Kızılay Genel Başkanı Kınık'tan afetlere karşı hazırlık uyarısı

KIZILAY Genel Başkanı Kerem Kınık önümüzdeki yıllarda olası depremlere karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirterek, "Riski azaltmazsak, hazırlığımızı yapmazsak, bilinç oluşturmazsak sadece cenaze defnedilir ve kurtulanların yaraları sarılır.

Alişan KOYUNCU/İZMİT (Kocaeli), (DHA) - KIZILAY Genel Başkanı Kerem Kınık önümüzdeki yıllarda olası depremlere karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirterek, "Riski azaltmazsak, hazırlığımızı yapmazsak, bilinç oluşturmazsak sadece cenaze defnedilir ve kurtulanların yaraları sarılır. Afet yönetimi bu değildir" dedi.
Türk Kızılay’ı, 17 Ağustos Depreminin 20’nci yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde bulunan bir otelde 'Vefa Gecesi' töreni düzenledi. Törende, deprem felaketinin yaşandığı dönemde bölgede görev alan yabancı ülkelerden gelen arama ve kurtarma ekiplerinin temsilcilerine plaket verildi. Düzenlenen ödül törenine Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan, Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu, Kızılay çalışanları ve çok sayıda Kızılay gönüllüsü katıldı.
Törende konuşan Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, önümüzdeki dönemlerde yaşanabilecek doğal afetlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini belirterek, "1999’daki deprem döneminde yaklaşık 300-400 sertifikalı arama ve kurtarma personelimiz vardı. Van depreminde yaklaşık 4 bin civarında arama ve kurtarma personelimiz görev yaptı. Sayımız giderek artıyor. İstanbul’daki, Marmara’daki, kötü bir deprem senaryosunda, 3 fay hattının beraber kırıldığı senaryoda İstanbul’daki 30 binin üzerinde müstakil binanın yıkılmasının bugün itibariyle öngörüldüğü depremde dünyanın bütün arama kurtarma ekibini toplasak 30 bin arama kurtarma ekibi bulamayız. Ne yaparsak yapalım, yapacağımız şeylerde riski azaltmazsak, hazırlığımızı yapmazsak, bilinç oluşturmazsak sadece cenaze defnedilir ve kurtulanların yaraları sarılır. Afet yönetimi bu değildir." dedi.
17 Ağustos depreminde Kızılay'ın sahada olduğunu ifade eden Kınık, "O gün Kızılay sahadaydı. O gün devlet kendi bakanları, valilileri ile haberleşemeyecek bir zaaf içerisindeydi. Bizler de hazırlıksızdık. Ama 150 yıllık refleksimiz var. Kızılaycılar, insan kaynaklarında çalışanından, mali şubesinden, çalışanın vazifesine dahil olmayan arkadaşlarımız da dahil olmak üzere herkes sahada seferber oldu. O günlerde çalışan sayımız 2 bin civarındaydı. 1999 depremi anıldığında sürekli olarak Kızılay bir günah keçisi olarak suçlanır. Kızılay’ın afet stoklarındaki olumsuzluklar dile getirilir. O gün sahaya ilk varan, ilk ekmek ulaştıran, ilk çorbayı kaynatan, ilk çadırı kuran, ilk yaralıya el uzatan, ilk sağlık hizmetini veren, hastanelere ilk yaralı ulaştıran tek bir kurum vardı, o da Kızılay’dı. Bugün biz de o günleri eleştiriyoruz. O günlerdeki hazırlıklarımızı ve hazırlıksızlıklarımızı eleştiriyoruz. Ama ben hazırsam, çocuklarım, ailem hazırsa toplum, devlet ve millet olarak hazırız." diye konuştu.
"OLASI BİR İSTANBUL DEPREMİ YÖNETİLEMEZ SEVİYEDE OLACAK"
İstanbul’da olası bir depremde yoğun nüfus nedeniyle arama ve kurtarma çalışmalarının yetersiz kalabileceğini belirten Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu, "Toplum tabanlı afet yönetimi çok önemli. İstanbul’da bir deprem bekliyoruz. Bizi orada kurtarmaya gelen kişiler bile depremzede olacak. Arama kurtarma ekipleri, polisler başta olmak üzere tüm ekipler depremzede olacak ve biz kendi başımıza kalacağız. Altın saat denen ilk 72 saatte birbirimizi kurtaracağız. Bunu yaparken ne kadar becerikli ve bilgili olursak o kadar kendimizi kurtarabiliriz. Başka türlüsü mümkün değil. Şu anda İstanbul’daki deprem yönetilemez seviyede. İstanbul’da depremde hayatını kaybedecek olsa o insanları gömecek yer yok. İstanbul’da olacak bir deprem yönetilmez bir seviyede olacaktır." dedi.
Yapılan konuşmaların ardından 17 Ağustos 1999 Depreminde gönüllü olarak görev alan yabancı ülkelerin arama kurtarma personellerine plaket verildi.

Reklam
Reklam

FOTOĞRAFLI