Koç Holding'den yapılan açıklamaya göre, Holding, iklim kriziyle mücadelede ve düşük karbon ekonomisine geçiş yolculuğunda Topluluk şirketlerini ve ekosistemini harekete geçirmeye hazırlanıyor.
Koç Topluluğu şirketlerinin iklim krizine yönelik attığı adımları hızlandırma hedefiyle hayata geçirilen programın tanıtımı Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirdi.
Topluluk şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin katıldığı çevrimiçi etkinlikte Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl iklim krizi ve bu krizin sürdürülebilirlik gündemine etkisini katılımcılara anlatırken, Koç Holding Sürdürülebilirlik Koordinatörü Ebru Bakkaloğlu Tüzecan da Karbon Dönüşüm Programı'nın iş planını aktardı.
Açıklamada, etkinliğin "Koç Topluluğu 2050 Karbon Nötr Hedefi ve Yol Haritası" başlıklı oturumunda yaptığı konuşmaya yer verilen Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, iklim krizinin iş dünyası açısından en önemli sürdürülebilirlik risklerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Paris Anlaşması’nın onaylanması büyük memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Çakıroğlu, şöyle devam etti,
"Diğer yandan dünyamızın tüm önemli meselelerinde olduğu gibi bu konuda da özel sektörün çözüm ortağı olma sorumluluğu var. Yine her önemli küresel meselede olduğu gibi, iklim krizi, özel sektörün, kamunun ve sivil toplumun iş birliği yapması gereken çok acil bir konu. İklim krizinin artan etkilerine bu yaz döneminde ne yazık ki hep birlikte şahit olduk. Yalnızca ülkemizde değil, dünyanın pek çok yerinde orman yangınları, sel ve kasırga gibi iklim değişikliğinden kaynaklanan afetler meydana geldi. Küresel iklim felaketlerinin yaşandığı bu dönemde, dünyanın en saygın bilim kuruluşlarından olan hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli, 6. Değerlendirme Raporu'nu yayımladı. Rapor, Paris Anlaşması'ndaki küresel sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama hedefini gerçekleştirebilmek için çok hızlı ve çok güçlü bir ekonomik dönüşüme ihtiyaç olduğuna vurgu yapıyor. Sadece bu bile başlattığımız Karbon Dönüşüm Programı’nın ne kadar kritik, ne kadar doğru zamanda ve isabetli olduğunu gösteriyor."
Levent Çakıroğlu, Koç Topluluğu olarak kuruluşlarından bu yana insanı odağına alan, dünyayı ve toplumu gözeten bir yaklaşımla hareket etmeye özen gösterdiklerini ifade ederek, en önemlisi, iş modellerinin sürdürülebilirlik perspektifinde güçlendirip, rekabetçi avantaj yaratacak şekilde değiştirme, dönüştürme hedefiyle hareket ettiklerini aktardı.
İklim krizinin işlerinin sürdürülebilirliği açısından en önemli risklerden biri olduğunu belirten Çakıroğlu, şunları kaydetti;
"Bir yandan Sınırda Karbon Vergisi gibi düzenlemeler, yatırımcıların gittikçe artan baskısı, diğer yandan da tüketicilerin ve özellikle çalışanların talepleri, şirketlerin düşük karbon ekonomisine daha hızlı geçiş konusunda zorlanmasına sebep oluyor. Buna ilave olarak, iklim değişikliği kaynaklı doğal afetler de fiziki riskler oluşturuyor. Değişik vesilelerle vurguladığım gibi bu konuda gerçekçi bir yaklaşımla, bir taraftan bu riskleri yönetirken diğer taraftan tüketicinin, yatırımcının ve çalışanın beklentilerine cevap verecek şekilde iş modellerimizi, ürünlerimizi, hizmetlerimizi dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımızı iş modelimize entegre ederek rekabetçi avantaj yaratacağımıza inanıyorum. Sürdürülebilirlik her zaman gündemimizdeydi ancak Karbon Dönüşüm Programımızla birlikte daha sistematik ve daha iddialı hedeflerle bu konuyu yönetmeye başladık."
Karbon Dönüşüm Programı’nı üç ana başlık altında yöneteceklerini açıklayan Çakıroğlu, "Bunlardan ilki, iklimle bağlantılı risk ve fırsatlarımızın analiz edilmesi ve çıktılar doğrultusunda aksiyon planlarımızın oluşturulmasıydı. Bu kapsamda düşük karbon ekonomisine geçiş vizyonumuzun önemli adımlarından biri olarak, sıfır karbona ulaşmayı hedefleyen dünyanın önde gelen kuruluşlarını bir araya getiren “İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü”ne (TCFD) destek veren şirketler arasına katıldık. Yol haritamızın ikinci ve diğer bir önemli ayağı ise 2050 yılına kadar karbon nötr olma taahhüdüne ulaşmak üzere Topluluk şirketlerinin hedeflerinin belirlenmesi oldu. Yol haritamızın üçüncü ve son ayağını ise AB Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere küresel ve ulusal ölçekteki iklimi merkeze alan politika ve uygulamaların takip edilmesi oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl da Koç Topluluğu olarak bugüne kadar toplum ve çevre odaklı pek çok büyük projeyi başarıyla yürüttüklerini ifade ederek, Karbon Dönüşümü Programı'nın, hem çok daha uzun vadeli, hem de yaratacağı etki ve dönüşümün ölçeği açısından hepsinden daha büyük olduğunu dile getirdi.
İklim krizinin gezegen için varoluşsal bir tehdit olduğuna dikkati çeken Kızıl, "Harekete geçmek ya da geçmemek, yalnızca işimizin değil, insanlığın geleceğini belirleyecek. Koç Topluluğu olarak iklim kriziyle mücadele yolunda yapısal önlem ve değişikliklere gideceğiz." ifadesini kullandı.
Kızıl, şunları kaydetti:
İklim krizinin geri dönüşü olmayan etkilerinden kaçınmak için Paris Anlaşması ile belirlenmiş olan, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutma hedefinin dahi, bilimdeki son gelişmeler ışığında yetersiz kaldığı anlaşıldı. Şimdi bütün dünya hedefleri revize ederek küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlamanın yollarını arıyor, hükümetler bu hedefleri ulaşılabilir kılacak mevzuatları ve yasal düzenlemeleri hızla hayata geçiriyor. Dolayısıyla özel sektörün bu krize kayıtsız kalma şansı artık zaten yok. Paris Anlaşması’nın ülkemiz tarafından da onaylanması ile 2053 net sıfır hedefi doğrultusunda ortaya koyulacak eylem planlarının, destekleyici mevzuatların, teşvik ve finansman imkanlarının da bu süreci hızlandıracağı aşikar. Bu konu sadece hükümetlerin değil yatırımcıların gündeminde de giderek daha büyük bir ağırlık kazandı. Şirketlerin finansal sonuçları kadar, ESG olarak tanımladığımız, çevre, sosyal, kurumsal yönetim performansları da yatırımcılar tarafından sorgulanıyor. ESG performansını iyileştirmeyen şirketler, yakın gelecekte yatırımcılarını kaybetme riski taşıyor. Aslında bütün bu gelişmeler bizim ‘Geleceğe. Birlikte’ olarak tanımladığımız ve sürdürülebilirlik stratejimizin temeli olan ‘tüm paydaşlar için fayda yaratarak büyüme’ anlayışımızla doğrudan örtüşüyor ve yeni düzende de devam ettireceğimiz liderlik konumumuzun şimdiden sinyalini veriyor."
Koç Topluluğu olarak otomotivden beyaz eşyaya, enerjiden finansa pek çok farklı sektörde faaliyet gösterdiklerini vurgulayan Kızıl, “Dünyanın şu an belki de en önemli gündem maddesi olan karbon dönüşümü bizim her bir sektörümüzü yakından ilgilendiriyor ve büyük sorumluluklar yüklüyor. Alacakları aksiyonlar farklılık gösterse de tüm şirketlerimizin düşük karbon ekonomisine geçiş yolculuğunda önemli etki alanları var. Biz Koç Topluluğu olarak, bu alanda da ülkemiz özel sektörüne öncülük edeceğiz. Ayrıca inanıyorum ki kararlılığımız ve somut adımlarımızla önümüzdeki dönemde yalnız ülkemizde değil uluslararası ölçekte de sürdürülebilirlik performansımızdan söz ettireceğiz. (AA)