Koronavirüs nedeniyle ölen adamın, eşine son sözleri yürekleri parçaladı

"Sizi tüm kalbimle seviyorum ve siz bana yaşadığım en iyi hayatı verdiniz."

ABD’nin Connecticut eyaletinde yaşayan Katie Coelho, koronavirüs yüzünden hayatını kaybeden eşinin telefonunu açtığında hayatının şokunu yaşadı. Geçtiğimiz Çarşamba sabaha karşı eşinin tedavi gördüğü hastaneye koşan 33 yaşındaki genç kadın eşini son bir kez daha görmek istemişti. Ancak 32 yaşındaki eşi koronavirüsle mücadeleye yenik düşmüş ve kalbi durmuştu. Perişan bir şekilde eşinin eşyalarını toplayan Katie, Jon’un telefonunu açıp, telefondaki aile fotoğraflarını kaydetmek istemişti. Ancak telefonu açan Katie, kendisine bırakılmış bir notla karşılaştı.

Reklam
Reklam

Jon, telefonunun notlar bölümüne “Sizi tüm kalbimle seviyorum ve siz bana yaşadığım en iyi hayatı verdiniz. Senin eşin olmakla ve Braedyn ile Penny’nin babası olmakla gurur duyuyorum” diye yazmıştı.

NOTLARI HAFTALAR ÖNCE HAZIRLAMIŞ

Jon’un notu, “Katie, sen hayatımda tanıdığım en özverili insansın. Hayatını mutlulukla ve sana aşık olmamı sağlayan tutkunla yaşamayı sürdür. Çocuklarımıza yaptığın anneliği görmek, hayatımda yaşadığım en harika deneyim” sözleriyle devam etti. Katie, Jon’un haftalar önce entübe edildiğinde yazdığına inanıyor.

Katie, “Son bir aydır hastalıkla mücadele etmesine rağmen, son ana kadar benim ve çocukların iyi olduğundan emin olmak istiyordu. Bana söylemek istedikleri vardı çünkü çok uzun zamandır onunla konuşamamıştım” dedi.


"Sizi tüm kalbimle seviyorum ve siz bana yaşadığım en iyi hayatı verdiniz. Senin eşin olmakla ve Braedyn ile Penny’nin babası olmakla gurur duyuyorum. Katie, sen hayatımda tanıdığım en özverili insansın. Hayatını mutlulukla ve sana aşık olmamı sağlayan tutkunla yaşamayı sürdür. Çocuklarımıza yaptığın anneliği görmek, hayatımda yaşadığım en harika deneyimdi. Braedyn, en yakın arkadaşım olduğunu, bugüne kadar yaptığı ve gelecekte yapacağı harika şeyler nedeniyle onun babası olmaktan gurur duyduğumu bilsin. Penelope, bir prenses olduğunu ve hayatında ne isterse ona sahip olabilecek biri olduğunu bilsin. Ben çok şanslıyım. Seni ve çocukları benim kadar sevecek biriyle tanışırsan, sakın kendini geri çekme. Ne olursa olsun, hep mutlu ol"

Reklam
Reklam

ÜNİVERSİTE AŞKI EVLİLİKLE TAÇLANDI

Katie ve Jon, Western Connecticut State Üniversitesi’nde öğrenci oldukları sırada tanıştı. Aralarındaki yakın arkadaşlık zamanla aşka dönüştü ve 2013’te evlendiler. Braedyn adında 2.5 yaşında bir oğulları ve Penelope adında 10 aylık bir kızları vardı.

Katie ve Jon, çocuk sahibi olmaya çalışırken bazı zorluklarla karşılaşmışlardı. Çocuklarının doğumundan önce iki düşük yaşamış olan çiftin ilk çocuğu Braedyn nörolojik bir problemle dünyaya gelmişti ve doktorlar bebeğin sadece altı hafta yaşayacağını söylemişti. Mucizevi bir şekilde Braedyn hayatta kaldı. Katie tam zamanlı olarak bebeğinin bakımını üstlenirken, ailenin geçimini Jon sağlıyordu.

Jon’un arkadaşı Jacob Wycoff, Jon’un çocuklarına kendini adamış bir baba olduğunu ve söz konusu Katie olduğunda romantik birine dönüştüğünü söyledi.


Jacob Wycoff sağda, Katie ve Jon Coelho

Jacob, Jon’un evi tek başına geçindirdiğini, Katie’nin para kazanmasına gerek olmaması için çok çalıştığını, çocuklarıyla beraber vakit geçirmeyi gerçekten çok seven bir baba olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Arkadaşlarıyla aynı üniversiteye giden Jacob, yıllar boyunca çiftin en yakın arkadaşlarından biri oldu. Jacob, herşeyden daha çok çocuklar için üzgün olduğunu söyledi. “Ne kadar harika bir babaları olduğunu öğrenemeden büyüyecekler. Bu beni çok üzüyor çünkü Jon inanılmaz bir insandı” dedi.


Jon Coelho, çocukları Braedyn ve Penny ile birlikte

Braedyn, koronavirüs için yüksek risk grubu kabul edildiği için, tüm aile karantina konusunda oldukça tedbirli davranmıştı. Ancak, Katie ve çocuklar evden dışarı çıkmazken Jon işe gitmek zorundaydı.

Katie “Eşim maske, eldiven takar ve ellerini sıklıkla yıkardı. Bu konuda oldukça tedbirliydi çünkü oğlumuza virüs bulaşırsa olacaklardan endişe ediyordu” dedi.

Ancak 24 Mart’ta koronavirüs testi pozitif çıkan biriyle temas kurduğunu öğrendi. Jon başlarda çok hasta hissetmiyordu, yorgunluk, migren ve koku kaybı gibi hafif belirtiler gösteriyordu. Jon’un testi pozitif geldi ve genç adam kendisini evin ayrı bir köşesinde karantinaya aldı.

Ancak 24 saat içinde Jon öksürmeye ve nefes almada zorlanmaya başladı. Doktorlar Jon’un hemen hastaneye getirilerek tedavi altına alınması gerektiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Bir hafta boyunca uygulanan ilaç tedavisinin ardından şikayetleri azalmayan Jon’un entübe edilmesine karar verildi.

Katie, “Neden bilmiyorum ama o gece telefonumu titreşime almıştım. Sabaha karşı 04:00 civarı Jon’dan bir telefon geldi. Jon o gece nefes alışında bir gariplik olduğunu söyledi. Doktorlar dinlenebilmesi için eve gönderilebileceğini söylemiş” dedi. Ventilatöre bağlandıktan sonra tamamen iyileşmesi beklenen Jon’un durumu hızla kötüye gitti.

“Doktorlar onu yedi gün boyunca uyandırmaya çalıştı. Jon çok zor nefes alıyordu. Doktorlar Jon’un panik atak geçirdiklerini düşündüer ve beni görüntülü aradılar. Jon bana sadece “seni çok seviyorum ve çok üzgünüm” diyebildi, ardından tekrar onu entübe ettiler” diyen Katie, Jon’un kendisiyle konuştuktan sonra endişelerinin arttığını, ventilatördeyken konuşmaya çalışmanın çok fazla stres oluşturduğunu ve nefes almakta güçlük oluştuğunu söyledi.

Birkaç hafta sonra Jon iyileşme belirtileri gösterdi. Doktorlar yavaş yavaş ventilatör olmadan nasıl olacağını görmek için testlere başladı.

Reklam
Reklam

Katie “Doktorlar tüm gün Jon’la ilgilendiler ve işlerini gerçekten çok iyi yaptılar. Ama Jon biraz gergindi. Yine de hemşireler onunla konuşmaya çalışıyordu ve Jon da cevap verebilecek durumdaydı” dedi. Katie Salı akşamı doktorla görüştükten sonra telefonu umutla kapatmıştı.

Katie “Konuştuğum doktor her şey yolunda giderse iki gün sonra Jon’un uyanacağını söyleyerek, benimle tedaviler hakkında konuşmaya başlamıştı” dedi. Ancak bu konuşmadan birkaç saat sonra Jon’un kalbi durdu ve genç adam hayatını kaybetti.

Katie, doktorların hala Jon’a ne olduğunu ve neden olduğunu tam olarak bilmediklerini belirtti. Salı gecesi Jon’u ventilatörden alan doktor Katie’ye, Jon’un uyanık ve bilinci açık olduğunu, tekrar entübe edilmenin onda panik yarattığını ama durumunun oldukça iyi göründüğünü söylemişti.

“Oğlum Salı gecesi babasına ‘baba sen benim en iyi arkadaşımsın’ diyen bir video göndermişti. Doktorlar videoyu Jon’a gösterince, kalbi tekrar hızlanmaya başlamış” diyen Katie, doktorlar tarafından arandıktan sonra hemen hastaneye koştuğunu ancak geç kaldığını söyledi.

Reklam
Reklam

Katie, eşinin hastaneden eve dönememiş olmasına hala inanamadığını söylüyor. Genç ve sağlıklı olan Jon, 8 ve 16 yaşlarındayken iki kez kanser nöbeti atlatmıştı ve doktorları iyileşmenin çok uzun süredir devam etmesinden dolayı geçmişinin herhangi bir komplikasyona neden olmayacağını söylemişti.

Jon, arkasında bıraktığı notta çocuklarına da özel mesajlar yazdı.
“Braedyn, en yakın arkadaşım olduğunu, bugüne kadar yaptığı ve gelecekte yapacağı harika şeyler nedeniyle onun babası olmaktan gurur duyduğumu bilsin. Penelope, bir prenses olduğunu ve hayatında ne isterse ona sahip olabilecek biri olduğunu bilsin.”

Jon notunda, ayrıca eşi Katie’yi de tekrar aşık olması için cesaretlendirerek “Ben çok şanslıyım. Seni ve çocukları benim kadar sevecek biriyle tanışırsan, sakın kendini geri çekme. Ne olursa olsun, hep mutlu ol” diye yazdı. Katie Jon’un ev kredisi gibi önemli bilgileri içeren notlar yazmak için de zaman ayırdığını söyleyerek “Çok sevildiğimi hep hissettirdi, hiçbir zaman Jon’un bana ve çocuklara olan sevgisinden şüphe etmedim” dedi.
Katie notu bulduğu için çok şanslı olduğunu ama öte yandan çok üzgün olduğunu söyleyerek “Bu notu yazarken onun ne kadar korku duyduğunu bililiyorum” dedi.

Reklam
Reklam

“Şu anda bir parçamın öldüğünü hissediyorum. O benim 13 yıldır en yakın arkadaşımdı ve son 8 yıldır eşimdi. Hayatımızı ve özel ihityaçlara sahip bir çocuk sahibi olmanın ne demek olduğunu anlayan tek kişiydi” dedi. Katie’yi en çok üzense çocuklarının babalarını tanımadan büyüyecek olması ve babalarının da onları büyürken göremeyecek olması.

Katie son sözlerinde “Çocuklarım babalarını hatırlamayacaklar. Onlara babalarının çok hasta olduğunu, iyileşmek için çok mücadele ettiğini ve onları çok sevdiğini söylemeliyim. O çocuklarını çok sevdi ve onları asla terk etmek istemezdi. Birbirlerini kaçıracakları için çok üzgünüm ve bu hiç adil değil” dedi.

Anahtar Kelimeler: