Ankara’da bir plazanın 20. katında önce tecavüz edilen, ardından aşağı atılarak öldürülen üniversite öğrencisi Şule Çet davasında müşteki avukatlarının Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda görevli Adli Tıp Uzmanları Prof. Dr. Hakan Kar ve Prof. Dr. Halis Dokgöz’den aldıkları “bilimsel uzman mütalaası”nı mahkemeye sunuldu.
Bilimsel mütaalada, Şule Çet’in boynundaki kırığın düşmeden daha çok boynuna “baskı” yapılarak oluşmuş olabileceği, otopsi sırasında elde edilen bulguların Çet’in ağır cinsel istismara uğradığını gösterdiği belirtildi. Mütaalada, olay yerinde polisin eksik delil topladığı tespiti de yapıldı.
Mahkeme, haklarında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istenen sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’tan TCK’nin 82/1- maddesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis öngören “kasten öldürme suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi” suçundan ek savunma alması dikkat çekti. Bu da mahkemenin, sanıklara ağırlaştırılmış müebbet verme seçeneğinin masada olduğunu gösterdi.
"SANIK AKAND'IN DNA'SI İLE AYNI"
Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen Şule Çet davası mutalasına ilişkin dikkat çeken tespitler yapıldı. Olay saatinde hesaplanan alkol düzeylerine göre Çağatay Aksu’nun alkol zehirlenmesi tablosu içinde olduğu, Berk Akand’ın ise alkol zehirlenmesine maruz kalmak üzere olduğu ve bu alkol düzeylerinde kişilerin muhakeme, koordinasyon kaybı ve dürtü kontrol mekanizmalarında kayıp içerisinde olabilecekleri tespit edildi. Ayrıca Şule Çet’in sadece sağ el 3. ve 4. tırnak altı örneklerinin Berk Akand’ın Y-STR DNA’sı ile aynı olduğu belirlendi. Tokalaşan kişilerden tırnak altı bölgesine doku geçmesinin beklenen bir durum olmadığı mütaala edildi.
Kaynak: Alican Uludağ/Cumhuriyet