Korgeneral Mehmet Eröz tutuklandı

İnternet andıcı davası kapsamında hakkında hakkında yakalama kararı verilen sanıklar arasında yer alan Korgeneral Mehmet Eröz, Silivri Cezaevi bitişiğinde Ergenekon ana davasını gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklandı.
İnternet andıcı davasının kabul kararı ile birlikte 22 sanıktan 14'ü hakkında yakalama kararı verilmişti. Bu sanıklardan 10'u geçtiğimiz günlerde teslim olmuşlar ve tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdi. Bugün de Adana'da görev yapan 6. Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Eröz, Silivri Cezaevi bitişiğinde Ergenekon ana davasını yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne teslim olmak için gitti.
Ergenekon ana davasına öğle arası verildiğinde mahkeme heyeti, Mehmet Eröz için bir duruşma açmayı düşündü. Ancak Eröz, öğle arasında gelmeyince Ergenekon ana davasına verilen ara da uzamış oldu. Eröz için saat 14.25'te duruşma düzenlendi. Askeri müdahale oluşturmak amacıyla internet siteleri vasıtasıyla kara propaganda yaparak, "Cebir ve şiddet ile hükümetin, görevini tamamen ye de kısmen yapmasına engel olmak, örgüt kurup yöneticiliğini yapmak"la suçlanan Eröz, hakkında iddia edilen suçlamaları reddettiğini söyledi.
Ailesinden hiçbir ferdin bu güne kadar mahkeme yüzü görmediğini belirten Eröz, "Ancak şimdi silahlı bir terör örgütü üyesi, hatta ara yöneticisi olmakla suçlanıyorum. Ben, şahsım ve ailem adına çok ağır, onur kırıcı olan bu suçlamayı asla kabul etmiyorum. Hiçbir zaman hukuka uygun olmayan ve konusu suç teşkil eden bir emir vermedim. Hiç kimseden de böyle bir emir almadım. hiçkimseye bir suçun delillerinin gizlenmesine yönelik bir emir vermedim. Hiç kimseden de böyle bir emir almadım. Hiçbir zaman hukuksuz bir yapılanmanın içinde yer almadım. Ben, TSK gibi yaptığı ve yapacağı herşey sıkı sıkıya hukuk kuralları ile düzenlenmiş, teammülleri de aslında hukuktan doğmuş TSK yapısı içinde teğmenlikten korgeneralliğe kadar hiçbir hukuka aykırı işlemim olmamıştır. İddianamenin hiçbir yerinde benim örgütlü bir yapının içinde yer aldığımı gösteren somut bir delil yoktur. Korgeneral olarak TSK içinde gördev yapmaktan başka hiçbir örgüt içinde yar almadım." ifadesini kullandı.
Genelkurmay Harekat Başkanlığı'nda 20 Ağustos 2008'de göreve başladığını belirten Eröz, "Benim göreve başlamamdan 10 yıl önce kurulup işletilmekte olan internet sitelerinin isim-içeriklerini incelemem ve dairenin kuruluş ve görevlerinin hukukilik araştırmasını yapmam benden beklenmemelidir. Ayrıca benim görev sürem içinde daire 8 ay bana bağlı olarak görev yapmıştır. sitelerde yayınlamak üzere önüme hiç bir yazı gelmemiştir. Sitelerde yayınlanmak üzere hiçbir emir vermedim ve hiçbir emir almadım." dedi.
İnternet sitelerinde yer alan bilgilerin kendisinin göreve başlamasından önceki tarihlere ait olduğunu iddia eden Eröz, bu durumun arşiv kayıtlarında da görülmekte olduğunu söyledi. Bilgisayarları sildirerek bilgi karartması yapılması için emir vermediğini ve emir almadığını öne süren Eröz, "Aldığım tek emir internet sitelerinin kapatılması emridir. verdiğim emir de sitelerin kapatılması nedeni ile boşa çıkan bilgisayarların iadesi ve GENKUR MY 412 (a) mebs güvenliği yönergesi kapsamında iade edilecek bilgisayarlar ile dairedeki TSK.net'e bağlı bilgisayarlarda güvenlik temizliğinin yapılmasıdır. Dairedeki tüm yazışmalar, TSK.net'e bağlı bilgisayarlarda yapılır." şeklinde konuştu.
Bu bilgisayarlarda hard disk olmadığını belirten Korgeneral Eröz, "Bu bilgiler MEBS başkanlığı ana server’ın de saklanır. Bu nedenle bilgi karartmamız mümkün değildir. İnternet bilgisayarlarında ise tüm bilgiler dijital ortamda saklanır ve hiçbir yazışma yapılmaz. Bu durum sık denetlenir. internet bilgisayarlarındaki tüm bilgilerin de internet sunucusu firmaların ana serverlarında olduğu, arşiv çıktılarının her zaman alınabileceği ve bu çıktılar da savcılığınızın elinde olduğuna göre burada da bilgi karartmam söz konusu değildir." dedi.
Islak imza şeklinde adlandırılan belgenin 12 Haziran'da çıktığını belirten sanık Eröz, "Ben ise bilgisayarların iadesi ve güvenlik temizliğinin yapılması emrini askeri savcılığın incelemesini tamamladıktan sonra 20 Haziran tarihinde verdim. Yani 9 gün sonra. Bilgi karartma amacım olsa neden 9 gün bekleyeyim." diye konuştu.
Evrakların imhası konusunda da bir emir vermediğini belirten Eröz, "Bu işlem her yıl TSK arşiv yönergesine göre yapılan rutin bir işlemdir. Ancak GENKUR GENSEK her gün generallere bir klasör içerisinde yerli ve yabancı basında çıkan haberlerin bilgisayar çıktılarını gönderir. Burada basında çıkan TSK ve güvenlik politikalarını ilgilendiren haberleri ile ilgili çıktılar gönderir. Bu çıktıları, bilgi destek dairesi personeli de almaktadır. bu klasörlerin her gün imha edilmeyip bir ay biriktirildiğini düşünsek odanın yarısı dolar." iddiasında bulundu.
Özelliği nedeni ile bu daireye bazı yerel gazeteler de dahil yurt içindeki gazetelerin hemen hemen hepsinden de birkaç suret geldiğini belirten sanık Korgeneral Eröz, "Türkiye'deki dergiler, NATO ve diğer ülke silahlı kuvvetlerinin bilgilendirme ve tanıtım broşürleri bu daireye gelir. TSK'nın yurt çapındaki tüm birimleri toplumsal gelişimi destek faaliyetleri kapsamında kendilerine tahsis edilen 5-6 köye gidip altyapı faaliyetleri ve sosyal etkinlikler yapar. İşte bu faaliyetlerin fotoğrafları birer albüm yapılarak faaliyet raporları ile birlikte gönderiler. Sonuç olarak her gün imha edilmesi gereken bu resmi olmayan kağıtların ihmal sonucu bir ay imha edilmemesi büyük kağıt birikimine neden olur. Çok kağıt kırpılma nedeni budur." diye konuştu.
Taraf gazetesinin 4 Şubat 2009 tarihli haberi ile siteler gündeme geldiğinde söz konusu sitelerin, Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde kurulduğunun ifade edildiğini belirten sanık Mehmet Eröz, "Ancak, komuta katı o anda olayların geldiği aşama ve bazı yasa değişiklikleri yapılmış olması nedeniyle mevcut internet sitelerinin yayınlarını durdurulması ve bunların mevcut yasa ve direktifler çerçevesinde incelenirken yeniden yapılandırılması emri verdi. Biz de harekat başkanlığı olarak çalışmaya başladık." dedi.
Genelkurmay'ın ilgili bakanlıkları ve GENKUL adli müşavirliği ile koordineli olarak bir Andıç hazırlayıp 14 nisan 2009 tarihinde komuta katının onayını aldıklarını belirten Eröz, "Andıçta tanıtım ve bilgilendirme maksatlı terör örgütleri, laikli karşıtı eylemler, kurumu tanıtıcı iç ve dış kamuoyunu bilgilendirme ayrı konuda internet siteleri konulması öngörülmekteydi. İşletilme planlananı ayrı konudaki internet sitelerin daha önce kapatılan internet siteleri ile bir bağlantısı veya bağı yoktur. Andıç da bu yönüyle eski siteleri atfı yoktur. İrtica ile mücadele eylem konusunun basında yer aldığı 12 haziran 2009 tarihinde biz daha kurulacak sitelerin isim ve içerikleri şube müdürlerinin kendi adlarına site almaları üzerinde çalışıyorduk. Sonuçları henüz bana getirilmemişti. Bu çalışma yapıldıktan sonra sitelerin faaliyete geçmesi için bir uygulama emri yayınlamamız gerekiyordu. Çünkü Andıç bir emir değildir. Komutandan alınan bir onaydır. Onay verilen faaliyetin nasıl uygulamaya geçeceği emir ile olur." şeklinde konuştu.
Sanık Mehmet Eröz'ün özet savunmasını tamamlamasının ardından Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in de tutuklama kararı verilmesi yönünde görüş bildirdi. Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, sanık Mehmet Eröz'ün, "Delil durumu, sanığın üzerine atılı suç vasıf ve mahiyeti, iddia olunan suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesi bulunması ve delilleri karartma şüphesinin varlığı" gerekçe gösterilerek tutuklanmasına karar verildi.
Sanık Eröz'ün, tutuklama müzekkeresinin yazılmasının ardından kendisine refakat eden Merkez Komutanlığı görevlileri tarafından Hasdal Cezaevi'ne teslim edileceği öğrenildi.