La Repubblica gazetesi, Berlusconi'nin AB'de Türkiye'nin "avukatlığına" soyunduğunu ve Avusturya, Almanya gibi üyeler arasında Türkiye'nin aday statüsünün bile geri alınması tartışılırken İtalya'nın Türkiye'ye tam destek verdiğini, İngiltere, Yunanistan, İspanya'nın da İtalya'nın yanında yer aldığını belirtti. Berlusconi'nin zirve sırasında Kopenhag'da Gül ve Erdoğan'la görüştüğü ve "Davanızı kendi davam gibi savunacağım" sözü verdiği kaydedildi. Berlusconi, Türkiye'nin bir yıl içinde gerekli ekonomik ve demokratik reformları gerçekleştirebilecek bir ülke olduğunu, laik devlet yapısı, Batı demokrasisini örnek alan sistemiyle diğer İslam ülkelerine de örnek olduğunu söyledi. La Repubblica gazetesi, Türkiye'nin çıkan tarihe olumsuz bakmadığını, Erdoğan'ın "İleri bir adım" olarak nitelendirdiğini yazdı.
Sinan Aygün'ün dün halka Avrupa malı ürünleri almamaları ve Türkiye'ye destek vermeyen ülkelere turistik boykot uygulanması çağrısında bulunduğunu hatırlatan La Repubblica, "Kopenhag'dan Türkiye'nin de memnun olacağı bir karar çıkmasaydı Ankara başvurusunu 6 ay içinde geri çekecekti" dedi. Türkiye'nin 2004 tarihini olumlu bir gelişme olarak kabul ettiği ancak zirve süresince daha esnek bir tarih alabilmeyi ümit ettiği yorumu yapıldı.
La Repubblica gazetesi, Türkiye ve AB arasındaki sorunları "İnsan hakları, Kıbrıs, din özgürlüğü" olarak üç başlık altında topladı. Düzensiz ekonomi, işkence gibi sorunların yanı sıra Kıbrıs sorunu ile ülkedeki Müslüman olmayan azınlıkların hakları gibi sorunların Türkiye'nin üyeliğini geciktirdiğini belirtti. La Repubblica, Türkiye'yle görüşmelerin 2004'te başlamasına destek veren AB ülkelerini, İtalya, İngiltere, İspanya, Yunanistan, Belçika, Portekiz, 2005'te başlamasını destekleyenleri Avusturya, Almanya, Fransa, görüş belirtmeyenleri de İrlanda, Danimarka, Hollanda, İsveç, Finlandiya, Lüksemburg olarak sıraladı. La Repubblica, Rasmussen'in "Bir tek kuruşumuz yok. Zirvede çıkan kararlara uyanlarla yola devam ederiz. Bu kez treni kaçıran bir sonraki turu bekler" sözlerine yer verdi. Prodi ise Kopenhag'dan Türkiye için 2004 tarihinin çıkacağını, teknik olarak da alınan tarihten 6 ya da 8 ay sonra görüşmelerin başlayacağını belirtti.
"ERDOĞAN GÜÇLÜ ADAM" Il Messegero gazetesi ise "Kopenhag'da Türkiye ile uzlaşıldı" başlığıyla verdiği haberde, Gül'ün AB'ye "Eğer bizi istemezseniz NAFTA'ya gideriz" şeklinde rest çektiği ifade edildi. Il Messeggero'nun yazarlarında Paolo Cacace, Berlusconi'nin "Türkiye'nin avukatıyım" sözlerine tepki göstererek Cumhurbaşkanı Ciampi'nin geçtiğimiz ekim ayında "Avrupa fazla genişliyor" sözlerini hatırlattı ve Almanya ile Fransa'nın AB'nin kuruluş ilkeleri gereği Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaştıklarını belirtti ve "İtalyan hükümeti de Türklerin davasına avukatlığa soyunmadan önce bu ilkeleri gözden geçirse iyi olur" yorumunu yaptı.
Corriera della Sera gazetesi ise "AB Türkiye'yi Erteledi" şeklinde haberi verdi. Erdoğan'dan "güçlü adam" olarak sözeden Corriere della Sera, Erdoğan'ın Kopenhag'da kesin bir tavır sergilediğini, zirve öncesi Washington'a giderek destek aldığını ve 2003'te görüşmelere başlamak için kararlılık gösterdiğini belirtti. Erdoğan'ın Avrupa'nın genişlemesiyle yeni 10 üye arasında Türkiye'ye muhalefet edenlerin çıkabileceği endişesiyle acele ettiğini ama görüşmelerin öne alınmasının Türkiye'yi tam olarak tatmin etmediği yorumunu yaptı. Erdoğan'ın, olumsuz bir cevap karşısında AB köprülerini yakacağını söylediğini hatırlatan Corriere della Sera, AB üyelerinin buna inanmadıklarını ama evdeki hesabın her zaman çarşıya uymayacağını, bu konuda daha hassas ve öngörülü davranmak gerektiği yorumunu yaptı.