Koronavirüsün tek başına hava kirliliğinin azalmasına büyük katkı sağladığını söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Özellikle İstanbul’da
sabah ve akşam trafiğinde binlerce özel araç emisyona neden oluyordu. Duran trafikte çıkan egzoz gazlarındaki emisyonlar hava kirliliğine ve solunum yolu hastalıklarına neden oluyordu. Koronavirüs solunum yolunu, akciğeri etkileyen bir hastalık ama bir yandan da hava kirliliğini düşürerek solunum yolu hastalıklarını ve fosil yakıtların iklime olan etkisini azaltmış oldu”
diye konuştu.
'ATMOSFERE GİDEN SERA GAZININ ETKİSİ 200 YIL SÜRER'
Koronavirüsün iklim değişikliğini durdurmasının zor olduğunu belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, “ABD’nin 100 yıl önce saldığı sera gazları hala atmosferde duruyor. Şu anda bütün dünyada sera gazı kullanımı bir anda sıfırlasak bile mevcut bulunanların etkisi 100-200 yıl devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Koronavirüs iklim değişikliğinin daha da kötüleşmesini engelleyeceğini söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Paris Anlaşması’nda
konulan 1,5 derecelik sınıra ulaşmada bize yardım edecektir. Ama iklim değişikliğini durduramayacaktır. Kuraklığa da bir etkisi olacağını sanmıyorum. Evde kaldığımız için ve sık el yıkadığımız için su tüketimi artacaktır bu kuraklığı olumsuz etkiler. Ama sera gazlarını azaltmış olması hava kalitesinin düzelmesinde etkili oldu” dedi.
Dışarıda hava temizse ev, oda ve ofisleri havalandırmak çok önemli olduğunu aktaran Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İçerideki
hava kalitesi kötüleştiği zaman hava temizleme cihazı kullanmalıyız. Türkiye’de iç ortam hava kirliliğine dikkat etmiyoruz” diye konuştu.
'KLİMA FİLTRESİNE BAKILMAZSA ZARAR VAR'
Ev ve arabada kullanılan klimanın filtrelerine bakılmadığı zaman zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, “Klimalar, bazı akciğer hastalıklarına neden olabiliyor. Klima kullanacaksanız her yıl özellikle bu aylarda mutlaka filtrelerinin temizlenmesi gerekiyor, klimanın bakımı çok önemli. Filtreyi zamanında değiştirmezseniz yarar yerine zarar verir” uyarısında bulundu.
Kaynak: DHA