Akromegali hastalığının bilinirliğini arttırmak ve erken önlem alınmasını sağlamak amacı ile T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından da onaylanan Akromegali Günü her yıl 15 Nisan’da gerçekleşiyor.
Hem fiziksel görünüşü hem de genel sağlığı etkileyen bir hastalık olan akromegali büyüme hormonunun aşırı miktarda salgılanması sonucu gelişir. Bu hastalık her bir milyon kişiden 40-60’ında görülmekte ve her yıl bir milyonda 3-4 kişi yeni akromegali tanısı almaktadır. Hastalığın tanısı genellikle 40-50 yaş arasında konulur; ancak akromegali belirtileri kolayca gözden kaçabildiğinden bazen semptomların başlaması ile hastalığın tanısı arasında 8-12 yıl geçtiği görülebilir. Özellikle fiziksel görünüşte meydana gelen değişiklikler uzun yıllar içinde oluşur, üstelik Akromegalinin erken evrede ortaya çıkan bazı belirti ve bulgularının yanlışlıkla yaşlanmaya veya başka hastalıklara bağlı olduğu düşünülebilmektedir. Bu nedenle mevcut hasta sayısının tespiti çok zor olsa da ülkemizde yaklaşık 3500-4000kişide görüldüğü düşünülmektedir.
Hastaların %98’inde Akromegali’nin nedeni büyüme hormunu salgılayan ve hipofiz bezinin ön bölümünde yer alan hipofiz adenomları yani iyi huylu tümörlerdir. Büyüme hormonu çocuklarda boy uzaması ve gelişmeyi sağlarken, erişkinlerde vücut metabolizmasında çok önemli görevler alır. Kemik büyüme hatları kapandıktan sonra oluşan, büyüme hormonu salgılayan adenomlar akromegaliye yol açar ve kol, bacak gibi uzuvlarda büyüme ile yüzde kabalaşmaya neden olur.
Akromegali hastalarına tanı koyarken, büyüme hormonu ve ve insülin benzeri büyüme faktörü’nün (IGF-1) düzeyi ölçülmelidir. Akromegali tanısında şeker yükleme testi yapılır. Klinik bulgular akromegaliyi desteklediği zaman hipofiz görüntülemesi için MR yapılmalıdır.
Akromegali ile birlikte şeker hastalığı hastaların yaklaşık %20-40’ında görülür. Hastaların %60’ında hipertansiyon gelişir. Hastalığın ileri dönemlerinde kalp yetmezliği görülür. Akromegalik hastaların yaklaşık %60’ı kalp hastalıklardan ve %25’i solunum sistemi hastalıklardan kaybedilmektedir.
Adenomun oluşturduğu bası semptomları baş ağrısına, görmede azalmaya ve kafa sinirlerinde felçlere neden olabilir. Büyük adenomların oluşturduğu lokal baskı, diğer hipofiz hormonların salgılanmasında azalmaya yol açarak hormon eksikliği oluşturur.
El ve ayaktaki büyüme ile yumuşak doku şişliği, ayakkabı ve yüzük numarasında artışa neden olur. Burunda ve dilde büyüme ile birlikte çenenin öne doğru çıkması ve alın kemiklerindeki büyüme, yüzde kabalaşmaya yol açar. Akromegalik hastaların %60-70’inde eklem ağrıları görülür. Karpal Tünel Sendromu, Akromegalik hastaların %20-30’unda görülür. Aşırı terleme, ciltte yağlanma, kalınlaşma akromegalinin cilt bulgularını oluşturur.
Dil büyümesi, burun polipleri, bademciklerdeki büyüme solunum fonksiyonlarını etkiler. Akromegalik hastaların %60-70’inde uyku apnesi gelişmekte ve horlama ile birlikte seyretmektedir. Akromegalik hastalarda kalın barsak polipi görülme sıklığı artmakta ve hastaların yarısında gelişmektedir.
Akromegalik hastalarda noduler guatr görülme sıklığı %30-90 gibi yüksek oranda bildirilmektedir. Akromegalik hastaların yaklaşık %3-6’sında tiroid kanseri gelişmektedir.
Akromegalide birçok belirti ve bulgu olabilir, ancak hastaların çoğunda sadece birkaçı olabilir. Yumuşak doku şişliği, Karpal Tünel Sendromu, kas güçsüzlüğü, sinüs ödemi, adet bozuklukları ve galaktore (gögüsten süt gelmesi) ile cinsel fonksiyon bozuklukları da bu hastalığın belirtileri arasındadır.
Akromegalik hastalarda, cerrahi tedavi (ameliyat), ilaç tedavisi ve ışın tedavisi uygulanır. Ameliyatlar için deneyimli merkezlerin seçilmesi ve ameliyattan sonra hastaların büyük çoğunluğuna ilaç tedavisi uygulanması gerekmektedir. Akromegalik hastalarda, tedavi ile büyüme hormonu kontrol altına alındığında ölüm oranları azalmaktadır.