Kodat, konuyla ilgili değerlendirmeler yaparak şöyle devam etti; Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, temyiz yolu açık olmak üzere aralarında Elazığ Belediye Başkanının da bulunduğu 45 kişiye çeşitli cezalar verdiği kararı Elazığ kamuoyunda ve ülke gündeminde önemli bir yer tutmuştur. Ortada kesinleşmiş bir karar olmamasına rağmen, uzun bir soruşturma ve kovuşturma neticesinde verilen karar, haliyle Elazığ kamuoyunda tartışılacaktır.
Biz Saadet Partisi olarak, Elazığ’ın yerel yönetiminde etkili bir muhalefetle, tüm yolsuzlukların karşısında olmaya çalıştık. Bugün Elazığ kamuoyunun bir nebze de olsa rahatlamasını sağlayan söz konusu yargılamanın gerçekleşmesine vesile olan en önemli muhalefet partisi, bizim partimizdir.
Bundan sonra da kamunun menfaati için kamu zararına yol açanların takipçisi olacağımızı tekrar beyan etmek isteriz. Bugün sadece Elazığ’da değil, Türkiye’nin yerel yönetiminde yolsuzluk ve usulsüzlüklerin giderek arttığını üzülerek takip ediyoruz. Maalesef yerel yönetimlerde yargıya taşınan usulsüzlükler, buz dağının görünen kısmıdır.
Yerel yönetimlerde eskilerin tabiriyle “tuzun dahi koktuğu bir durum” söz konusudur. Zira ilgili yargılamalara baktığımızda, başta belediye başkanlarının da görevleri ile ilgili yargılandıklarını üzülerek görüyoruz. Ancak gerçek mesele, şahıslar değildir. Zira olanları bir zihniyet meselesi olarak okuyamadığımız müddetçe, köklü çözüm üretmemiz de mümkün değildir.
1994 yerel seçimlerinde, Türkiye’nin dört bir yanında örnek bir belediyecilik çağı başlatan Milli Görüş belediyeciliği modelini unutmamamız gerekiyor. Halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak gören Milli Görüşçü belediyeler, yerel idarelerde altın çağı yaşatmışlardı. İşte yaşanan bu olumsuzluklar, Milli Görüş Belediyeciliğinin ne kadar elzem olduğunun bir göstergesidir. İnşallah önümüzdeki seçimlerde Elazığ Belediyesini ve diğer belediyeleri de alarak, kaldığımız yerden efsane milli Görüş hizmetlerine devam edeceğiz.
Son olarak Elazığ Belediye başkanının yargılandığı ve kesinleşmemiş olmakla birlikte, ceza aldığı karardan sonra görevden uzaklaştırılması veya istifa edip etmeyeceği de Elazığ kamuoyunda tartışılmaktadır. Bize göre bu konuda mevzuat neyi gerektiriyorsa onu yapmak gerekiyor. Mevzuatımızda bir belediye başkanının görevi ile ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma ve kovuşturma açılması halinde içişleri bakanı, yargı kararıyla "görevden düşürmeyi" beklemeden idari bir kararla, seçilmiş yerel yönetim temsilcilerini görevden uzaklaştırabilmektedir. İçişleri Bakanlığının, ceza almadığı halde göreviyle ilgili soruşturma geçiren belediye başkanlarını da görevden uzaklaştırma örnekleri kamuoyunun da malumudur. Dolayısıyla Elazığ Belediye Başkanının istifa etmemesi halinde İçişleri Bakanlığının da mevzuat gereği üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Günümüzde uygulanmakta olan sistemle, yöneticilerimizi, Milletvekillerimizi, Başbakan ve bakanlarımızı, Belediye başkanlarımızı, İl genel ve belediye Meclis üyelerimizi yapılan seçimlerle halk olarak kendimiz belirlemekte ve başımıza yönetici olarak seçmekteyiz. Dolayısıyla bunların yetkileri dâhilinde işledikleri günahlarına da sevaplarına da istesek de istemesek de ortak olmaktayız. Dolayısıyla, ben partiye oy verdim ben başbakana oy verdim ifadeleri bizleri işlenen vebalden kurtarmaz.
Muhabir : Özge İNCE
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz