaşanan Kerç boğazı krizine de değinerek, yarımadadaki durumun daha da kötüye gittiğini dile getirdi.
Çok fazla acı çeken Kırım Tatar halkının, 1944 yılındaki sürgünde Stalin rejimince yok edilmek istendiğini kaydeden Sybiha, şunları söyledi:
"Şimdi de Rusya yapay bir şekilde Kırım'ın etnik halkını değiştirmeye ve korkutmaya çalışıyor. Rusya, Karadeniz'i çevreleyen ülkeleri de etkilemeye çalışıyor. Bu bağlamda uluslararası dayanışmaya ihtiyacımız var. Kırım'da olup bitenleri daha iyi anlamak için önümüzdeki aylarda etkinlikler düzenleyeceğiz. İşgalin 5'inci yılı, direniş ve mücadelenin de 5'inci yılıdır. Kırım'ın işgalini tanımayarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne gösterdiği saygıdan dolayı Türkiye'ye teşekkür ediyoruz. İnanıyoruz ki Türk dostlarımızın girişimiyle siyasi mahkumlarımız ve Kırım Tatar liderleri serbest bırakılacaktır. Kırım'ın işgali, tamamen sağlıklı olan bir insana üçüncü böbrek nakil etmeye benzer. Vücut bunu kabul etmez ve bu sürede bu böbrek vücudu da bozacaktır. Kırım elbet özgür olacaktır."
KTMM Başkan Yardımcısı Çiygöz de Tatar halkının gözyaşlarının dinmediğini ancak Rusya'nın baskısının Kırımlıları yıldırmadığını belirtti.
Kırım'ın geleceğinin Türkiye'ye bağlı olduğunu kaydeden Çiygöz, "Dünya düşmanlığı kaldırmaz. Yaşlı insanlarımızın yürekleri dayanmıyor. Anne babalarımızın gözyaşları kurumuyor. Biz beraberiz, beraber olduğumuzda Kırım'ın işgalini boşa çıkartacağız." diye konuştu.
Çiygöz, bölgenin Rusya tarafından "sindirildiğini" belirterek, Kırım'ın Kırım Tatarlarının olmayacağı bir hale dönüştürülmek istendiğini savundu.
Koordinatör Ivanets de Kırım Tatarlarının tarihte totaliter rejime direnmesiyle hatırlandığını kaydederek, Rusya'nın Kırım'ı yasa dışı ilhakının "silahlı saldırının bir örneği" olduğunu ileri sürdü.
Rusya'nın bu davranışı ile bütün uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini vurgulayan Ivanets, bu "saldırgan devlet" anlayışının lokal ve evrensel düzeyde bazı olumsuz sonuçlara yol açtığını belirtti.
Ivanets, bu sonuçlar arasında insan hakları ihlali yüksek seviyede seyrettiğini belirterek, "En fazla insan hakları ihlali de Kırım Tatar halkına ve etnik Ukrayna diasporasına uygulanmaktadır. Ukrayna yanlısı aktivistler kaçırılıyor, bazılarından haber alınamıyor." ifadelerini kullandı.
Panelin ardından davetliler, Kırım Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin salonda düzenlediği fotoğraf sergisini gezdi.