LONDRA (AA) - TAYFUN SALCI - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs'ta "donmuş belirsizliğin" aşılmasında cumhurbaşkanlığı makamının önemli olduğunu belirterek, "kördüğüme dönüşmüş meselenin daha yaratıcı, yeni fikirlerle çözülebileceğine" inandığı için adaylığını koyduğunu söyledi.
Özersay, bir dizi toplantı ve konferans vesilesiyle geldiği İngiltere'nin başkenti Londra'da, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Uluslararası konjonktürün Kıbrıs sorunu konusunda, yerleşmiş kalıpların dışında yeni fikirlerin tartışılmasına uygun bir hal almaya başladığını ifade eden Özersay, Kıbrıs Rum liderliğinin bile kapalı kapılar ardında bu tür alternatifleri sorgulamaya başladığını dile getirdi.
Özersay, nisan ayında yapılacak KKTC cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığını ilan etme gerekçesini de "Bu donmuş belirsizliğin dışına çıkılması fırsatı var önümüzde. Bu açıdan cumhurbaşkanlığını son derece önemli görüyorum." sözleriyle açıkladı.
Cumhurbaşkanlığının Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumda kabul gören en önemli konum olduğuna dikkati çeken Özersay, "Kıbrıs'ta bu kördüğüme dönüşmüş meselenin daha yaratıcı, yeni fikirlerle çözülebileceğine, Kıbrıs Türkünü bu belirsizlikten çıkarabileceğime uluslararası alanda Kıbrıs Türklerinin sesini en iyi şekilde duyurabileceğime inandığım için cumhurbaşkanlığına aday oldum." diye konuştu.
- "Kısır müzakere için aday olmadım"
"50 yıldır devam eden kalıplaşmış, kısır müzakere sürecini devam ettirmek için aday olmadım." ifadesini kullanan Özersay, "Yeni fikirleri proaktif biçimde gerek müzakere masasında, gerek müzakere masasının dışında gündeme getirmek, uluslararası toplumun karar mekanizmalarının içine dahil etmek ve Kıbrıs Türk halkının içinde bulunduğu bu belirsizlik sarmalından çıkmasına yardımcı olmak için aday oldum." değerlendirmesinde bulundu.
Kapsamlı çözüme bağımlı bir gelecek tasavvur etmediğini aktaran Özersay, "Kapsamlı çözüm olmayacaksa, gecikecekse bile o süre zarfında Kıbrıs Türk halkının sesinin uluslararası alanda bütün platformlarda duyulmasını sağlamak en önemli görevim olacak." şeklinde konuştu.
Özersay KKTC'nin sadece "müzakerelere gidip gelen" değil, bütün uluslararası platformlarda Kıbrıs Türk halkını en iyi şekilde temsil edecek bir cumhurbaşkanına ihtiyacı olduğunu belirterek, bunun yeni dönemde KKTC'ye çok önemli fırsatlar sağlayacağına inancını dile getirdi.
- "Paylaşıma değil, iş birliğine dayalı ortaklık"
"Maalesef Kıbrıs Rum toplumu ve siyasi liderliği Kıbrıs Türk toplumuyla yönetimi ve zenginliği paylaşma iradesine sahip değil." diyen Özersay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu en önemli eksiklik. Bunun olmadığı bir ortamda federal bir ortaklığı oluşturmak ve yaşatmak imkansız. Tarafların birbirine güven duymadığı bir ortamda yaşıyoruz. Karşılıklı güven eksikliği var. Bu da federasyon için olmazsa olmaz bir koşul. Ayrıca bir federal çözüm için federal kültüre de ihtiyaç var. Bizim aslında bir federal tecrübemiz var. Bu 1960 ile 1963 arasındaki Kıbrıs Cumhuriyeti federasyon tecrübemiz. Ama bu acı bir tecrübe.”
Kıbrıs’ta bu şartların değişmesi halinde federal ortalık dahil her şeyin kurulabileceğini vurgulayan Özersay, "Eğer bu şartların değişmesi için uluslararası toplum elindeki manivelaları, araçları, kozları kullanmaktan imtina edecekse o zaman bizim artık paylaşmaya dayalı bir federal ortaklığı değil, iş birliğine dayalı bir ortaklığı görüşmemiz gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Özersay, 2. Dünya Savaşı sonrasında 5 ülke tarafından kurulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu bu tür bir ortaklığa örnek olarak gösterdi. Savaşın tarafları olan Fransa ve Almanya'nın bu iş birliğine dayalı ortaklığından AB'nin meydana geldiğine işaret eden Özersay, Kıbrıs'taki tarafların da farklı alanlarda iş birliğine gidebileceğini söyledi.
- "Rum tarafı çözüme Türk tarafı kadar ihtiyaç duymuyor"
"Kıbrıs Rum tarafına bugünden itibaren birileri 'Siz bütün adayı temsil eden yasal hükümet değil de sadece Rumları temsil eden bir devletsiniz' dese, herhalde Kıbrıs meselesi iki ay içinde çözülür." diyen Özersay, Rum kesimine Akdeniz'deki doğal gazı Kıbrıslı Türklerle anlaşarak kullanması için baskı yapılmasının da çözüme giden yolu açabileceğinin altını çizdi.
Uluslararası toplumun bu konuda "elini taşın altına koyacağı" yönünde bir emare görülmediğini anlatan Özersay, şunları kaydetti:
"Yapılması gereken şey tarafların çözüme olan ihtiyaçlarının en azından birbirine yakın noktaya getirilmesini sağlayacak adımlar atmaktır. Bugün Kıbrıs Rum tarafı çözüme, Kıbrıs Türk tarafı kadar ihtiyaç duymamaktadır. Oysa uluslararası ilişkilerde uyuşmazlıkların çözüm teorisine göre uyuşmazlığın taraflarının mevcut statükodan, tıkanıklıktan önemli ölçüde rahatsızlık duymaları gerekir ki uyuşmazlık çözülebilsin."
- Brexit fırsatı
İngiltere’de aralık ayında yapılan erken genel seçim dolayısıyla o dönemde yapmayı planladığı ziyareti ertelediğini anımsatan Özersay, ziyaretin Brexit’in gerçekleşmesine birkaç gün kala olmasıyla ayrı bir anlam kazandığına işaret etti.
İngiltere'nin AB'den ayrılmasının KKTC için bir fırsata dönüşebileceğine dikkati çeken Özersay, şunları ifade etti:
"1974’ten 1994’e kadar 20 yıl boyunca biz kendi sertifikalarımızla narenciye ürünlerimizi, patatesimizi, tekstil ürünlerimizi İngiltere’ye ihraç edebiliyorduk. Ekonomimizin çok önemli bir kısmını oluşturuyordu. Fakat Avrupa Adalet Divanının aldığı bir kararla maalesef bu doğrudan ticaretin önüne geçildi."
İngiliz yetkililerin uzun yıllar bu kararı bir bahane olarak kullandıklarını anlatan Özersay, "Biz de burada İngiltere’nin AB’den çıkışıyla birlikte Avrupa Adalet Divanı kararlarının İngiltere açısında artık büyük bir ihtimalle bağlayıcı olmayacağını, İngiltere’nin elinin çözüldüğünü, Brexit'ten sonra Kıbrıslı Türklerle doğrudan ticaretin yeniden başlayabileceği mesajını verdik." diye konuştu.
Özersay, bu konunun Londra ziyaretinde İngiliz Parlamentosu KKTC Dostluk Grubuyla yaptığı ve İngiliz Dışişleri yetkililerinin de yer aldığı bir toplantıda da ele alındığını söyledi.
Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı da olan Kudret Özersay, 9 Ocak'ta Facebook ve Twitter üzerinden cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacağını açıklamıştı.