Gümüş dizisiyle Ortadoğu ve Balkanlar’da kraliçe ilan edilen Songül Öden, şimdilerde Acı Aşk filminde başrollerden birinde. Geçen hafta, yeni filmiyle olduğu kadar eski rol arkadaşı Kıvanç Tatlıtuğ ile aşk yaşayıp yaşamadığı da konuşuldu. Cevabı kendisinden duyun...
Gümüş dizisi bizde efsane statüsüne girmedi ama Araplar ve Balkan halkı aynı fikirde değil. Zira dizi, özellikle Ortadoğu ülkelerinde fenomen haline geldi, başrol oyuncuları Kıvanç Tatlıtuğ ve Songül Öden idol oldu. “Songül ile Kıvanç dizi sırasında aşk yaşadı mı” konusu da bu gelişmelerle birlikte bizde bolca konuşuldu. En son, Gümüş’te oynayan Ekrem Bora bir televizyon programında Kıvanç Tatlıtuğ ile ilgili espri yapınca gözler yine Songül Öden’e çevrildi. Öden her zamanki ‘kapalı kutu’ tavrıyla soruları yanıtladı...
Gümüş dizisi, evlilikleri olumsuz etkiliyor diye eleştirildi Ortadoğu ülkelerinde. Ne diyorsunuz buna?
Hiçbir evlilik bir dizi yüzünden sarsılmaz. Ancak, evliliklerine örnek olacak şeyler görmüşlerdir.
Müslüman ülkelerde dizinin sevilmesi nedeniyle, size siyasi partilerden teklif geldi mi?
Hayır. Bence oyuncuların politikacılardan çok daha önemli görevleri var. Çünkü insanlar ne söyleseniz inanıyor ve yaptıklarınıza önem veriyor. Politikaya girmeme gerek yok.
Acı Aşk’ta sevgilisini aldatan, sonra geri dönüp artık evlenmiş olan eski sevgiliyi baştan çıkaran bir kadını oynuyorsunuz. Bu rolle Ortadoğulu izleyicilerinizden tepki almaktan çekinmediniz mi?
Bunu düşünmek politik bir hareket olurdu. Yanlış bir iş yapmıyorum ki... Onlar o rolün seçimleri, benim değil. Ben kendi hatalarımdan ve seçimlerimden sorumluyum. Araplar ve Balkan izleyicisi bunun farkında.
Ekrem Bora bir televizyon programında “Kıvanç Tatlıtuğ’a sette aşk yaşama dedim, dinlemedi” dedi. Sizi kastettiği düşünüldü.
Ekrem Ağabey çok nüktedan bir adamdır. Kıvanç ile ilgili espri yaptı sadece. Benim adımın bir harfi geçmedi, ima bile etmedi. Ama gazeteler beni işaret etti. Ekrem Ağabey çok üzüldü, tansiyonu yükseldi. Tekzip yayınladı ama sadece üç gazete küçücük yer verdi. Tekzipte şöyle diyordu: “Kıvanç ve Songül benim evlatlarımdır. Yaptığım bir esprinin, adını hiç kullanmadığım halde Songül’ü işaret etmesinden dolayı çok mutsuzum. Sağlığım bozuldu. Kıvanç ile Songül arasında aşk olmadığının en büyük şahidi benim.”
Sizi nasıl etkiliyor bu olaylar?
Doğru düzgün çalışan bir kadınım. Bunları haber haline getirenler gazeteciler. Biraz vicdanlı olmak gerek. Müspet veya menfi, ilişkiler hakkında konuşmak bana ayıp gelir. Maalesef tekzipler takip edilmiyor, bu da bana acı veriyor. Tüm bu olanlar sırasında en çok Ekrem Ağabey ve Kıvanç yanımdaydı, bana hep destek oldular.
SUSMA HAKKIMI KULLANIYORUM
Adınızın hem işte hem özel hayatta hep Kıvanç Tatlıtuğ ile anılması sizi yormadı mı?
Kıvanç’la ben ülkemizi temsil ediyoruz, haber olmamız çok normal. Ama ‘set aşkları’ diye bir kavram var. Olabilir de. Fakat bunun içine zorla dahil edilmek inanılır gibi değil! Gümüş’ün 81 ve 82’nci bölümleri Sri Lanka’da balayı sahneleriydi. Bunu özel görüntü gibi ayınlayabiliyorlarsa ve adına habercilik deniyorsa, susma hakkımı kullanıyorum.
Kıvanç Tatlıtuğ ile oynayacağınız yeni bir proje teklifi gelse kabul eder misiniz?
Kabul ederim. Çekineceğim bir durum yok. Hep yanımda olduğu için Kıvanç’a sonsuz teşekkür ediyorum.
Diyarbakırlısınız, Kürt kökenli misiniz?
Bizimkilerin kökeni Zazalara kadar gidiyor, çok karışık. Türkiye’yi bu mozaiğiyle seviyorum.
Diyarbakır’ı şehir olarak nasıl anlatırsınız?
Bence müthiş bir şehir. Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp, Ahmed Arif, dünyaca ünlü doktor Gazi Yaşargil hep Diyarbakırlı. Ama Diyarbakır denince en çok annem ve dayım geliyor aklıma. Annem hep oranın mozaiğinden bahseder. Zazası, Ermenisi, Kürtü, Türkü hep birlikte yaşarmış; annemin gözleri dolar anlatırken.