Korku Filmlerinin Pabucunu Dama Atan 10 Paranormal Aktivite (1. Bölüm)

Senarist kardeşlerimiz, haberiniz olsun: 'Gerçek bir hikayeden esinlenmiştir' yazısını her okuduğumuzda filmlerinizden daha da çok korkuyoruz.

  1. Thomas Edison ve 'hayalet makinesi'

Dünyanın en büyük mucitlerinden biri ile başlıyoruz.

Ampulü icat etti, alternatif akımın kendisine para kaybettireceğini bildiği için kendisinden daha zeki olan Nikola Tesla'nın hayatını kararttı; bir de hayalet mevzularına kafayı taktı: Thomas Edison.

Thomas Edison, 1920'li yıllarda kafayı tek bir makineye takmıştı. Ruhani dünyadaki varlıkların insanlarla iletişim kurmalarını sağlayacak bir makineye... Bu makineyi icat etmeyi denediğini biliyoruz.

Reklam
Reklam

Ancak ölümünden sonra ortaya çıkan dedikodular, Edison'un denemekle kalmadığı, hakikaten de hayaletlerle iletişimimizi sağlayacak o makineyi icat ettiğine yönelik.

Hollywood uyuma, Edison'a sahip çık!9. Cecil Oteli

Listemizin ikinci bölümünde Cecil Oteli'ndeki doğaüstü olaylardan birine ayrıca değineceğiz, şimdilik üzerinden tozunu almakla yetinelim...

Los Angeles'taki (ABD) Cecil Oteli'nin lanetli hikayesi 1950'lerden günümüze uzanıyor. Dönemin ünlü seri katilleri Richard Ramiera ve Jack Unterweger'in aylarca yaşadığı ve cinayetleri planladığı Cecil Oteli, ilk cinayetini 1964 yılında yaşamıştı. Goldie Osgood adlı kadın, odasında göğsünden defalarca bıçaklanmış halde bulundu, katilin kim olduğu ise 51 yıldır tesbit edilemedi.

Reklam
Reklam

Geçtiğimiz yıllarda Cecil Oteli'nde bir olay daha gerçekleşti ki, gerçekten uykularımızı kaçıracak nitelikte...

Bu olaya listemizin ikinci bölümünde değineceğiz.8. Kymlinge İstasyonu ve hayaletlerin treni

Hayaletlerin treninin bir de adı var; Silverpilen.

İsveç'in başkenti Stockholm'ün oldukça ünlü bir hayalet hikayesi var. Gümüş Ok anlamına gelen Silverpilen treni, bundan 20 yıl önce kontağı kapatmış ve imha edilmişti. Ancak metro çalışanları, günümüzde bile bazen karanlık tünellerde bu treni geçerken gördüklerini iddia ediyorlar.

Üstelik hikaye burada da bitmiyor; anlatılana göre tren genelde yapımı hiçbir zaman tamamlanamamış ve hizmette olmayan Kymlinge İstasyonu'ndan geçiyor; ışıkları zayıf yanar ve içinde yolcularıyla birlikte!

Reklam
Reklam

Bu olay, son 20 yılda İsveç'te bir deyişi ortaya çıkarmış vaziyette: ''Sadece ölüler Kymlinge'e kadar inerler.''7. Enfield Öcüsü

Listemize Sevimli Hayalet Casper tadında devam ediyoruz.

1977 yılında İngiltere'nin Enfield kentinte bir evde ortaya çıkan hayalet, Margaret (13), Janet (11), Johnny (10) ve Billy (7) adlı dört küçük kardeşe musallat oldu.

Kardeşler, hayaletin bazen garip sesler çıkardığını, evdeki mobilyaları oradan oraya fırlattığını, hatta bazen onları havaya kaldırdığını iddia ediyordu. Olay medyaya yansıdı ve bir anda İngiltere'nin en çok konuşulan olayı haline geldi. Gündem böyle olunca dönemin en başarılı psikologları ve psikiyatristleri çocukları araştırmaya giriştiler.

Psikologlar, çocukların ilgi çekmek için böyle hikayeler uydurduğu sonucuna vardılar. Ama hayaletin yaptıklarının başka şahitleri de vardı...

Reklam
Reklam

Olay bir türlü çözülemedi, bu da senaristlerin arayıp da bulamadığı şeydi elbette...
Onlarca belgesel, ve en sonunda The Conjuring adlı televizyon dizisi.6. June ve Jennifer Gibbons

İlk bölümü bu ilkokul fotoğrafında oldukça tatlış çıkan ikizlerle kapatıyoruz; June ve Jennifer Gibbons.

İlkokullarındaki tek siyahi öğrenciler olan ikiz kardeşler, bu yüzden sürekli aşağılanır durumdalardı. Bu sebeple okulda hiçbir arkadaş edinemeyen, nihayetinde kendi kendilerine kalan June ve Jennifer, her çocuğun hayatında bir defa deneyip, kasamayıp anadiline döndükleri o yolu başardılar: YALNIZCA BİRBİRİLERİNİN ANLAYABİLECEKLERİ BİR DİL GELİŞTİRDİLER.

Okuldan ayrılıp, aileleri tarafından başka okullara gönderildiklerinde her ikisi de depresyona girdiler, sürekli birbirleri ile olmak istiyorlar; hatta yıllar sonra anlaşıldı ki, birbirlerinin aynı kişi olduklarını düşünüyorlardı.

Reklam
Reklam

Büyüdüklerinde, her ikisi de yazarlık kariyerini seçtiler. Kariyerlerinin başlangıcı için hikayeye ihtiyaç duyuyorlardı, onlar da bir dizi suç işlediler.

Tutuklandılar ve akıl hastası oldukları tesbiti ile hastaneye kaldırıldılar. Çocukluklarında başlayan saplantı ise, hastanede geçirdikleri günlerde açık bir hal almıştı: aynı kişi olduklarını düşünüyorlardı, bu yüzden birinin normal bir hayat yaşayabilmesi için, diğerinin kendisini feda etmesi lazımdı.

Jennifer, intiharı seçen taraf oldu.