Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketinin ardından kaldıkları evler yıkılan ya da hasar gören depremzede aileler, geldikleri Beyşehir’de bulunan yerleştirildikleri devlet yurdu ve okul pansiyonlarında bakım ve rahatlarının oldukça iyi olduğunu söyledi.
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde babasıyla birlikte esnaflık yaparken yaşanan depremin ardından ev ve iş yerlerinin yıkıldığını belirten Recep Tayyip Pak, “Ben esnaftım. Dükkanımız vardı, babamla birlikteydik. Ev de dükkan da gitti, canımız sağ olsun. Olacak varmış oldu. Şu an iyiyiz, buradakiler bizlere çok iyi bir şekilde yardımcı oldu, bakıyorlar” dedi.
"CANIMIZI ZOR KURTARDIK"
İkamet ettikleri ilçede yaşanan depremden sonra çok kötü günler yaşadıklarını anlatan Pak, “İnsanlar orada enkaz altında kaldı, ölenler oldu, yaralılar oldu. Benim de halam enkaz altında kalarak öldü. Çok şükür burada iyiyiz. Sosyal medya üzerinden burayı bulduk, geldik. Buralarda çok iyiyiz. Artık bakacağız ve yeni bir hayat kuracağız, çünkü her şeyimiz gitti zaten” diye konuştu.
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinden Beyşehir’e geldiğini anlatan Burak Han Kaya, ilk depremde 4 arkadaş aynı evde olduklarını, ikinci depremde ise son dakika kaldıkları yerden çıkarak canlarını kurtardıklarını belirterek, “Ondan sonra bir baktık, evlerimiz yıkılmış. Beyşehir’e geldik, çok teşekkür ediyoruz. Allah herkesten razı olsun. Çok da iyi baktılar burada bizlere. Ben Afşin’de bir dönercide çalışıyordum” ifadelerine yer verdi.
“ÇOCUKLARIMIZIN PSİKOLOJİSİNİN BOZULMAMASI İÇİN GELDİK”
Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesi Tekir Mahallesi’nden aile fertleriyle birlikte Beyşehir’e geldiğini aktaran Murat Kuş da, depremin yaşandığı gün kendisinin işi nedeniyle Artvin Yusufeli Barajları bölgesinde olduğunu belirterek, “Depremi aile fertlerimiz kaldığımız ilçede yaşadı. Karın 1,5 metre olduğu ilçede, çocuklarımızın psikolojisinin bozulmaması için Beyşehir’e geldik. Çünkü çok korkmuşlardı” şeklinde konuştu.
Kardeşlerini alarak afet bölgesinden 40 kişiye yakın aile fertleriyle birlikte Beyşehir’e geldiklerini anlatan Kuş, “Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Yardımlar buradaki yurtlara da akın akın geliyor. Hizmet akın akın geliyor. İşte birlik böyle bir şey. Her şey birlikten doğar. Allah herkesten razı olsun. Orada kar 1,5 metreydi, elektrik, ulaşım yoktu. En son aile hekimliğine sığınmıştık ama orada da jeneratör bozulmuştu. Bir yandan da artçı depremler alttan alttan vuruyor, çocuklar çok korkuyordu. İkamet ettiğimiz Tekir Mahallesi, Pazarcık ilçesi ile depremin ikinci merkez üssünün tam ortasında bir bölge” ifadelerini kullandı.
“DEPREME KALDIĞIMIZ YURTTA YAKALANDIK”
Deprem anında neler yaşadığını anlatan Macide Kuş, “Çok kötüydü deprem. Yer yerinden oynadı, çok korktuk. Aşağıya zor indik. Daha dışarıdayız, evimize giremedik. Burada bizlere yardımlar ulaşıyor fazlasıyla. Allah’a şükür, 5 çocuğum var. Burnu bile kanamadı çok şükür” diye konuştu.
Kuş ailesinin kız çocukları da yaşadıkları depremi anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Deprem anında lise öğrencisi olduğu için Göksun ilçesinde bir yurtta kaldığını anlatan Macide Kuş, “30 kişi vardık yurtta. Uyuyorduk bir anda deprem oldu. Lambalar sallandı, kızlarla ranzadan aşağıya indik. Koridora çıktık, hocalarımız ‘sakin olun’ dedi. İkinci depremde ise aşağıya indirdiler. Biz sonra sabaha kadar bahçede bekledik, üşümeyelim diye ateş yaktılar. Öğlenki depreme kadar bahçede kaldık. Hazırlanıp tekrar yurda girecekken, ikinci depremi yaşadık. Karşıda ağaçlar vardı onlar yıkıldı, deprem yine o an oldu. Çok kötüydü. Sonra bizi Salı pazarına götürdüler, tüm Göksun halkı orada toplanmıştı. Ailem ve babam sonra gelerek bizleri aldı, sokaklardaydık, sonra buraya geldik. Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, kardeşim gibi severdim, o da anne, babası ile küçük kardeşini bu depremde kaybetti” sözlerine yer verdi.