Kalp kırıklığına rağmen yaşamaktan ve sevmekten vazgeçmeyen; her gün kırmızılara boyanarak Konya sokaklarında salınan Kırmızı Sultan’ının hikayesi..
Şimdilerde 65 yaşında olan Sultan Özcan 40 yaşından beri hayatının her yanını kırmızıyla donatmış.Sultan Hanım, kırmızı tutkusunun sebebini şöyle açıklıyor;
“Hakkari’deyken bir Kürt kızı giymişti kırmızıyı. Orada çok sevmiştim. Örnek aldım diktim kendime de çok yakıştırdım. Yıllardır kırmızıdan başka makyaj yapmam.Kendimi farklı hissediyorum, hatta açıkçası ben kendimi herkesten üstün görüyorum.”
Sultan Özcan, yatağından perdesine kadar kırmızıya boyalı tek göz oda evini seviyor ama sokaklarda dolaşmayı tercih ediyor.Kayalıpark’a gelir gelmez Şerafettin Camii şadırvanından su içiyor. Ona göre; buradan akan su çok özel. Esnaf, mahalle halkı 7’den 70’e herkes onu tanıyor ama o sohbetlerini kısa tutarak gezinmeye devam ediyor.
Kimseden para almayı kabul etmeyen Sultan Hanım, elindeki parayla kimi zaman mutfak alışverişi yapıyor kimi zaman makyaj malzemesi alıyor. Makyaj tutkusunu da şöyle anlatıyor; “Çarşıdan hep kırmızı ruj alıyorum. Eskiden 1 TL’ye alıyordum, şimdi 5’e bile vermiyorlar. Aldığım rujlar dayanıklı. Kışın almıştım, hâlâ var. Gözüme bir tek siyah kalem çekiyorum, düğün dernek olursa mavi kalemimi sürüyorum.”
Kırmızı Sultan’ın geçmişi hayal kırıklıklarıyla dolu. Sultan Hanım çocukluk aşkını böyle anlatıyor; Beni başkasıyla nişanlandırdılar. Ama bir sevdiğim vardı. Nişanlımdan ayrıldım. Kaçtım, ona vardım. Birbirimizi çok sevdik, 16 yıl yaşadık. Mesleği gereği Hakkari’de, Giresun’da kaldık.
Her şeyden çok sevdiği büyük aşkıyla çocuk sahibi olamadıkları için ayrılmak zorunda kalıyor Sultan Hanım. “Çok üzüldüm. Çocuğum olsaydı boşanmazdık. Trilyon verseler ayrılmazdık. Biz boşandıktan sonra evlendi, iki oğlu oldu.” diyor.
Sultan Hanım eşinden sürekli şiddet görmüş. Geçirdiği bu zor zamanları kendisi şöyle anlatıyor; “Kıskanırdı, sonra da döverdi. Kıskanması nasıl olurdu biliyor musun? Bir adamla konuşsam çok kıskanırdı, yanına otursam yere çalardı. Çarşıya getirmezdi. 8-10 yıl cezaevinde gibiydim. Biz çok sevdik, şamar yedik.”
Ben sevmeye, aşka aşığım diyen Kırmızı Sultan’ın gençlere de bir diyeceği var; “Aşk olsun. Aşk olmayınca sıkıntı olur. Aşık olarak evlenmeyeni adam yerine koymam. Aşık olmayan adam saman gelmiş saman gider.” diyor kendisi.
Sultan Hanım’ın bu özgün hayat hikayesinden bizim de aldığımız bir ders var; sevmekten vazgeçmeyin ama seviyorsunuz diye kimseye haddinden fazla tahammül göstermeyin.