Doris Bither, başından geçen korkunç paranormal olayları yaşadığında 30 yaşındaydı. Bekar ve yalnız bir anne olarak hayatına devam ediyordu. Doris’in babaları birbirinden farklı olan üç oğlu ve bir kızı vardı. Hayatı boyunca yaşadığı bir dizi kötü ilişki onda büyük travmalara neden olmuştu. Sonunda ise acılarını ve travmalarını unutmak için kendisini alkol tüketimine verdi.
Doris Bither, bir gün tamamen tesadüf eseri bir kitabevinde bir adamın sözlerine kulak misafiri oldu. Adam bir kişiyle paranormal oluşumlar hakkında konuşuyordu. Kendi evinin de lanetli olduğun düşünen Doris, bu adamı gizemi çözmesi için evine davet etti. Doris, evini araştırmaya gelen Dr. Barry Taff ve Kerry Gaynor’a, cinsel saldırıya uğradığını söyledi. Hatta annesinin odasının içerisinde bir köşeden bir köşeye koştuğunu gören Doris’in en büyük oğlu duruma müdahale etmek isterken kolunu kırmıştı. Bu iddiaların gölgesinde Dr. Taff ve Gaynor ilk defa paranormal bir varlık tarafından tecavüze uğradığını söyleyen bir kadınla tanıştılar. Doris’in komşuları da aslında evin içerisinde dolaşan hayaletlerin olduğunu doğruluyordu.
Olay yerini incelemek isteyen araştırmacılar, paranormal varlıkları tespit etmek için ekiplerini topladı. Raporlarına göre, Doris bu varlıkları davet etmeyi biliyordu. Onlara bağırarak dualar ederek çağırabiliyordu. Bu gözlem sırasında aniden odanın içinde ışıklar belirdi. Doris’in mağduriyeti devam ederken yeşil bir sis girdabı köşeden belirdi ve giderek büyüyerek bir adam silüetine büründü. Tüm ekipmana rağmen araştırmacılar sadece, Doris yatağında otururken tepesinde beliren kemer şeklindeki ışığın görüntüsünü yakalayabildiler. Araştırmacılar tüm aileyle yaptıkları görüşmeler sonucunda, enteresan bir sonuca daha vardılar; bu oluşumlar belirli müziklerde saldırıya daha çok eğilim gösteriyorlardı. Mesela Black Sabbath şarkılarında saldırgan tavırlar sergiliyorlardı. Aile üyelerinden birinin duygusal sorunlar yaşaması da bu paranormal durumları tetikliyordu. Doris’in iddialarına göre evlerinden taşınmalarına rağmen bu olaylar devam etti.
80’li yıllardan sonra Doris kayıplara karıştı. 2009 yılında oğlunun verdiği röportajda ise, bir karaciğer hastalığı sonucu 1995 yılında yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.