Koronavirüs döneminde Ramazan önerileri

Psikolojik olarak dayanıklılığı artırmak için Ramazan ayının getirdiği manevi duyguları ve yaşam tarzındaki değişiklikleri çevreye olumlu yönde kullanmanın güzel bir savunma yöntemi olabileceğini söyleyen Uz. Psk. Olcay Geçgel, sabırlı olmanın önemine vurgu yaptı.

Tüm dünyada Covid-19 Virüsü Pandemisi etkisini devam ettirirken, Ramazan ayının gelmesi ile birlikte insanlar iki süreci beraber yürütmek durumda kaldı. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Memorial Dicle Hastanesi Psikoloji Bölümünden Uz. Psk. Olcay Geçgel, Ramazan ayının bir yıl içerisindeki maneviyat duygularının en yoğun hissedildiği ay olarak toplum tarafından kabul edildiğini söyledi. Salgın sürecinin, sokağa çıkma kısıtlamaları ve evde kalma çağrılarının kişilerde ciddi kriz durumuna neden olduğunu vurgulayan Uz. Psk. Geçgel, “Süreç ile beraber evlerde olan insanlarda yaşanan yoğun ruhsal çatışmalar, aile içi problemler ve duygusal boşluklar Ramazan ayının getirdiği manevi duygular ile beraber, kişilerdeki eksik olan ve tamamlanmamış bu duyguları tamamlayıcı özelliğe sahip olabilmektedir. Öte yandan salgın sürecinde her ne kadar manevi duygulara olan doyumu ve süreci pozitif yönde etkilese de oruç ile beraber kişilerde en başta yeme düzeninde değişiklik, iştah problemleri, uyku problemleri, temel ihtiyaçların ertelenmesinden kaynaklı oluşan yoğun stres bu dönemin en belirgin özelliklerinden olacaktır. Bu stres kriz dönemi stresi ile birleştiği takdirde yönetilmesi daha zor ve güçlü bir sürecin oluşması beklenebilir bir durumdur. Toplum olarak her ne kadar kayıplar, travmalar ve negatif örneklerle dolu günler bile geçiriyor olsak psikolojik olarak dayanıklılığımızı arttırmamız için Ramazan ayının getirdiği manevi duyguları ve yaşam tarzımızda ki değişiklikleri kendimize ve çevremize yönelik olumlu yönde kullanmak tüm bunlar için güzel bir savunma yöntemi olabilecektir” dedi.

Reklam
Reklam

'SABIRLI OLMAMIZ LAZIM'

Bu süreçteki yoğun bir belirsizlik ve bilinmezliğin kişileri hayatın anlamını sorgulamaya, kendilerine dair varoluşçu sorular sormaya yönelttiğini gördüklerini aktaran Uz. Psk. Geçgel, “Bu varoluşçu sorulara; geçmişte ne kadar hızlı bir yaşam tarzını benimsediğimizi, yoğun bir tüketici toplum oluşturduğumuzu, gerçekliğin yerini aslında daha soyut, şimdi ulaşamadığımız geçici maddeler ile doldurduğumuzu görebildiğimiz yanıtlar verildiğini görüyoruz. Salgın ve ramazan ayı arasında benzerlik gösteren bir diğer durum ikisinin de sağlıklı şekilde tamamlanması için sabır ve tahammüle olan ihtiyacımızdır. Bu süreçte yoğun depresif duyguları olan kişilerde, Ramazan ayının oluşturduğu inanç ve güçlülük kendilerini bağışıklık sistemlerini daha güçlü tutmalarına da sebep olmaktadır. Oruçla kişinin kendisiyle yüzleşmesi daha kolay olur. Her istediğini elde edemeyeceği ve kişisel hazların ne kadar değerli olduğunu, inançlarından dolayı davranışlarını değiştirebildiği gibi pandemiden kaynaklı yaşanan değişikliklerinde bir o kadar doğal olduğunun farkına varmasına katkısı olur. Süreç içinde kendini güçsüz hisseden, düşüncelerini ve davranışlarını yönlendirmekte güçlük çeken kişilere en güzel tavsiye; profesyonel bir ruh sağlığı çalışanından destek alması gerektiği olacaktır” diye konuştu. (İHA)

Reklam
Reklam