Yakın yıllara kadar küçük çocukların çoğu ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusuna, göğüslerini gere gere ‘Ben büyüyünce doktor olacağım’ diye cevap verirlerdi.
Genç kızların hayâllerini de beyaz atlı bir prens değil, beyaz gömlekli, gözlüklü bir doktor süslerdi bir zamanlar. Onlar için bir doktorun karısı olmaktan daha güzel bir kısmet düşünülemezdi.
Evde kalmış kızlar ise etraflarına ‘Beni ne doktorlar istedi de varmadım’ diye güya hava basarlardı, sanki bin bir pişmanlık içinde oldukları anlaşılmıyormuş gibi.
Ama heyhat, o günler çok gerilerde kaldı.
Artık ne çocuklar doktor olmak istiyorlar, ne de kızların rüyasına girebilen beyaz gömlekli genç doktorlar var. Yaşı geçmiş çirkin kızlar da hiç pişman değiller bir doktora varmadıklarına.
Toplumun her alanındaki yozlaşmadan, doktorlar da nasiplerini alıyorlar ve tüm dünyada kutsal meslek olarak bilinen doktorluğun saygınlığı mum gibi eriyor.
Üstelik de bu sadece benim kişisel görüşüm değil, yeni yapılan bir ankete göre neredeyse tüm doktorların ortak fikri.
İSTANBUL TABİP ODASININ ANKETİ
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Nilüfer Kalpaklı ve Dr. Güray Kılıç tarafından gerçekleştirilen İstanbul Hekim Profili Anketi’nden çıkan en önemli sonuç ‘hekimliğin toplumdaki saygınlığının giderek azalıyor olması’.
Ankete katılan ve %76’sı uzman, %14’ ü pratisyen ve %27’si de akademisyen olan 1.128 hekimin %86’sı hekimliğin toplumsal statü ve saygınlığının düştüğü ve %79’u da hekimlerin reel gelirlerinin 10 yıl öncesine göre azaldığı kanısında.
Yani doktorlara göre mesleklerinde artık ne saygı kalmış ne de para.
Durum gerçekten de çok vahim. Doktorlar, halkımızın ‘iki tık tık, bir şık şık’ özdeyişi ile ifade ettikleri gibi kolay ve çok para kazanmıyorlar. Birçok doktor neredeyse karın tokluğuna çalışıyor, hatta acı ama gerçek o ki, açlıktan nefesi kokanlar bile var.
Mesela, bir asistan doktorun aldığı maaş 1.000-1.500 YTL arasında. 30 yıllık uzman bir doktor emekli olduğunda, 30.000 YTL kadar ikramiye ve 1.000 YTL civarında maaş alıyor.
Varın gerisini siz hesap edin.
DOKTOR, ÇOCUĞUNUN DOKTOR OLMASINI İSTEMİYOR
Anketin bunlar kadar, hatta bunlardan da önemli iki sorusuna verilen cevaplar da şaşırtıcı değil bu durumda.
‘Bugün imkânınız olsaydı hekim olmayı seçer miydiniz?’ sorusuna hekimlerin ancak %56’sı evet diyebilmiş. Demek ki doktorların yarısı doktor olduklarına pişmanlar. Bugünün şartlarında haksız da sayılmazlar hani. Sen gel, en az 10 sene eğitim gör, sonra git mecburi hizmetlerde sürün, ondan sonra da ne saygınlığın olsun, ne de doğru dürüst karnını doyuracak paran olsun.
Çocuklarının da tıp eğitimi görmelerini arzu edenlerin oranı ise %30. Benim kişisel gözlemlerime göre bu oran çok yüksek. Bu %30 değil de, %3 olmasın sakın? Çünkü, ben şöyle bir sınıf arkadaşlarımı düşündüm de, çocuğu tığ fakültesine giden tek bir kimse aklıma gelmedi. Bizim sınıf için bu oran demek ki %3’den bile daha düşük, belki de %0.
Bu şunu gösteriyor ki, doktorların büyük çoğunluğu çocuklarının kendileri gibi çile çekmelerini istemiyorlar.
ONUN ADI DOKTOR
İşte bundan dolayıdır ki, kızlarına doktor talip olduğunda babalar soruyorlar yavrularına:
- Kızım seni doktora vereyim mi?
Kızın cevabını biliyorsunuz:
- İstemem babacığım, istemem.
Doktorlara atıp tutanlar bu anketin sonuçlarını iyi değerlendirsinler lütfen.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi