Başrollerinde Binnur Kaya, Tülin Özen ve Burak Sevinç’in paylaştığı Kırmızı Oda dizisi yaşanmış hikayeleri anlatmaya devam ediyor. Birbirinden ünlü oyuncuların konuk olarak katıldığı dizideki hikayeler cuma gecelerini adeta abluka altına alıyor. Reyting listelerinde rakiplerine fark atmayı başaran yapımın konusu Gülseren Budayıcıoğlu’nun Madalyonun İçi kitabına dayanıyor. Senaryo hazırlanırken kitaptaki hikayenin temeline bağlı kalınan Kırmızı Oda dizisinin 30. bölümüne Nihal ve Zafer karakterleri katıldı. Yiğit Özşener’in canlandırdığı Zafer ve Esra Ronabar’ın hayat verdiği Nihal karakterleri yeni bölüm fragmanına damga vurdu. İşte Kırmızı Oda dizisine dahil olan Nihal ve Zafer karakterlerinin Madolyonun İçi kitabındaki gerçek hikayeleri...
Madalyonun İçi kitabında Nihal ve Zafer’in hikayesi “Binbir Gece Masalı” bölümünde anlatılıyor. “Binbir Gece Masalı” bölümleri kitapta 4 ayrı bölümde ele alınıyor. İlk bölümde Nihal ve Zafer’in çocukluklarından, ikinci bölümde ise Nihal ve Zafer'in evliliklerinden, üçüncü bölümde Zafer'in babasından ve son olarak iyileşme sürecinden bahsediliyor.
Nihal, 5 kız çocuklu bir ailede dünyaya gelmiştir. Bu ailenin aslında en eğitimli ve aklında başında kişisidir. Annesi ev hanımı, babası da memur olan Nihal ailesiyle birlikte mütevazi bir hayat sürer. Ailesi durumlarının kötü olmamasına rağmen Nihal’in kendisini kurtarması gerektiğini düşünür. Zafer ise oldukça köklü bir ailenin oğludur. İyi bir eğitim alan Zafer yurt dışında tahsil gördükten sonra ülkesine geri dönmüştür. Zafer yurt dışında eğitim aldığı sırada Alman bir kıza aşık olur ve onunla evlenmek ister. Türkiye’ye döndüğünde ailesiyle bu fikrini paylaşan Zafer büyük bir tepkiyle karşılanır.
Zafer’in ailesinin isteği üzerine Nihal ile tanıştırılır. İkili oldukça lüks ve büyük bir düğünle dünya evine girerler. Avrupa’da balayına giden çift köşkte yaşamaya başlar. Hayatları çok güzel bir şekilde sürerken Nihal bir anda hastalanır. İlk başlarda mide bunaltısı ve baş dönmesi şikayetleri olan Nihal sonraki dönemde ise bayılma atakları yaşar. Türkiye’deki bütün doktorlara giden çift Nihal’in hastalığının nedenini bir türlü öğrenemezler. Ancak doktorlar durumun psikolojik olduğunu ifade eder. Bunun üzerine çift Gülseren Budayıcıoğlu’nun kliniğine gelir.
Seans için içeriye ilk olarak Nihal girer. Nihal doktora bütün şikayetlerini anlatır ve fiziksel olarak herhangi bir sorunu olmadığını söyler. Seans sırasında Nihal’in bu hisleri, “Bir şeyler yolunda gitmediğini düşündüğü durumlarda” yaşadığı ortaya çıkar. Hastalandığında eşinin ve eşinin ailesinin üzerine titrediğinden bahseden Nihal, doktor için önemli bir kapı açar.
Seansa ikinci olarak ise Zafer girer ve kendisini anlatır. Almanya’daki aşk hikayesini anlatan Zafer ayrılığın acısından söz etmeyi ihmal etmez. Evliliklerinin güzel gittiğinden söz eden Zafer, aslında Nihal’le birçok noktada görüş ayrılıkları yaşadıklarını belirtir. Evliliklerinin en başında Zafer, Nihal ile aralarına büyük bir soğukluk girdiğini ve bu durumun oğulları doğana kadar devam ettiğini ifade eder. Düğümü çözen ise Zafer’in babası olur.
Nihal'in bayılma ataklarının aslında eşinin ilgisini çekmek için olduğu fark edilir. Zafer ise babasıyla yaptığı özel konuşmasının sonrasında ailesinin Alman geline karşı çıkma nedenini öğrenir. Babası da yurt dışında eğitim gördüğü dönemde Zafer'e çok benzeyen bir aşk hikayesi yaşamıştır. Ancak onun ilişkisi kültürel farklılıklar nedeniyle büyük bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Zafer'in babası bu ilişkinin sonrasında çok acı çekmiştir ve oğlunun aynı şeyleri yaşamasını istemez.