"Konuyu HSK inceliyor"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: - "(Avukat Ömer Kavili'nin tutuklanması) Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinde hüküm var. Kanun, 'Avukatlık görevinden doğan veya görev sırasında işlenen suçlardan dolayı avukatlar hakkındaki soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine yapılır' diyor" - "Son olayda bu izin prosedürü işletilmedi. Bu bir ihmal mi, yoksa yargı mercilerinin görev suçuna ilişkin bir yorumundan mı kaynaklanıyor, bu aşamada bilemiyoruz. Ancak HSK, konuyu inceliyor" - "Hukuk devletinde hiç kimsenin suç işleme imtiyazı elbette yoktur. Önüne bir suç ihbarı gelmişse bunu işleme almak savcı için hak ve yetki olduğu kadar aynı zamanda bir görev ve sorumluluktur. Yargıyı, yargı mensuplarını ve avukatlarımızı gereksiz tartışmalardan uzak tutmak da hukuka ve usule riayetle olur"

KEMAL KARADAĞ - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, avukat Ömer Kavili'nin, duruşma salonundaki tartışma nedeniyle gözaltına alınıp tutuklanmasına, ardından da tahliye edilmesine ilişkin, "Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinde hüküm var. Kanun, 'Avukatlık görevinden doğan veya görev sırasında işlenen suçlardan dolayı avukatlar hakkındaki soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine yapılır' diyor. Son olayda bu izin prosedürü işletilmedi. Bu bir ihmal mi, yoksa yargı mercilerinin görev suçuna ilişkin bir yorumundan mı kaynaklanıyor, bu aşamada bilemiyoruz. Ancak HSK, konuyu inceliyor." dedi.

Reklam
Reklam

Bakan Gül, Kızılcahamam'da AK Parti'nin 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının yapıldığı otelde, tutuklandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan avukat Ömer Kavili'nin durumuna ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

"Avukat kökenli bir Adalet Bakanı olarak somut olayın ayrıntılarına ve işin esasına çok girmeden ilkesel düzeyde bir kaç noktaya dikkat çekmek isterim." ifadesini kullanan Gül, yargı mensuplarıyla avukatların, yaşanan olayda olduğu gibi karşı karşıya gelmelerinin arzu edilmeyen bir durum olduğunun altını çizdi.

"Hakim, savcı, avukat" üçlüsü olmadan yargılama faaliyetini yürütmenin mümkün olmadığını vurgulayan Adalet Bakanı Gül, yargılama faaliyetinin bu temel üç aktörünün hukuka bağlılık, karşılıklı saygı ve nezaket ölçüleriyle hareket etmesinin, kişisel olarak sadece kendisinin değil, tüm toplumun ortak beklentisi olduğuna dikkati çekti.

- "Hiç kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur"

"Hukuk devletinde hiç kimsenin suç işleme imtiyazı elbette yoktur." diyen Gül, "Önüne bir suç ihbarı gelmişse bunu işleme almak savcı için hak ve yetki olduğu kadar aynı zamanda bir görev ve sorumluluktur. Yargıyı, yargı mensuplarını ve avukatlarımızı gereksiz tartışmalardan uzak tutmak da hukuka ve usule riayetle olur." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

Bakan Gül, şöyle devam etti:

"Olayın hukuki olarak vasıflandırılması, delillerin takdiri, buna göre muhakeme işlemlerini yürütmek, yargı yetkisi içinde kalan konulardır. Yasal şartları olmuşsa ve ölçülü ise tutuklama gibi muhakeme tedbirlerine başvurmak da yine yargı mercilerinin görev ve yetkisindedir. Ancak bütün bu işlemlerin yine kanunda gösterilen usule uygun yürümesini temin etmek zorundayız.
Eskiler 'usul esası mukaddemdir' derlerdi. Yine 'usul olmadan vusul' olmaz diye bir söz de vardır. Usule riayet etmediğiniz bir işi neticeye ulaştırmak mümkün olmaz."

- "HSK konuyu inceliyor"

Avukatlık Kanunu'nda yer alan bazı hükümleri hatırlatan Gül, şunları kaydetti:

"Yargılama faaliyetlerinin bir parçası olması sebebiyle avukatlar hakkında da bazı usuli güvenceler öngörülmüş. Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesinde hüküm var. Kanun, 'Avukatlık görevinden doğan veya görev sırasında işlenen suçlardan dolayı avukatlar hakkındaki soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine yapılır' diyor.
Son olayda bu izin prosedürü işletilmedi. Bu bir ihmal mi, yoksa yargı mercilerinin görev suçuna ilişkin bir yorumundan mı kaynaklanıyor, bu aşamada bilemiyoruz. Ancak HSK, konuyu inceliyor."

Reklam
Reklam

- Süreç

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada, terör örgütü DHKP-C'ye üye oldukları gerekçesiyle 25 sanığın yargılandığı dava sırasında, Mahkeme Başkanı ile sanık avukatı Ömer Kavili arasında tartışma çıkmış, Mahkeme Başkanına yönelik itirazlarını sürdürmesi üzerine Kavili, görevli jandarma ekiplerince salondan dışarı çıkarılmıştı.

Bu sırada duruşma salonunda bulunan sanık avukatlarından Nadide Özdemir'in de Kavili ile jandarma ekipleri arasındaki arbedeyi cep telefonu ile görüntüye aldığı öne sürülmüştü. Savcılıkça başlatılan soruşturma kapsamında Kavili ve Özdemir gözaltına alınırken, Kavili, "görevi yaptırmamak için direnme" ve "kamu görevlilerine hakaret" suçundan tutuklanmış, Nadide Özdemir ise yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmıştı.

Avukatlar Hatice Bozkurt ve Adem Yıldırım, Silivri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nin, Ömer Kavili hakkındaki tutuklama kararına itiraz ederken, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz üzerine Ömer Kavili için adli kontrol şartıyla tahliye talebinde bulunmuştu.

Reklam
Reklam

Talepleri değerlendiren Silivri Sulh Ceza Hakimliği, "hakkında verilen tutuklama kararının belirtilen katalog suçlardan biri olmadığı, şüphelinin tutuklama için ölçülülük şartının bu suçlar için gerçekleşmediği, kaçma şüphesinin bulunmadığı, avukat ve sabit ikamet sahibi olduğu, yargılamanın bu aşamada tutuksuz yapılabileceği" gerekçelerini dikkate alarak, Kavili'nin her iki suçtan da adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, Kavili hakkında yurt dışına çıkış yasağı da getirdi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz