Kızıl çamurda akciğer kanseri tehlikesi

Macaristan'da 4 Ekim'de bir alüminyum tesisinde meydana gelen kaza sonucu Tuna Nehri'ne yayılan kimyasal kızıl çamurun yol açtığı tehlikenin devam ettiğini bildirdi.

Karadeniz'e doğru yol alan çamurun akciğer kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa neden olabileceği belirtiliyor.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, Macaristan'da 4 Ekim'de bir alüminyum tesisinde meydana gelen kaza sonucu Tuna Nehri'ne yayılan kimyasal kızıl çamurun yol açtığı tehlikenin devam ettiğini bildirdi.

Prof. Dr. Yorulmaz, yaptığı açıklamada, yaklaşık 1 milyon metreküp zehirli atığın Macaristan'da 40 kilometrelik bir alanı yaşanmaz hale getirdiğini, bölgede yaşayan insanların evlerini ve arazilerini terk etmek zorunda kaldığını hatırlattı.

Reklam
Reklam

Greenpeace'in uyarısına göre yayılan atık içinde 50 ton arsenik, 300 ton krom ve yarım ton cıva bulunduğuna işaret eden Yorulmaz, şunları kaydetti:

''Tuna Nehri'nin üzerindeki ülkeler toprak ve su kirliliğini önlemek ya da en asgari seviyede tutabilmek amacıyla hem günlük ölçümler hem de bu ölçüm sonuçlarına göre planlar yapıp önlemler almaktalar. Macar yetkililer yayılan atıklarla cıva ve ağır metal kirliliğinin izin verilen sınırları aşmadığını iddia ediyorlar. Ancak arsenik ve krom konusunda hiçbir açıklama yok. Havanın bu dönemde yağışlı gitmesi ile zehirli çamurun ıslak kalması da kirliliğin kuruyup toz halinde havaya ve hava yoluyla da akciğerlere yani vücudun içine girmemesine neden olduğu belirtiliyor.

Eğer tozla bu atık sıvıdaki zehir akciğerlere yani vücut için alınırsa zatürreye hatta yıllar sonra akciğer kanserine neden olabileceği belirtiliyor. Zehirli atık içinde krom, kurşun, kadmiyum, arsenik, cıva gibi insan sağlığı açısından son derece tehlikeli ağır metal ve zehirli elementler ve daha az miktarda da olsa radyoaktif maddeler de bulunduğu bildirilmektedir.''

Reklam
Reklam

-UZUN YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKACAK ETKİLERİ-

Çamurun etkilediği bölgelerde bitkilerin, balıkların ve diğer canlıların zarar gördüğünü anlatan Yorulmaz, şöyle devam etti:

''Zehirli çamurun etkisi altındaki canlılarla beslenen hayvan ve insanlar kanser de dahil olmak üzere pek çok ciddi kronik hastalıkla karşı karşıyadır. Etki altındaki bitkilerle beslenen hayvanlar, zehiri vücutlarına almakta ve bu hayvanları yiyen insanlarda da zehirlenme meydana gelmektedir. Söz konusu zehirli çamur, toprağı, suyu ve havayı kirletmekte, bu sayede toprakta ya da suda yetişen, havayı soluyan her canlının vücuduna girmektedir. Çamur ile kirlenen suların yer altı veya yüzeysel içme suyu kaynaklarını kirletmesi de söz konusudur.

Yüksek alkali özellikte olan bu atıklarla temas, deride yanığa ve gözlerde ciddi hasarlara neden olabilmektedir. Alkali özelliği nedeniyle solunum yolu ve ağızdan alınması ile solunum yollarında ve yemek borusunda ciddi yanıklara daha sonraki dönemde ise kansere yol açabilmektedir. Bunun yanında unutulmaması gereken nokta ise tüm bu zehirli maddelerin, uzun yıllar sonra ortaya çıkacak olan sakat doğumlar, düşükler, kanser, felç gibi zararlı etkileri bulunmaktadır.''

Reklam
Reklam

-ZEHİRLİ ÇAMUR KARADENİZ'E YOL ALIYOR-

Tuna Nehri'ne ulaşan kırmızı çamurun Karadeniz'i etkilemesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yorulmaz, ''Bu zehirli maddeler daha büyük bir su kitlesi içinde seyrelecek ancak hiçbir zaman zararsız olmayacaktır. Öncelikle denize en yoğun biçimde karıştığı Tuna Nehri ağzından başlamak üzere etkisi azalarak özellikle Batı Karadeniz Bölgesi'ndeki deniz canlılarında etkileri hissedilecektir'' dedi.

Karadeniz'e çevresi bulunan ülkelerden her yıl yaklaşık 10 milyon ton atığın denize döküldüğünü ifade eden Yorulmaz, ''Bu atıklar içerisinde inorganik azot, inorganik fosfor, organik fosfor, demir ve çinko gibi pek çok zehirli madde bulunmaktadır. Sadece boğazlar aracılığı ile temizlenebilen Karadeniz, bu nedenle kirliklerden daha fazla etkilenmektedir. Söz konusun zehirli atık mevcut kirliliği daha da artıracak ve yol açabileceği sağlık sorunları da katlanacaktır'' diye konuştu.