İSTANBUL (AA) - Türk Toraks Derneği KOAH Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, zatürrenin, KOAH'lı hastanın yaşam standardını daha da düşürdüğünü, hastalığın kontrol altında tutulmasını zorlaştırdığını belirterek, bunların olmaması için KOAH hastalarının zatürre aşısı olması gerektiğini bildirdi.
Prof. Dr. Kılınç, Dünya KOAH Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, halk arasında "müzmin bronşit" olarak da bilinen KOAH'ın, öksürük, balgam, nefes darlığı şikayetlerinin ön planda olduğu, akciğerdeki bronşların ve akciğerin süngerimsi kısmının etkilendiği bir hastalık olduğunu bildirdi.
Türkiye'de farklı bölgelerde yapılan çalışmalar sonucu KOAH sıklığının yüzde 10 ila 20 arası değiştiğinin bilindiğini aktaran Kılınç, "Yani Türkiye'de ve dünyada her 10 kişiden bir veya ikisinin KOAH olduğunu biliyoruz. Ancak hepsine teşhis konulmuş durumda değildir maalesef. Erkeklerde KOAH daha yaygın görülüyor lakin kadınlarda da son dönemde artmaya başladı." ifadelerini kullandı.
Kılınç, kadınlarda, sigara ve hava kirliliği dışında KOAH oluşturan sebepler arasında kapalı mutfaklarda çalı çırpı, tezek, odun, kömür yakarak yemek ve ekmek yapma gibi işlemlerin hastalığın sebebi olarak ortaya çıktığını anlattı.
- "Tütün mamulleri en büyük sorumlu"
Prof. Dr. Oğuz Kılınç, risk faktörlerinin başında tütün mamullerinin geldiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bunların her formu, ister duman ister buhar olsun elektronik sigara veya ısıtılmış tütün ürünleri de dahil olmak üzere, KOAH'ın en sık gördüğümüz risk faktörüdür. Buna temas eden kişilerin doğrudan KOAH olma riskleri artıyor. Bunun dışında hava kirliliği çok önemli. Kirli hava soluyan toplumlarda KOAH'ın gelişme riski çok yüksektir. Dış ortam kirleticileri, yani fabrikalarda ya da termik santrallerde yakılan kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlar havayı kirletiyor, bu kirli havayı soluduğumuzda da akciğerlerimizin zarar görmesi ve KOAH gelişmesi riski daha fazla oluyor. İç ortam hava kirliliğinde de yine sigara nedeniyle pasif içime maruz kalma ve evin içinde ısınma ve yemek pişirme amacıyla organik yakıtların yakılması ve dumanının eve temas etmesi de KOAH'a zemin hazırlıyor."
KOAH'ın erken teşhis edilip, uygun tedavisine başlanması durumunda kötüye gidişin hızının yavaşlatılabildiğini ifade eden Kılınç ancak hastalığın tamamen yok edilmesinin şu an mümkün olmadığını bildirdi.
Prof. Dr. Kılınç, hastalığın hızının engellenmemesi halinde başka organların da etkilenebileceğini aktararak, KOAH'ın dünyada en çok öldüren hastalıklar arasında üçüncü sırada yer aldığını kaydetti.
- "Zatürre aşısı risk grubundaki hastalara ücretsiz"
Oğuz Kılınç, KOAH'ın ağırlaştıkça zatürrenin gelişme riskinin arttığına işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Çünkü akciğerin süngersi kısmı ve soluk borularında, bronşlarda hastalık ilerledikçe hem savunma mekanizmalarını yıpratıyor hem de mikroorganizmaların akciğere ulaşması ver orada yerleşip iltihap oluşturma riskini artırıyor. Bununla beraber KOAH tedavisinde kullanılan inhale kortikosteroidler de zatürre riskini artırır. Tüm bu nedenlerden ötürü, tüm KOAH vakalarında zatürre görülmesi ihtimali çok yüksektir. KOAH hastaları bir de üzerine zatürre olursa durumları çok daha zorlaşıyor. Zatürre, KOAH'lı hastanın yaşam standardını daha da düşürüyor, hastalığın kontrol altında tutulmasını zorlaştırıyor. Bunların olmaması için hastanın zatürre olmaması gerekiyor, bunun için de aşı olması önemli. Dolayısıyla KOAH'lı hastanın zatürre olmasını engellemek lazım. Neyse ki elimizde zatürre olma riskini azaltan aşılar var. Zatürreye karşı koruma sağlayan pnömokok aşıları mevcut. Aşılama, mikrobun kana karışarak enfeksiyon oluşma riskini yüzde 75, kana karışan mikroplarla zatürre olma riskini yüzde 45 azaltıyor. Yaşam boyu koruyuculuk sağlayabiliyoruz. Bu aşılar erişkin aşılama takvimine girmiş durumda ve Sağlık Bakanlığı tarafından risk grubundaki hastalara ücretsiz olarak yapılıyor."