Yalova'da yaşayan Ö.İ., karısının bir ayağının sakat kalması ve ayak başparmağının kapanmamasıyla dalga geçtiğini öne sürerek boşanma davası açtı. Dava, yerel mahkeme tarafından yetersiz gerekçe ile reddedildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadının kocası ayak başparmağının kapanmaması nedeniyle sürekli alay etmesi nedeniyle kusurlu olarak görülmesi gerektiği kararını verdi. Yalova'da yaşayan Ö.İ ile kadın S.A.A., birbirlerini severek evlendi. S.A.A. evlendikten bir müddet sonra, yaşadığı olayla bir ayağı sakat kalan ve ayak başparmağı kapanmayan kocası Ö.İ. ile dalga geçmeye başladı.
Alay etmelerin artması sonrasında Ö.İ., eşi S.A.A.'nın kendisiyle alay ettiğini öne sürerek Yalova Aile Mahkemesinde boşanma davası açtı. Yerel mahkeme, yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verdi.
Sabah'tan Mevlüt Hasgül'ün haberine göre; Karar sonrasında hüküm temyiz edildi ve dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesine geldi. Daire heyeti, yerel mahkemenin kararını bozdu. Kararda, S.A.A.'nın, kocası Ö.İ.'nin bir ayağının sakat olması ve ayak başparmağının kapanmaması nedeniyle sürekli alay ettiğinin anlaşıldığına değinildi. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğundan bahsedilen kararda, olayların akışı karşısında Ö.İ.'nin dava açmakta haklı olduğuna yer verildi.
Dairenin kararında, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin doğru bulunmadığı kaydedildi. Yerel mahkemenin hükmü oybirliği ile
bozuldu.
Kararı değerlendiren avukat Selahaddin Demir, ayağı aksayarak yürüyen bir kişiye topal demenin, kulağı hiç duymayan birine sağır demenin veya gözleri görmeyen bir kişiye kör demenin, bir kişinin fiziksel ya da zihinsel engel durumu ile alay edecek şekilde kelimelerle seslenmenin hakaret olduğunu hatırlatarak, yaşanan olayda kadının kocasının ayağının sakat olması sebebiyle sürekli alay ettiğinin görüldüğüne değindi.
Aşağılama fiilinin tek başına boşanma sebebi olmasının yanı sıra somut olayda hakaret suçunun oluşmasının kadını kusurlu yapacağını ve davacı açısından boşanma sebebinin ortaya çıkacağından bahseden Demir, eşin fiziki özellikleri ile dalga geçmenin ve onur kırıcı sözler söylemenin kusurlu davranış olduğunu söyledi. Demir, kadının, eşinin fiziki özellikleri ile alay etmesi nedeniyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğunu savundu.