Çin'in Wuhan kentinde, ilk defa 2019 yılının Aralık ayında ortaya çıkan 'yeni koronavirüs' nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artarken, koronavirüsünün nereden geldiği hala kesinleşmedi. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz "Yeni koronavirüs, Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan bir virüs. İnsanlarda görülüyor. Hayvanlardan bulaştığı şüpheli, bununla ilgili henüz bir delil yok. Virüsün nereden geldiği, kökeni araştırılıyor. Ancak hastalanan insanlar üzerinden gidildiğinde, hastalanan bazı insanların deniz ürünleri marketlerinde veya canlı hayvan pazarlarında bulunduğu yönünde araştırmalar yapılıyor ve virüsün soy soyağacı çalışmalarıyla nereden geldiği bulunmaya çalışılıyor. Şu anda virüs insandan insana bulaşabiliyor." dedi. Prof. Dr. Yılmaz, koronavirüsün son yapılan çalışmalarda yarasalardaki virüse benzerliğinin görüldüğünü söyledi.
Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
"Virüs Wuhan kentinde çıktıktan sonra başka kentlere saçılmış durumda. Ülkemiz olarak, birçok ülkenin yaptığı gibi Çin'den, özellikle riskli bölgelerden gelen hastalıkla şüpheli insanların takip edilmesi ve şüpheli vakalardan örnek alınıp test edilmesi, bunların özel odalarda ve izole yerlerde hospitalize edilmesinde yarar görüyorum. Virüs henüz ülkemizde yok, dün bir şüpheli vaka vardı. Onunla ilgili çalışmalar devam ediyor. İlk aşamada virüs dışarıdan geleceği için, daha fazla Çin'den gelen vakaların üzerine gidip mümkün mertebe virüsün yayılmasını engellemek lazım. En genç vaka 26 yaşında, genellikle yaşlı insanlarda görülüyor ve başka hastalığı varsa sıkıntılar yaşanabiliyor. Yeni koronavirüs denilmesinin nedeni, hem hayvanlardaki hem de insanlardaki bilinen koronavirüslerden genetik olarak farklı olması. Halkımızın ve sağlıkla ilgili kişilerin karıştırmaması gereken bir durum var; birçok hayvanın ve insanın aslında kendi koronavirüsü var. Bu koronavirüslerle yeni koronavirüsü karıştırmasınlar lütfen. Yeni koronavirüs, hem genetik olarak hem de hastalık yapma açısından farklı duruyor. Dünya Sağlık Örgütü bunun yayılma riskinin olduğunu, her anlamda temkinli yaklaşması gerektiğini söylüyor. Sıkıntının ne kadar büyük olduğunu veya olacağını gelecek zamanlar gösterecek."
Prof. Dr. Yılmaz daha çok yaşlı kişilerin risk altında olduğunu belirterek, "Görülen en önemli belirti ateş ama bazen ateş de görülmeyebiliyor. Daha çok alt solunum yolunu ilgilendiren pnömoni tarzında seyrediyor. Solunum sıkıntısı olan vakalar, bir de başka hastalıklar direnci düşürdüğü için başka hastalığı olanlar ve yaşlı olanlar burada risk faktörü gösteriyor. Bağışıklık ve direnç düştüğü için virüsün girişi kolaylaşıyor. Yaşlılarımızın dikkat etmeleri lazım, gerekirse riskli zamanlarda ben dışarı çıkmamalarında yarar görüyorum. Bir de kendilerine iyi bakmalılar" dedi.
Prof. Dr. Yılmaz, virüsün yayılma ihtimaline karşı alınabilecek önlemler içinse, "Bu el yıkamadan, kişisel hijyenden tutun da dışarıya çıkmamaya kadar varabilecek önlemler olabilir. Ülkede ciddi bir risk olduktan sonra alınabilecek önlemlerin haddi hesabı yok diyebilirim. Ülkemiz açısından şu an öyle bir şey yok" ifadelerini kullandı.
"Özellikle Çin'e, o yöreye seyahat etmiş insanlar şüpheli gruba giriyorlar." diyen Prof. Dr. Yılmaz, "Çin'e seyahat etmiş kişilerin mutlaka izlenmesi ve test edilmesi gerekiyor. Virüsün yayılmasını ancak bu şekilde önleyebilirsiniz. Şu anda insandan insana bulaşıyor gibi görünüyor. Dileriz başka taşınma yolu yoktur. Bu ancak seyahat, bir de belki ticaret yoluyla gelebilir. Virüs, hava yoluyla ve yakın temasla bulaşıyor. Göçmen kuşların bu konuda bir faktörü yok gibi görünüyor. En azından kuşlarda olan koronavirüs, insanlara bulaşmıyor ve yeni koronavirüs de kuşlar da tespit edilmiş değil. Bir virolog olarak virüsün yayılmasının engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anki durumda ülkemiz açısından havaalanlarına büyük iş düşüyor" dedi.
Kaynak: DHA