“Bilgi kirliliğini filtreleme şansı bile bulamadan, kendi doğasında zaten belirsiz olan Koronavirüse yönelik kaygılarımıza her gün yenilerini ekliyor, korkuyla abartılı önlemler alabiliyoruz. Oysa, Koronafobi ‘tedbirli olmak’ ile ‘hayatını kontrolsüzce kısıtlamak’ arasındaki sınırları kaybeden kişide psikolojik sorunlara yol açıp, hayatında kalıcı izler bırakabilir” diyen Acıbadem Maslak Hastanesi’ndan Uzman Psikolog Simru Kavak, bu dönemde kaygı seviyemizi kontrol altında tutarak, virüsün psikolojimizde yol açabileceği kalıcı zararlara nasıl karşı koyabileceğimizi anlattı. Uzman Psikolog Simru Kavak, Koronafobi’den korunmanın 7 basit ama etkili önlemini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Gerçekçi olmayan korkuyu, gerçekçi olmayan haberler tetikler. Öncelikle bu süreçte yalnızca güvenilir haber kaynaklarını takip etmeye özen gösterin.
Panik duygusu, virüsün kendisinden daha hızlı yayılır. Panik yapmamaya ve sizi paniğe sevk eden konuşmalardan ve kişilerden uzak kalmaya gayret edin. Gerekiyorsa bir süre, konuşurken huzursuz hissettiğiniz kişilere veya takip ettiğiniz kaynaklara mesafe koymaktan bir zarar gelmez.
İlgili birimlerce paylaşılan güvenlik ve sağlık önlemlerini takip etmenin yeterli olduğunu unutmayın. Ellerinizi zaten düzenli yıkayıp dezenfekte ediyorsanız ya da güvenli mesafeleri korumaya özen gösteriyorsanız, kendi üzerinizde geçerliliği ispatlanmamış ek güvenlik önlemlerini uygulama baskısı yaratmak, sadece kaygı seviyenizi artıracaktır. Örneğin her kanalda gördüğünüz tavsiye edilen gıdaların hepsini tüketmeye çalışmak,büyük ihtimalle sizi virüsten korumak yerine başka rahatsızlıklara itecektir.
Belirsizlik kaygıyı tetikler. Aklınızdaki sorulardan yanıt bulabileceklerinizi ilgili sağlık çalışanlarına ya da kurumlara danışarak gidermek, rahatlamanıza yardımcı olabilir. Buradaki kilit nokta; sosyal medya, aile ya da arkadaş whatsapp gruplarına değil; “yetkin, ilgili kişilere” başvurmak!
Uzman Psikolog Simru Kavak “Koronavirüs paniğini, daha önceki salgın virüs paniklerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, sosyal medyanın artık çok daha yaygın ve kontrolsüz kullanılması. Mesajlaşmalardaki, ses kayıtlarındaki felaket senaryolarına inanmayın, gerekirse takipten çıkın” diyor.
Kaygı ve korkunuzun kalp çarpıntısı, öfke, nefes düzensizliği gibi fiziksel etkilerini hissediyorsanız, yürüyüş, nefes egzersizi, meditasyon gibi rahatlatıcı aktivitelerden sevdiğinize ve ilgi duyduğunuza yönelebilirsiniz. Bu durum fiziksel rahatlamanın yanı sıra, psikolojik dengenizi kurmaya da yardım edebilir.
Bahar mevsimine girmemiz, açık havada aktivitelere fırsat sağladığı için, dışarıda daha fazla zaman geçirmeye çalışın. Hatta bu süreçte yavaşlayan hayatı ve virüsü, kendinize zaman ayırmak için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz.
Tüm dünyayı etkileyerek önemli salgın haline gelen Koronavirüs’ün size ya da sevdiklerinize bulaşmasını düşünerek endişe duymak çok normal ve sağlıklıdır. Zira bu endişe uzmanların önerileri doğrultusunda sizi tedbir almaya yöneltir. Ama bu endişeler giderek artıp, fobi düzeyine erişebilir. Fobiyi sağlıklı kaygıdan ayıran durum, gerçekte duymamız gerekenden daha fazla tehdit hissedip, fobi nesnesi olan durumlardan kaçınma davranışı geliştirmemizdir. Peki, bu iki duygu arasında bir sınır var mı? Uzman Psikolog Simru Kavak, bu sınır konusunda şunları söylüyor: “Koronafobi ile ilgili olarak sağlıklı kaygının sağlıksız korkuya dönüşmeye başlama sınırımız, normal şartlar altında devam eden rutinlerimizin veya uzmanlar tarafından yapılan önerilerin sayıca ve sıklık olarak günlük hayat işleyişimizi ve ilişkilerimizi aksatmaya başladığında tehlikeli bir hal alır. Zaman zaman kişinin rahatlamak için geliştirdiği takıntılı davranışlar da fobiye eşlik ederek hayatı zorlaştırabilir. Örneğin, bir AVM'den ya da toplu taşıma aracından çıktığımızda ellerimizi dezenfekte etmemiz normal bir kaygıya bağlı davranışken, evden çıkmasak bile sürekli tekrar eden ve süresi uzayan temizlik ritüelleri, gerçek olmayan düşüncelere ve sağlıksız seviyede bir korkuya bağlıdır. Örneğin evinizdeyken bile bulaşmıştır endişesiyle her 10 dakikada bir elini yıkamak, yıkayamadığınızda derin bir endişe ve sıkıntı hissetmek, fobinin kapınızı takıntılı davranışlar eşliğinde çaldığını gösterir.”