KKKA'nın göçmen kuşlarla yayıldığı iddiası

TOKAT (İHA) - Tokat'ta düzenlenen "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi" panelinde, hastalığın Ortadoğu'dan göçmen kuşlarla taşındığı ileri sürüldü. Prof. Dr. Levent Doğancı, her problemin kaynağının Ortadoğu olduğunu öne sürerek, "Ortadoğu bu problemin de kaynağı. Çünkü göç yollarının üzerinde bulunuyor" dedi.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarafından şehir yerleşkesinde düzenlenen "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi" paneli beklenen ilgiyi görmedi. Sağlık çalışanlarına yönelik olduğu söylenen panele İl Sağlık Müdür Dr. Hüseyin Uçar ve yaklaşık 50 kişi katıldı. Panelde sunum yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Levent Doğancı, "Tropikal ülkelerde görülen bu hastalıklar, bizim bölgemizin hastalıkları değil. Ancak insanın doğayla olan ilişkisi nedeniyle artık bizim bölgemizde de görülmeye başladı. Bunlar tehlikeli virüs hasatlıkları. Bu virüslerle ilgili laboratuar ortamında çalışırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü laboratuarlarda bulaşarak hastane çalışanlarında ölüme neden olabiliyor. Bunu basınımızdan takip edebiliyoruz. Biyolojik savunma açısından da bir diğer değişle biyolojik savaş veya biyolojik terör açısından önem taşıyan mini canlılar" dedi.

Reklam
Reklam

Kuş gribi ve KKKA hastalığında sonra göçmen kuşlarla bulaşan aviyen virüsünün ülkenin problemi olabileceğini iddia eden Doğancı, etrafımızdaki komşu ülkelerde bu sorunun olduğunu söyledi. Doğru, her problemin kaynağı olan Ortadoğu'nun bu problemlerin de kaynağı olduğunu iddia ederek, "Göçmen kuşlar yaz aylarında ılıman ve serin ülkelere doğru göç ediyor. Kış aylarında ise tekrar geri dönüp Kongo Bölgesi'ndeki sulak alanlarda kış aylarını geçiriyorlar. Dolayısıyla bu göçün kaynağı olan Ortadoğu, bu problemin de kaynağı. Çünkü göç yollarının üzerinde bulunuyor. Bu hastalığın bulaşması hiyeloma cinsi kenelerle oluşuyor. 850 tür keneden 30 kadarı bulaşmada rol oynuyor. Bunların halkımızın çok yakından tanığı koyun ve sığırlarda olan normal Anadolu kenesi, bir tanesi de Anatolya ismini taşıyan bir kene. Virüs koyun, keçi, tavşan, kirpi vb. hayvanlardan izole edilmiştir. Ancak bu hayvanlarda hastalık oluşturmuyor. Belirtisi gizli bir enfeksiyon olarak devam ediyor. Bunlardan kenelere, kenelerden de tesadüfen kenelerin kurbanı insanlara geçiyor. Yani hayvanlarda hastalık oluşturmaması aleyhimize oluyor. Çünkü hayvanlar ölerek doğal zincirden çıkamıyor, ölmüyor, doğal zincirin parçası olarak kalıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Doğancı, kenelerle temas içinde olan tarım çalışanları, hayvancılar, çiftçiler, veterinerler ve sağlık çalışanlarının risk altında olduğunu ifade ederek, "Çünkü insandan insana kan ve vücut sıvılarıyla bulaşabilen bir enfeksiyon. Özellikle kan çok bulaşıcı. Zaten kanamalı bir ateş olduğu için acil servis çalışanlarımız, çocuk, göğüs hastalıkları uzmanları büyük risk altında. Anastiziyologlar ve genel cerrahlarımız risk altında kalabiliyor" dedi.

Doğancı, virüsün hava yoluyla da bulaşabileceğini söyledi. Doğancı, gelişmiş bir laboratuar örneği vererek, "Canlı virüsle çalışabilmek için gelişmiş bir laboratuarda çalışabilmek lazım. İnsanlar özel kıyafetler giyiyor, soludukları hava bile oksijen çantası içerisinde yanlarında taşınıyor. Çünkü hava yoluyla da geçebilir. Hava yoluyla geçtiğinde oldukça öldürücü" şeklinde konuştu.

İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdür Fatih Şua Tapar ise hastalığın Tokat'ta teşhisinin konulması aşamasını aktardı. Tapar, Tokat Devlet Hastanesi kayıtlarına göre yaptıkları incelemelerde kesin olmamakla beraber 1998-2003 yılları arasında 50 şüpheli vakanın tespit edildiğini, bu sayının 2005 yılında 200'e yükseldiğini, 2006 yılı Temmuz ayına kadar ise 120'ye gerilediğini söyledi.

Reklam
Reklam