Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) eski anne ve çocuk sağlığı direktörü ve London College Üniversitesi’nde küresel sağlık profesörü olan Anthony Costello, The Guardian’a İngiltere’de ortaya çıkan yeni corona virüs varyantını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Costello, yüzde 70 oranında daha bulaşıcı olduğu düşünülen mutasyonun İngiliz hükümetinin bir başarısızlığı olduğunu ifade etti.
İngiltere’de Mart ayında yaşanan Covid-19'un ilk dalgası sırasında, kendisinin de dahil olduğu birçok bilim insanın hükümetin "maksimum baskı" veya "sıfır Covid" stratejisi izlemesi gerektiğini söylediğini belirten Profesör Costello, “Bunun birçok nedeninden biri, doğal seçilimi engellemekti. Bir virüsün farklı bağışıklık sistemlerine ve özelliklere sahip insanlarda zaman geçirerek yayılmasına izin verildiğinde, gelişir ve mutasyona uğrar. Bilim insanları, şimdi virüsün hücrelerimize girmesini sağlayan başak protein değişiklikler de dahil olmak üzere genetik sekanslarında 17 değişikliğe sahip olan virüsün "mutant" bir varyantını keşfettiler” açıklamasını yaptı.
Profesör Costello, uyarılara rağmen Başbakan Boris Johnson ve hükümetinin pandemi boyunca izlediği stratejinin, Covid'i tamamen ortadan kaldırmak yerine virüsün yayılmasını yavaşlatmak ve Ulusal Sağlık Enstitüsü (NHS) üzerindeki baskıyı azaltmak olduğunu belirtti. Hatta, hükümete danışmanlık veren Acil Durumlar için Bilimsel Danışma Grubu’nun (SAGE) 13 Mart tarihli tutanaklarında, "Covid-19'un yayılmasını tamamen bastırmaya çalışan tedbirlerin ikinci bir zirveye neden olacağını" aktarıldı. Ancak, danışmanlar, Çin gibi halihazırda ağır bir baskı altında olan ülkelerin ‘tedbirler gevşediğinde ikinci bir zirve yaşayabileceği’ konusunda uyardı. Yani Costello, İngiltere’nin koronavirüsü ortadan kaldırmak yerine, onunla yaşamayı öğrenmeyi tercih ettiğini ve şu anda bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığını açıkladı.
Costello, SAGE’nin İngilizleri koronavirüsle yaşamaya zorlayan kararından dokuz ay sonra, Çin ve Güney Kore’nin sırasıyla milyon kişi başına üç ve 12 ölüm kaydettiğini. buna karşılık İngiltere’de ölü sayısının milyon kişi başına 970 ölüm kaydettini ifade etti.
Diğer taraftan Profesör Costello, “Bilim insanları yalnızca Covid-19'a neden olan virüsün her ay bir ila iki kez mutasyona uğramasını bekliyorlardı. Ancak şu anda Birleşik Krallık'ta tahmini 2 milyon kişi Covid ile enfekte olduğundan, virüsün mutasyona uğraması için daha fazla fırsat var” diyerek, yeni varyantın bulaş oranını hızlandırabileceğini yazdı.
Mutasyonun aşılar üzerinde önemli bir etkisi olacağını düşünmeyen Catello, “Bir çoğu bunun bir aşılama programını etkileyip etkilemeyeceğini sordu. Ancak bu araştırmacıların, yeni aşıların RNA kodlamasını ayarlayarak makul ölçüde hızlı bir şekilde düzeltebilecekleri bir şey. Virüsün yeni varyantının, onu yakalayanlarda Covid-19'un şiddetini değiştirip değiştirmeyeceğini söylemek henüz mümkün değil” dedi.
“Enfekte olan insan sayısı ne kadar fazlaysa, bir virüsün evrimleşme şansı da o kadar artar. Bu kesin bir bulgudur. Hükümet haklı olarak, yayılmanın endişe verici derecede yüksek olduğu güney İngiltere'deki vakaların ülke geneline yayılacağından ve AB ülkelerinin, varyantın yayılmasını durdurmak amacıyla İngiltere’den seyahatlerin uzun bir süre yasaklamasından korkuyor. Virüsün yayılmasını engellemek için alınan tedbirler eskisiyle hemen hemen aynı; ev buluşmalarını kısıtlamak, sosyal mesafeyi korumak, seyahat kısıtlamaları, hızlı testler ve temas takibi, maske kullanımını, el hijyenini ve evden çalışmayı sürdürmek” diyen Profesör Costello, şimdilik İngiliz hükümetinin önceliğinin, aşıları olabildiğince çabuk artırmak ve karantina önlemlerinden etkilenenlere uygun desteği sunmak olması gerektiğini ifade etti.
Bununla birlikte Profesör Costello, “Ancak bunların hiçbiri kaçınılmaz değildi. Son dalgalanma tek başına mutant bir virüsten sorumlu tutulamaz; aslında, pandeminin hükümetin kötü yönetilmesi, çok daha fazla insanın enfekte olması ve mutasyonların oluşması için gerekli koşulları yaratması anlamına geliyordu” değerlendirmesinde bulundu.
Costello, hükümetin salgına olan tepkisinin başarısızlıklarla dolu olduğunu bir kez daha vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“SAGE danışmanı Nick Davies’in aktardığına göre, bahar aylarında yalnızca bir hafta daha erken uygulanacak bir karantina, ölüm oranını yarıya indirebilirdi. Bakanlar, sözde dünyayı yendiği’ iddia edilen bir test ve izleme sistemini özel şirketlere devretmek için milyarlarca dolar harcadı. Hükümet, bireysel karantina oranlarını izleyemedi ve esnek sektörlerdekiler gelirlerini yitirirken evde karantinada kalması istenen kişilere, hastalık maaşı alamayan işçilere dayanarak yetersiz mali destek sağladı. İngiltere’de, bahar karantinasının ardından enfeksiyon oranları düştü ama hükümet virüsü bastırmak için gereken şeyi bir kez daha yapamadı.”
Son olarak Profesör Costello, hükümetin Covid-19 üzerindeki zayıf kontrolünün enfeksiyonun gücünü artırdığı ve bunun daha fazla daha fazla mutasyonun meydana gelmesine neden olduğunu söyledi. Sonunda ise İngiltere bunu karantina önlemlerinin ekonomik maliyetlerinin yanı sıra, ülkenin uluslararası toplum tarafından etkili bir şekilde karantinaya alınması ile ödedi. Costello, ayrıca başbakanın tekrarlanan kararsızlığının İngiltere’nin dünyadaki en kötü ölüm oranlarından birine sahip olmasına neden olduğunu belirtti.