Komutanın emirlerini yerine getirdim

ANKARA (İHA) - "Görevi kötüye kullanmak, eksik mal beyanında bulunmak, ihmal ve usulsüzlük" iddialarıyla hakkında 18 yıl hapis istemiyle dava açılan Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Emekli Oramiral İlhami Erdil ile eşi Füsun Erdil ve kızı Deniz Halide Erdil'in de aralarında bulunduğu 5 sanığın yargılanmasına bugün devam edildi.

Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, duruşmalardan vareste tutulan Emekli Oramiral Erdil, kızı Deniz Halide Erdil ve eşi Füsun Erdil katılmazken, sanıklardan emekli yüzbaşı Yalçın Kayatunç ve sanık avukatları katıldı. Sanık Kayatunç'un kimlik tespitinin ardından savunmasına geçildi. Kayatunç, 1999 yılında Emekli Oramiral Erdil'in yanında emir subayı yardımcısı olarak görev yaptığını ve 24 Ağustos 2001 tarihinde emekliye ayrıldığını belirtti. Kayatunç, iddianamede kendisiyle ilgili yer alan komutanlığa kayıtlı telefonları özel menfaatleri için kullandığı, İstanbul'da bulunan orduevlerinde kaldığı ve oradaki ihalelere müdahale ettiği yönündeki suçlamaları kabul etmedi.

Reklam
Reklam

Kayatunç, iddianamede yer alan Turkcell ve Telsim'e kayıtlı telefonların kendisine ait olmadığını, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na tahsis edilen telefonlar olduğunu belirtti. Erdil'in cep telefonu taşımadığından komutanlığa ait telefonla denetleme, ziyaret gibi görevler sebebiyle karargah dışına çıktıkları zaman Erdil'in ve emir subayının emirleri doğrultusunda telefonla görüşme yaptığını söyleyen Kayatunç, çok zaruri durumlarda birkaç sefer ailesiyle görüştüğünü belirtti. Kayatunç, iddianamede yer alan özel görüşme adı altında askeri eşyayı özel menfaatleri için kullandığı yönündeki iddiaları reddetti. Kayatunç, karargahta bulunan telefonlarla yaptığı özel görüşmelerin ücretlerini ise ödediğini ifade etti.

"BEN EMREDİLENİ YAPTIM" Erdil'in kızı Deniz Halide Erdil'in hastane, banka gibi işlemlerini zaman zaman hallettiğini belirten Kayatunç, bunları Emekli Oramiral İlhami Erdil'in bilgisi dahilinde yaptığını kaydetti. Kayatunç, "Ben, bana verilen emirleri yaptım. Komutanın, eşinin ve kızının İstanbul'daki işlerini, komutanın ve emir subayının emirleri doğrultusunda takip ettim" dedi. Davaya konu olan iddialarla ilgili açıklamalarda bulunan Müteahhit Feridun Toydemir ile Albay Bahri Mısırlı'yı suçlayan Kayatunç, "Feridun Toydemir ve yanındakiler benimle ilgili asılsız iddialarda bulunmuştur. Bahri Mısırlı ile Feridun Toydemir'in beni suçlayan ifadeleri dışında benimle ilgili iddiada bulunan başka kimse yoktur. Eğer benim böyle bir şeyim olsaydı İhale Komisyonu, Satın Alma Komisyonu başkanlıklarından şikayet gelirdi" diye konuştu. Erdil'in Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde Bahri Mısırlı hakkında birçok soruşturma açıldığını belirten Kayatunç şunları söyledi:
"Bahri Mısırlı o dönemde Gölcük İkmal Grup Komutanlığı'na tayin bekliyordu. Bütün müteahhitleri toplayarak bu göreve atanacağını ve maddi yönden kendilerine imkan sağlayacağını söyledi. Bu tayin gerçekleşmeyince bizim üstümüze kışkırtma yaptı. Kendi suçlarını örtmek için sinsice planlar yaparak olayı bizim üzerimize yöneltti. Bütün bu olanlar bundan dolayı çıktı."

Reklam
Reklam

Kayatunç'un bu açıklaması üzerine Hakim Kıdemli Albay Turgay Çağlar müdahalede bulundu. Hakim Çağlar, "Mümkün olduğu kadar yargılama ile ilgili konuşalım" dedi.
Duruşmada Kayatunç'un Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nda savcıya verdiği ifadeleri okundu.
Kayatunç, savcılık ifadesinde kredi kartı borcundan yakınarak ailesinin desteğiyle geçindiğini söyledi. Olaylar nedeniyle rahatsızlandığını belirten Kayatunç, savcılık ifadesinde intiharı bile düşündüğünü beyan etti.

YÜKLÜ TELEFON GÖRÜŞMELERİ Duruşmada söz alan Kayatunç'un avukatı İhsan Tezer, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'nda alınan ifadelerin, burada görülen davayla bağlantısı olmadığını savunarak müvekkilinin Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ile ilgili suçlamalara ilişkin ifadelerinin bu davadan çıkarılmasını talep etti. Duruşmada askeri başsavcı Kıdemli Albay Saim Öztürk, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'ndaki soruşturma ile bu davanın doğrudan doğruya bir ilişkisinin bulunmadığını belirterek, Kayatunç'un bu davayla ilgili iddianamede yer alan suçlara ilişkin yargılanmasını istedi. Askeri Savcı Öztürk ayrıca, Eylül 1999 ve Mart 2001 tarihleri arasındaki dönemde davaya konu olan telefon görüşmelerinin 3 milyon ile 158 milyon arasındayken, son 5 ayda 3 milyar 240 milyon 750 bin lira olduğunun ortaya çıktığını, özellikle son 5 ayda telefon faturasının neden bu kadar arttığının sanığa sorulmasını istedi. Sanık Kayatunç, bununla ilgili olarak aradan çok zaman geçtiğini ve telefon faturasında neden bu kadar artış yaşandığını bilmediğini ifade etti. Telefonu sadece kendisinin kullanmadığını, komutanlığa ait olduğunu belirten Kayatunç, bu telefonlarla çok özel görüşme yaptığına dair herhangi bir şey de hatırlamadığını söyledi.

Reklam
Reklam

Duruşmada Savcı Öztürk'ün, İstanbul'a gittiği zaman komutanlıktan izin veya görev belgesi alınıp alınmadığını sorması üzerine Kayatunç, "Bana bu konuda izin belgesi verilmemiştir. Ben şifai olarak gittim ve emirleri yerine getirdim" dedi. Bunun üzerine duruşma hakimi Çağlar, Kayatunç'a görevlendirme olmadan nasıl harcırah aldığını sordu. Kayatunç ise görevlendirmenin emir subayı tarafından imzalandığını belirterek böylelikle harcırah aldığını söyledi. Duruşmada söz alan avukat Dinçer Eskiyerli, Kayatunç'a Emekli Oramiral Erdil'in, bir yakını olan Muhterem Kolay'ın desteği ile ev alıp almadığının sorulmasını istedi. Kayatunç bununla ilgili ise şunları söyledi:
"Komutanımızla birlikte İstanbul'a gittiğimizde Muhterem Bey'i ziyaret ettik. Muhterem Bey, 'Ben İlhami Paşa'ya ev almak istiyorum' dedi. Bana Deniz hanımın oturduğu semte ve Turyap'a bakmamı söyledi. Turyap'a giderek Muhterem Bey'in telefonunu verdim. Muhterem Bey'e de Turyap'ın numarasını verdim. Daha sonra iddianameye konu olan ev alındı. Muhterem Bey'den ayrılarak tapu işlemlerini halletmeye gittik."
Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.

Reklam
Reklam