Son birkaç haftada dünyada çok şey değişti, ama bu sıkıntılı ve çalkantılı dönemde, insanın iki özelliğini güçlendirmiş olarak bu krizden çıkabiliriz. İyilik ve yaratıcılık. Peki bu nasıl olacak?
Eski bir asker olan ABD'li Michael Michalko, birkaç yıl önce, yaratıcılığı güçlendirmeyi amaçlayan ilginç bir fikir ortaya atmıştı. "Tersini varsaymak" adını verdiği bu yöntem, ele alınan herhangi bir konuyla ilgili yaygın kanıları tersinden düşünmeyi içeriyordu.
Örneğin bir taksi şirketi açmak istiyorsunuz. Akla gelen ilk kanı "taksi şirketlerinin arabaları olur" fikridir. Oysa bu kanıyı tersine çevirdiğinizde "taksi şirketlerinin arabası olmaz" fikri gündeme gelir ve böylece hiçbir aracı olmayan ama dünyanın en büyük taksi şirketi doğar: Uber.
Koronavirüs salgını nedeniyle hayatımız altüst oldu. Birkaç aya kadar normale dönmeyi umut etsek de belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ama bu dönem sorunların yanında fırsatlar da içeriyor.
Dünyayı ve oradaki yerimizi yeniden tahayyül etme olanağı doğuyor örneğin. Yaratıcılığın güçlü olmasını gerektiren sektörlerde yeni ürünler ve buluşlar için yaygın kullanılan yöntemlerden biridir tersini farzetmek.
Örneğin eğitim alanında yaygın olan kanı, çocukların kendilerine sunulan bilgiyi alması yönündedir. Peki tersini düşünsek ne olur? "Eğitim bilgiyi anlatmak değildir" desek örneğin…
Bu durumda, çocuklara gerçek hayatta ihtiyaç duyacakları becerilere ağırlık verme düşüncesi ağırlık kazanabilir - öğretmenlere bunları öğretmeleri için bir türlü zaman tanınmayan beceriler. Münazara (tartışma) becerisi örneğin. Söylenen bir konu hakkında hemen o anda düşünüp konuşmak… Ekip halinde çalışma becerisi…
Koronavirüs salgını nedeniyle birçok ülkede okullar kapandığı için ebeveynler çocuklara evde eğitim vermenin ne kadar zor olduğunun farkına vardı. Ancak "tersini farzetme" yöntemiyle bazı "asi" fikirler de doğuyor. Örneğin çocuğunuzu karşınıza alın, önüne ters çevrilmiş bir kart koyun. Sonra kartı 60 saniye boyunca konuşmasını istediğiniz konuyu gösterin ona.
Ben bunu yedi yaşındaki kızımla ilk denediğimde önce bir dondu. Konu "oyuncak ayı" idi. Sonra beş saniye kadar konuştu, ama hemen başka konuşlara kaydı. İkinci denemede konu "tenis" idi. 60 saniye boyunca konuşmayı başardı. Yani deneyerek öğreniyordu.
Sonra ondan ve kardeşinden bir konu hakkında birkaç cümle yazmalarını istedim. Konu şuydu: En büyük başarısızlığınız ne oldu ve bundan ne öğrendiniz?
Böylece başarısızlık gibi hep negatif görülen bir konuya farklı bir açıdan yaklaşmak, onu büyümenin bir parçası olarak görmelerini sağlamaktı amacım. Bazı ünlülerin başarısızlık hikayelerini anlattık birbirimize.
Ünlü Harry Potter kahramanını yaratan yazar JK Rowling şöyle demişti: "Hayatta bazı başarısızlıklar kaçınılmazdır. Herhangi bir konuda başarısızlık göstermemek mümkün değildir. Bunun için öylesine temkinli yaşamak gerekir ve o zaman da yaşamamış olursunuz ki; zaten o durumda başarısız olmuşsunuz demektir."
Bunlar eğitim alanıyla ilgili "tersini varsayma" önerileri. Bu öneriler elbette çocukların bilgi edinmesini önlemeyi değil, onlara eğlenceli yollardan başka beceriler de katmayı amaçlıyor. Bazı yenilikçi okullar bu fikirlerin bir kısmını zaten uygulamakta.
Bu krizden çıkabilecek bir diğer olumlu gelişme de iyilik konusunda olabilir. İngiltere'de 700 bini aşkın gönüllü, sağlık hizmetlerine yardımcı olmak için ismini yazdırdı. Sağlık çalışanlarının bu dönemdeki katkısının ne kadar takdir edildiğinin bir göstergesi olarak ülke genelinde bir alkışlama kampanyası yapıldı.
Özellikle ekonomistler, iyiliği kısa süreli devam eden bir anormallik olarak ele alıyor. Ama belki de toplumda daha sürdürülebilir bir özellik haline gelebilir, özellikle sosyal fedakarlık ile öz çıkarın birbirine aslında ne kadar yakın olduğunu insanlar anladığında…
600 tıp öğrencisi ile yapılan bir araştırmada, sadece kendi gelişimini düşünen ve bencil olanların, eğitimlerinin ilk yılı iyi performans sergilediği, daha cömert olup da diğer öğrenci arkadaşlarına zaman ayıran ve yardımcı olmaya çalışanların ise geri kaldığı görüldü.
Ama ikinci yıl bu ikinci grupta olanlar diğerlerine yetişmiş, üçüncü yıl onları geçmiş, son yıl ise onlardan çok daha yüksek notlar almışlardı.
Psikolog Adam Grant'a göre, "Tıp okuyan öğrenciler zaman içinde bağımsız sınıflardan klinik pratiğine ve hasta bakımına geçtikçe, başarıları daha çok ekip çalışmasına dayalı hale gelir".
Sosyal bilimlerde bu bulgu sürekli ortaya çıkıyor: Daha çok vermeye yatkın insanlar, karşılıklı bağımlılığın arttığı bir dünyada daha başarılı oluyor. Ayrıca bu insanlar daha stratejik davranıp, ekipte bencillere yer vermiyor, çeşitliliği gözetiyor.
Şu sıra yaşanan zorlukları küçümsüyor değilim, ama geleceğin karamsar olacağını da düşünmüyorum. Daha fazla iyilik ve yaratıcılık içeren bir dünya herkesin özlemle bekleyeceği bir şey olabilir ancak. Yeni çözümlere yönelmeli, vaktini doldurmuş fikirlere karşı durmalı, ama bunu da bizleri başarıya götürecek bir işbirliği ruhuyla yapmalıyız.
* Matthew Syed, 'Rebel Ideas: The Power of Diverse Thinking' (Asi Fikirler: Farklı Düşşünmenin Gücü) kitabının yazarı
COVID-19 VE GERÇEKLER - Koronavirüs hakkında inanmamanız gereken hurafeler