Kanada'nın Yeni İskoçya eyaletinde yaşayan 35 yaşındaki Lindsey Hubley, Mart 2017'de bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Myles adını verdiği çocuğunu doğuran Lindsey Hubley, doğumdan dört gün sonra halsiz hissetmeye başladı. Yorgun olduğu için bitkin düştüğünü düşünen Lindsey Hubley'in bedeni bir süre sonra sebepsiz şekilde titremeye başladı ve karın ağrısı şikayetleri baş gösterdi.
35 yaşında ilk çocuğunu dünyaya getiren Lindsey Hubley sağlık sorunlarının artmasının ardından hastaneye başvurdu. Tedavi altına alınan ve uyutulan anneye necrotizing fasciitis adı verilen ve derinin altındaki et tabakasını tahrip eden et yiyen bakteri enfeksiyonu teşhisi yapıldı. Talihsiz kadının enfeksiyonu doğum sırasında kaptığı tespit edildi.
Lindsey Hubley'in doğum sırasında plasentasının bir kısmının kazara bedeninde bırakıldığı ve genital yırtığın dikilmesi sebebiyle enfeksiyonu kaptığı saptandı. İlerleyen süreçte talihsiz kadının bedeninde deformasyonlar meydana geldi ve bacaklarını ve kolları ameliyatla kesildi. Aylar süren tedavi dönemi boyunca Lindsey Hubley büyük acı çekti.
420 gün boyunca hastanede kalan Lindsey Hubley bebeğine karşı annelik görevlerini yerine getirmeye çalışsa da bebeği ile sağlıklı iletişim kurmakta zorlandı. .Bu süreçte talihsiz kadının en büyük destekçisi ise ailesi oldu.
'Bu durumla başa çıkmayı anlatan bir kitap yok' diyen Lindsey Hubley'in hayatı, et yiyen bakteri sebebiyle kabusa döndü. Enfeksiyonun yayıldığı ilk dönemde parmaklarının yavaş yavaş çürümeye başladığına tanık olan Lindsey Hubley süreç boyunca 17 farklı ilaçla tedavi gördü ve 32 defa bıçak altına yattı. Tedavi süreci bugün bile devam eden Lindsey Hubley bazı ilaçları ömrünün sonuna kadar almak zorunda.
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'nin verilerine göre ABD'de her yıl 700 ila bin 200 kişiye et yiyen bakteri enfeksiyonu teşhisi konuluyor. Enfeksiyonu kapan kişilerde enfeksiyonun ilk yayıldığı bölgede kızarma, ağrı, acı belirtileri rastlanıyor. Enfeksiyonun ikinci aşamasında baş dönmesi, kusma, kabartı ve deri renginde değişim gözlemleniyor. Enfeksiyonu kapan kişilerin yüzde 25 ile 30'u yaşamını yitiriyor.