Sağlık Bakanı Fahrettin Koca günün ilk saatlerinde bir kişide koronavirüs tespit edildiğini ve karantinaya alındığını açıkladı. Koca ayrıca şu ana dek virüs şüphesiyle test yapılan ve sonucu negatif çıkan kişi sayısının 2 binin üzerinde olduğunu belirtmişti. BBC Türkçe'ye konuşan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman ise virüsün tespitinde kullanılan testlerde hata payı olduğunu ve şüpheli kişilerin mutlaka akciğer tomografisinin de çekilmesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye'de Ocak ayı başından bu yana COVID-19 tanısında kullanılan test, sadece Sağlık Bakanlığı tarafından Ankara, İstanbul ve Erzurum'daki üç merkezde yapılıyor.
Sağlık Bakanı Koca, önümüzdeki günlerde koronavirüs testinin yapıldığı illere Antalya, İzmir ve Adana'nın da ekleneceğini açıkladı.
Şu ana denk 2 binin üzerinde vatandaşa koronavirüs testinin yapıldığı ve hepsinden negatif sonuç alındığı bilgisi paylaşılmıştı.
Bakan Koca, günün ilk saatlerinde yaptığı basın toplantısında koronavirüsünün tespit edildiği ilk vakayı açıkladı ve erken teşhis konulduğu değerlendirilen vatandaşın karantinada tutulduğu şehri "hasta mahremiyeti" gerekçesiyle söylemedi.
Avrupa seyahatinden döndüğü açıklanan kişinin aile ve yakın çevresinin de gözetim altına alındığı ifade edilmekle birlikte, aynı uçakta seyahat ettiği diğer yurttaşların da bu uygulamaya dahil edilip edilmeyecekleri belirsizliğini koruyor.
Öte yandan Türk Tabipler Birliği (TTB), Ocak ayından bu yana koronavirüsün tespiti için kullanılan sağlık merkezlerinin sayısının artırılması gerektiğini, tek merkezden yapılan testlerin yeterli olmayacağını vurguluyor.
Son gelişmelerin ardından BBC Türkçe'ye konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, koronavirüsünün tespitinde kullanılan testlerin hata payı taşıdığını ve artık testlere ek olarak mutlaka akciğer tomografisinin de çekilmesi gerektiğini söylüyor:
"Amerika'da yapılan testlerin bile doğruluk payının henüz yüzde 60-70 oranında olduğu ortaya kondu. O yüzden şüpheli kişilere yapılan testlerin mutlaka birkaç kez tekrar edilmesi ve test sonucu negatif çıksa bile yüksek ateş ve solunum sıkıntısı olan vakalarda akciğer tomografisi çekilmesi gerekiyor.
"Bilimsel çalışmalar akciğer tomografisinde COVID-19 gösteren özel bir görüntü olduğunu ve test sonucu negatif çıksa bile tomografide gözüken akciğerdeki iz ile teşhis konulabildiğini gösterdi. Testlerin negatif çıkması tek başına yeterli değil."
Peki bu durumda şu ana dek test yapılan ve sonucu negatif çıkıp taburcu edilen 2 binden fazla kişinin de hâlâ koronaviüs şüphesi taşıdığını söyleyebilir miyiz?
Adıyaman, 2 bini aşkın kişinin tamamen iyileşmeden ve dolayısıyla risk taşımadığına emin olunmadan taburcu edileceğine ihtimal vermiyor:
"Şu ana dek test yapılan 2 bini aşkın kişi muhtemelen hâlâ takip ediliyor. Zaten o kişilerin tamamen iyileşmeden ve hâlâ ateşi varken, sadece test sonucu negatif çıktı diye karantinadan çıkarılması büyük bir teknik hata demektir. Ben böyle bir hatanın yapıldığını sanmıyorum."
Bununla birlikte Adıyaman, turistlerin uğrak noktası olan bazı bölgelerde koronavirüs şüphesini güçlendiren duyumların arttığını söylüyor:
"Turistlerin çok geldiği yerlerdeki esnaf arasında koronavirüs semptomlarının artıp artmadığına bakmamız gerekiyor. Bize gelen duyumlara göre bazı turistik bölgelerde şüphelerin arttığını söyleyebiliriz ancak şu noktada spesifik bir mekân ismi vermemiz doğru değil."
KORONAVİRÜS HARİTASI - Salgında son durum ne?
Adıyaman influenzanın ölüm oranı binde 1 iken, koronavirüsün yüzde 2 civarında olduğunu söylüyor.
TTB Halk Sağlığı Kolu'ndan Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ise Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre koronavirüsün yüzde 80 oranında hafif atlatılan bir enfeksiyon olduğunu söylüyor.
Yavuz ayrıca yine DSÖ verilerine göre mevsimsel grip nedeniyle dünyada 290 bin ile 550 bin kişinin yaşamını yitirdiğini belirtiyor:
"Böyle baktığınızda grip virüsü daha öldürücü ama grip bizim daha normalleştirdiğimiz bir hastalık. Türkiye'de kesin olmamakla birlikte 70 bin civarında kişiyi grip hastalığı nedeniyle kaybediyoruz."
Adıyaman, "İnsanlık yüzyıllar boyu birçok virüsle karşılaştı ve daha sonra bunları çözdü ve bağışıklık kazandı" diyor:
"Koronavirüsün öldürme oranı yüzde 2 civarında ama yüzde 80'i semptom göstermeden geçiyor. Hastalık teşhis edilmiyor çünkü hasta olduğunu hasta bile bilmiyor. Şimdiye kadar 9 yaş altında ölüm yok. Bu hastalık 75 yaş üzeri insanları ve kronik kalp böbrek akciğer yetmezliği olan insanları öldürüyor ve bu tip insanlar zaten gripten de ölüyor. Ortaçağ'daki çiçek ya da veba gibi şehirleri yakıp yıkan bir hastalık değil ama yayılmasını önlemek gerekiyor."
İlk vakanın tespitinden sonra hangi adımların atılacağına dair merak edilen sorular arasında sağlık merkezlerinin ve çalışanlarının yeterli tıbbi donanıma sahip olup olmadığı yer alıyordu.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu malzeme temini konusunda sıkıntı yaşamayacağını ifade etti.
Bakan Koca, ilk vaka tespit edildiği andan itibaren yapılacakların planlandığını ifade etti ve Türkiye'nin 81 ilinde 101 hastanenin belirlendiğini açıkladı.
"Vaka görülmesi halinde vatandaşlarımıza bulaşmasını önlemek ve tedavi protokolüne başlamak için tüm hazırlıklarımızı yaptık. Hastalığın görülmesi halinde alınacak tedbirler çerçevesinde 81 ilde hastaneleri belirledik. İnfluenza için hazırlamış olduğum plan, koronavirüs salgını için de etkili bir plandır. Bu plan dahilinde bir vaka ile karşılaşılması durumunda hangi noktada hangi tedbirlerin alınacağı bellidir.
"Şüpheli vatandaşlarımızın sayısının yükselmesi durumunda test yapacak laboratuvar sayımızı artıracak şeklide hazırlıklarımız tamamlandı. İlk olarak Ankara'da idi, İran'daki vakalardan sonra hemen Erzurum'da açtık, devamında İstanbul'da açtık, önümüzdeki günlerde de Adana, Antalya ve İzmir dahil olmak üzere altı yerde çalışmaya devam edilecek."
Öte yandan Cumhuriyet Gazetesi'ne konuşan Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Millî Eğitim Bakanlığı'nın koronavirüse karşı önlem alındığını açıklamasına rağmen okullarda yeteri kadar temizlik malzemesi bulunmadığını söyledi.
Yıldırım açıklamasında, "Öğrenci başına düşen kullanım alanının yetersizliği bir tarafa, lavabolarda temizlik malzemeleri neredeyse hiç bulunmamaktadır. Birçok okulumuzda öğrencilerimiz kendi temizlik malzemelerini çantalarında evden kendileri götürüp getirmektedir" dedi.
Sağlık meslek örgütleri bugün Ankara'da yaptıkları basın açıklamasında, koronavirüsün yayılmasını engellemenin bilimsel olarak imkânsız olduğunu ancak yapılması gerekenin riskli grupları korumak olduğunu aktardı.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan hekimler, koronavirüs tespit edilen kişinin Avrupa'dan dönüşünde aynı uçakta yer alan diğer yolcuların akıbetinin Bakanlık tarafından takip edilmesi gerektiğini söylüyor.
TTB Yeni Koronavirüs İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Özlem Azap, bu denetimlerin yapıldığını düşünüyor:
"Hasta uçak seyahati yapmışsa iki sıra önde iki sıra arkada ve ikişer sıra yanındaki kişilerin bilgilerine ulaşılıp onların mutlaka takip altına alınması gerekiyor. Bunların Bakanlık tarafından yapıldığını düşünüyorum."
Adıyaman ise bu takiplerin yapıldığına dair Bakanlık tarafından resmi bilgi verilmesi gerektiğini ekliyor:
"Hasta yurt dışından geldi ama nereden geldi ya da nerede çalışıyordu? Kimlerle temas etti? Örneğin bu kişi Kapalı Çarşı'da çalışan bir esnafsa bu bilinmeli ki oraya gidenler böyle herhangi bir semptomda en yakın hastaneye başvurup tedbir alsınlar."
Azap, hastanın bakıldığı muhtemel hastanede alındığı düşünülen tedbirlerle ilgili olaraksa şunları söylüyor:
"Hastanenin tamamını karantinaya almak değil, hastanenin belli bir bölgesinde diğer hastalarla teması en aza indirecek uygulamalar yapılmaya çalışılıyor. Şu anda özellikle acil servislerde en yakın kliniklerde izolasyon yaratacak oda hazırlıkları yapıldı. Ama kaç hastanede yapıldığını tam olarak bilemiyoruz."