Korku Filmlerinin Pabucunu Dama Atan 10 Paranormal Aktivite (2. Bölüm)

Özellikle birinci maddeyi katiyen mantık çerçevesinde açıklayamıyor, korkuyoruz...

...ilk bölümde neler vardı?

İlk bölümde

Thomas Edison'ın hayalet makinesinden, Kymlinge İstasyonu'ndan, Enfield öcüsünden ve Gibbons kardeşlerden bahsetmiş; Cecil Otel'e kısaca değinmiştik.

Bu bölümde daha da paranormal, daha da perili cinli maddelerle; Cecil Otel'de son yaşanan vaka ile karşınızdayız; yataklarınızın altında, ekranlarınızın içindeyiz. (ne güzel filmdin sen The Ring)

Reklam
Reklam
  1. Köpeklerin intiharı

İskoçya'nın Milton kentinde yer alan Overtoun Köprüsü'nün girişinde bir tabela var:
''Lütfen Köpeğinizi Gözünüzün Önünde Bulundurunuz Ki Çılgınca Bir Şey Yapmasın Mazallah''

Altından geçen nehir kurumuş durumda bu köprünün. Köprü nehirden 15 metre yükseklikte yer alıyor. Gerçekten de şartlar intihar etmeye oldukça müsait. Ancak intihar için bu köprüyü insanlar değil, köpekler tercih ediyor!

1859 yılında inşa edilen köprüde 1960'larda başlayan bu furya, geçtiğimiz 50 yılda yaklaşık 600 köpeğin intiharı ile devam etti. Köpekler, köprünün hep aynı bölgesinden, aynı açıda atladılar, ve yalnızca 6 tanesi kurtuldu...

Bölge halkı bilim adamlarının açıklamalarına aldırmadan, köprünün üzerinde yalnızca köpeklere görünen ve onları intihara iten bir kötü ruh olduğuna inanmaktalar...

Reklam
Reklam

Overtoun Köprüsü hakkında ayrıntılı bilgi için buyrunuz tıklayınız.

  1. Abraham Lincoln ve Beyaz Saray

Beyaz Saray'da hala eski Amerikan Başkanları Henry Harrison, Thomas Jefferson ve Abraham Lincoln'ün hayaletlerinin dolandığı söyleniyor. Biz demiyoruz, eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill diyor!

Winston Churchill'in anlattığı anı aynen şu şekilde: Churchill, ilk Amerika ziyaretinde Beyaz Saray'da konakladı. Bir gece banyodan çıkıp yatak odasına doğru yöneldiğinde, -üzerinde havlu varken odada birinin bulunduğunu farketti. O kişi Churchill'e yaklaştı ve şöyle dedi: ''İyi akşamlar Bay Başkan, sanırım nahoş bir zamanda karşılaştık.'' Bu cümleyi kuran kişi, Abraham Lincoln'dü.

Bu cümlenin hemen ardından Abraham Lincoln'ün görüntüsü kayboldu.
Bu olaydan sonra, Winston Churchill, hiçbir Amerika ziyaretinde Beyaz Saray'da konaklamadı.

Reklam
Reklam

Medyaya yansıyan bir sonraki Lincoln vakası ise, 1980 yılında gerçekleşti. Beyaz Saray özel timinin başındaki Tony Savoy, sarayın koridorlarında Abraham Lincoln'ü gördüğünü iddia etti.3. Clara Germana Cele

The Exorcism of Emily Rose filmini hatırlıyor musunuz? O filmin hikayesi, 1940'larda Maryland'de (ABD) yaşayan Emily Rose'un gerçek hikayesi.

Emily Rose'tan 34 yıl önce ise, oldukça benzer bir olay Güney Afrika'da Clara Germana Cele'nin başına gelmişti.

1906 yılında henüz 16 yaşında olan Clara, bir gün bir günah çıkarma seansında rahibe şeytanla anlaşma yaptığını itiraf etti. Sonrasında ise Clara'nın davranışlarında gariplikler belirmeye başladı.

Reklam
Reklam

Önce, daha önce hiç öğrenmemesine ya da konuşmamasına rağmen; Almanca, Polonyaca ve Fransızca konuşabilmeye başladı. Daha sonra yerden 1buçuk metre yükselmeler, hemen ardından da hayvani sesler çıkartmalar ortaya çıktı.

2 gün süren bir şeytan çıkarma ayini ile, Clara eski haline döndü.2. Bella ve karaağaç

18 Nisan 1943'te, 4 çocuk Hagley Woods'ta (İngiltere) yaramazlıklar yaparlarken, bir karaağacın gövdesine tırmanmaya karar verdiler...

Ağacın tepesine kadar tırmanan ilk çocuk, ağaç gövdesine doğru baktığında ağacın içine saklanmış bir iskeletle karşılaştı. Bir insana ait olan bedenin etinin neredeyse tamamı çürümüş, yalnızca iskeleti kalmıştı. Ağaç gövdesinin içine sıkışmış halde duran bedeni, çocuklar tabii ki çıkaramadılar.

Reklam
Reklam

Görevliler çağırıldı, ağaç dikkatlice kesilerek iskelet çıkarıldı. Yapılan otopside iskeletin 18 ay önce öldürülen bir kadına ait olduğu anlaşıldı. Kadının kim olduğu, **o bedenin ağaç gövdesinin içine nasıl yerleştirildiği ise hiçbir zaman açığa çıkarılamadı.

**

Yerel halk, ölü kadına Bella adını taktı. Hatta bugünlerde bile devam eden bir deyiş ortaya çıktı;
''Bella'yı karaağacın içine kim koydu?''1. Elisa Lam'ın ölümü

Son olarak, Cecil Oteli'ne geri dönüyoruz...

14 Şubat 2013'te, YouTube'a oldukça korkutucu bir video yüklenmişti, hatırlar mısınız? Videoda Çinli bir genç kız, asansördeki görünmez biri ile tartışmaya giriyor, elleri ters dönmüş şekilde asansöre girip çıkıyor, sonra da koridora geçip ortadan kayboluyordu.

Reklam
Reklam

Görüntüler 31 Ocak 2013 tarihine aitti. Polis, bu görüntülerin ardından 2 haftadır haber alınamayan Elisa Lam hakkında hiçbir ipucu elde edememiş, sonra da güvenlik kamerası görüntülerini internete servis etmişti.

19 Şubat 2013'te, Cecil Oteli'nin suyu kirli sarı renkte akmaya, kötü kokular yaymaya başladı. Bunun üzerine görevliler su tanklarını kontrol etmek için çatıya çıktı. Su tanklarının demir kilitleri biraz olsun bile zorlanmamıştı; kaldı ki güvenlik kameralarında çatıya çıkan herhangi bir kişinin görüntüsü yoktu.

Su tanklarından biri açıldığında, Elisa Lam'ın cansız bedeninin 2 haftadır orada olduğu ve artık çürüdüğü ortaya çıktı. Vücudunda herhangi bir cinayet izi de yoktu...

Reklam
Reklam

Elisa Lam güvenlik kameralarına yakalanmadan çatıya nasıl çıktı?
Kilidi kırmadan, hatta zorlamadan bile, su tankının içine nasıl girdi?

Bilinmiyor...
buyrun... Bu da Elisa Lam'ın asansör videosu.