Kofi Annan hayatını kaybetti! Kofi Annan kimdir, Türkiye için önemi nedir?

Kofi Annan Vakfı'ndan yapılan açıklamada, eski BM Genel Sekreteri Annan'ın henüz teşhis konulamayan bir hastalık nedeniyle İsviçre'nin başkenti Bern'de tedavi gördüğü hastanede öldüğü bildirildi. Vakıf, Annan'ın ölümünden dolayı taziye mesajı yayımladı.

Eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, henüz teşhis konulamayan bir hastalık nedeniyle İsviçre'nin başkenti Bern'de tedavi gördüğü hastanede 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Annan'ın Türkler için önemi Kıbrıs meselesinden doğmaktadır.

KOFI ANNAN KİMDİR?

Kofi Atta Annan (d. 8 Nisan 1938) yedinci Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri.

8 Nisan 1938'de Gana'nın Kumasi şehrinde doğdu. Henry Reginald ve Victoria Annan'ın çocukları olarak, kardeşi Efua Atta ile beraber ikiz olarak dünyaya geldiler. Babası Lever Brothers'da ihracatçılık yapıyordu, ve ailesinin durumu Gana'ya göre çok iyiydi. Bu durumları Kofi'yi 1870'lerde kurulan Mfantsipim yatılı okuluna gönderilmesine yardımcı oldu.

Reklam
Reklam

Üniversite eğitimini Gana, ABD, ve İsviçre'de yaptıktan sonra BM'de çalışmaya başladı. Bütün iş hayatı boyunca, Birleşmiş Milletler'in değişik branşlarında çalıştı. Genel Sekreter seçilmeden önce, Genel Sekreter Müsteşarlığı yapmaktaydı. 13 Aralık 1996'da Boutros Boutros-Ghali'den sonra Birleşmiş Milletler'in yedinci Genel Sekreteri olarak seçildi. 2001 yılında Nobel Barış Ödülü'nü kazandı. 10 yıllık bir hizmetten sonra Annan 1 Ocak 2007'de görevini Güney Koreli Ban Ki-moon'a devretti.

İsveçli Nane Maria Annan ile evli olan Annan'in bir önceki evliliğinden üç çocuğu bulunmaktadır. Annan İngilizce, Fransızca, Fante ve bazı Afrika dillerini konuşabilmektedir.

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ

Annan'ın Türkler için önemi Kıbrıs meselesinden geliyor. Annan, Kıbrıs'taki tarafların uzlaşmasına yönelik zemin oluşturma amacıyla masaya plan sunmuştu. Bu plan 2004 yılında Kıbrıs referanduma sunulmuştu.

KIBRIS SORUNUNDA ANNAN PLANI

Annan'ın getirdiği plan 11 Kasım 2002 tarihinde Türk ve Rum tarafına sunuldu. Dönemin Kıbrıslı liderleri planı referanduma sunmayı Şubat'ta kabul etti.

Reklam
Reklam

Aradan geçen süre içinde her iki taraf da müzakereler ışığında plana itirazlarını ve taleplerini iletti, plan bu talepler ışığında gözden geçirildi.

Ancak iki taraf uzlaşmayı başaramayınca, 2004 Şubat'ında alınan bir karar uyarınca plana son şeklini Kofi Annan verdi.

9 BİN SAYFALIK PLANIN ANA HATLARI

Bugün Kıbrıs halklarının onayına sunulan ve ana metni yaklaşık 200 sayfayı bulan ekleri ile 9 bin sayfaya ulaşan planın ana hatları şöyle:

Devlet yapısı iki kurucu devletten oluşan, tek bir uluslararası kişilik ve egemenlik öngörülüyor.

İki kurucu devlet eşit hak ve yetkilere sahip olacak.

İki kurucu devletin ve federal hükümetin ayrı polis teşkilatları olacak.
Kuzey'e dönecek Rum göçmenlerin oranı yüzde 21'den 18'e inecek.

Kıbrıs Türk kesiminin toprağı yüzde 7 azaltılarak, adanın yüzde 29'una eşitlenecek, böylece yaklaşık 120 bin Rum hem evlerine dönmüş hem de Rum yönetimi altında kalmış olacak.

Kıbrıs 9 üyeli başkanlık konseyi tarafından yönetilecek. Üyelerden 6'sı Rum, 3'ü Türk olacak. Üyelerden üçünün oy hakkı olmayacak.

Reklam
Reklam

Başkanlık Konseyi'nde beşer yıl süreyle görev yapacak üyeleri parlamento seçecek.

Her ikisi de beşer yıl görev yapan 48'er üyeli senato ve temsilciler meclisi olacak.

Senatoda 24 Türk ve 24 Rum temsil edilecek, Rumların kuzeyi temsil etme hakkı olmayacak. Avrupa Birliği konularında Kıbrıs'ı temsil etmek üzere her iki taraftan birer bakan olacak.

İki kesimin yaşam standartları dengelenene kadar Kıbrıslı Rumların kuzeyde mülk edinmesine kısıtlamalar gelecek.

Türk tarafı Avrupa Birligi'ne üye olduktan sonra da adada asker bulundurabilecek.

Karpaz bölgesindeki Rumlar ile güneydeki bazı Türk köylerinde yaşayan Türklere dini, kültürel haklar verilecek.

Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör güç olarak kalacak.

2004 REFERANDUMU

24 Nisan 2004 tarihinde Annan Planı referandumu gerçekleştirildi. Annan Planı için yapılan referandum, Kıbrıs Türkleri'nin 'Evet' diyerek kabul etmesine rağmen Kıbrıs Rumları'nın 'Hayır' demesi üzerine hayata geçememiştir.