Koronavirüsün yeni çıkan bir virüs olmadığına dikkat çeken Dr. Uluğ, "Bu, yıllardır takip ettiğimiz, daha önce de SARS ve MERS diye adlandırdığımız bir virüs ailesinden geliyor. Corona Virüs ailesinin 4 grubu var; alfa, beta, delta ve gama. Şu anda Corona Virüs’ün beta grubunda yer alan bir tür olan COVİD 19’un sebep olduğu bir salgın ile karşı karşıyayız. Daha önceki salgınlarda da ölümler yaşanmıştı" diye konuştu.
COVİD 19’da ölüm oranlarının Çin’de yüzde 2 ile başlamışken, şu anda yüzde 12’lere ulaştığını aktaran Dr. Uluğ, "Ancak Çin’deki sıkı tedbirler ve halkın önlemlere uyumu ile birlikte, burada kontrol altına alındı, ancak şu anda salgının merkezi artık Avrupa olarak değerlendiriliyor ve buradaki ölüm oranlarının da Çin’i geçeceği tahmin ediliyor" şeklinde konuştu.
Corona Virüs belirtileri hakkında bilgi veren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Uluğ, şunları kaydetti: "Koronavirüs vakalarında; hastaların gösterdiği klinik tablonun gripten çok bir farkı yok, bu vakaları 3 grupta topluyoruz. 1. grupta solunum yolu enfeksiyonu bulguları dediğimiz; öksürük, yüksek ateş, solunum zorlukları olan ve son 14 gün içinde yurt dışında bulunmuş hastalar yer alıyor, 2. grupta akut solunum yolu hastalıkları belirtileri taşıyan ve tanımlanmış Covid 19 olgusu ile temas eden vakalar var, 3. grup vakalar ise, yine solunum yolu enfeksiyonu bulguları taşıyan, hastaneye yatmayı gerektiren ileri durumdaki ağır klinik tablolar bulunuyor, bu grupta bir temas öyküsü aramıyoruz."
Yüksek ateş, kuru öksürük, nefes darlığı, kas ağrılarının en net belirtiler olduğuna dikkat çeken Dr. Uluğ, "Bu klinik bulgular görüldüğünde hiç beklenmeden bir sağlık kurumuna gidilmeli, önce hastalar klasik bir grip gibi düşünüp evde atlatmaya çalışıyor ve bekliyorlar, ancak bu defa da hastalığın pnömoni (zatürre) gibi komplikasyonları baş gösteriyor. Bu nedenle hasta hiç beklemeden 24-48 saat içinde bu şikayetleri düzelmiyorsa, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Evden çıkarken de muhakkak maskesini takmalıdır" dedi.
COVİD 19’un ölümcül seyrettiği grupların; 60 yaş üstü ve ek hastalığı olan kişiler olduğunu belirten Dr. Uluğ, "Kronik akciğer hastalığı (KOAH gibi) olanlar, kalp yetmezliği ve hipertansiyon hastaları, şeker hastaları, onkoloji hastaları riskli gruptadır" şeklinde konuştu.
Virüsün en klasik bulaşma yolunun eller olduğunu belirten Dr. Uluğ, "Maske takmak çok önemseniyor ancak ondan da önce ellerimizi temizlememiz lazım. Bu virüs kişiye bulaştıktan sonra illaki onda ağır bir şekilde seyredecek şeklinde bir algı oluşmamalı, toplumun büyük bir bölümü bunu zaten bir grip gibi ayakta atlatacak, ancak Komorbid (Bir veya daha fazla ek hastalığın olması durumu) hastalarda sorunlar yaşanabilecek" şeklinde konuştu.
Dr. Mehmet Uluğ, şunları söyledi: "Hiç ateş ya da öksürük yoksa dahi hastalık bize bulaşmış olabilir. Ancak başka bir kişiye bulaştırma olasılığı ateş, öksürük, halsizlik gibi semptom veren hastalarda daha yüksek orandadır. Bulgusu olmayan kişilerin bulaştırıcılık riski ise semptom verenlere oranlara daha azdır. Özellikle sağlık çalışanları birebir hastaya yakın temas eden, hastanın salgıları ile temas edecekler riskli grupta olanlara maske takmalarını tavsiye ediyoruz. Hasta kişi ile birebir temasta öpüşmeden tokalaşmada dahi bulaşma riski yüksektir, bu nedenle el hijyeni çok önemlidir; en az 20 saniye elleri bol su ve sabunla yıkamak veya alkol bazlı el antiseptikleri de kullanılabilir. Maskeden ziyade, el hijyeni çok daha önemli ve tabi acil ihtiyaçlar dışında evden çıkmamak da alınabilecek en iyi önlemlerden biri."
14 gün kuralına da değinen Dr. Uluğ, "Kişinin virüsü aldıktan sonra, kendisinde hastalık oluşturması için gereken süreye kuluçka evresi diyoruz. Bu süre Covid 19’da 2-14 gün arası. Yani bu virüs 14 gün içinde ortaya çıkabildiği için herhangi bir şüphede kişinin kendini 14 gün boyunca izole etmesi gerekmektedir” dedi.
Zamanla bu virüsle ilgili tedavi oranlarının yükseleceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, "Çin ve İtalya örneği de göz önünde bulundurulduğunda hastalığın belli oranlarda tedavi edilebildiğini görüyoruz, ancak hastaların ek hastalık oranları arttıkça ölüm oranları da artıyor. Şu anda 0-10 yaş grubunda bildirilen bir ölüm vakası yok, özellikle ileri yaşlardaki kişilerde ise korunma için izolasyon birinci şart" şeklinde konuştu.
Corona Virüs’ten korunmanın olanaklı olduğunu vurgulayan Dr. Uluğ, "İnsanlarla mesafeli olmalıyız, zorunlu olmadıkça evden çıkmamalı, ellerimizi en az 20 saniye boyunca bol su ile yıkamalıyız" diye konuştu. Kişilerin bağışıklık sistemlerinin de hastalıkla mücadelede çok önemli olduğunu aktaran Dr. Uluğ, bunu şu örnekle açıkladı: "Araştırmalar Almanya, İspanya ve İtalya örneklerini karşılaştırıyor. Burada şöyle bir durum var; bu ülkelerdeki vaka sayılarının birbirine yakın olmalarına karşın, ölüm oranlarının Almanya’da çok daha düşük gittiğini görülüyor. Alman toplumunda bilinçsiz ilaç kullanımı, rastgele antibiyotik kullanımı çok düşük olduğu için bağışıklık sisteminin Almanya’da yaşayanlarda daha güçlü olduğu belirtiliyor uzmanlarca, İtalya ve İspanya’da ise bilinçsiz ilaç kullanımı yaygın ve dolayısıyla insanların bağışıklık sistemleri de daha güçsüz olduğu için ölüm oranlarını çok daha yüksek seyrettiği ifade ediliyor. Bu da bize güçlü bir bağışıklık sisteminin hastalığı yenmede ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. "
Corona Virüsü’nün küresel bir salgın olduğu için hava sıcaklıklarının artmasının vaka sayısını etkileyeceğini ifade eden Dr. Uluğ, "Şu anda aşılar klinik ortamda denekler üzerinde yapılmaya başlandı, aşı bulunsa dahi aşının piyasaya sürülmesi için en az 1 yıla ihtiyacımız var. Dolayısıyla önümüzde uzun bir zaman var, hastalıktan korunmak için alınan tedbirlere herkesin uyması çok önemli, bağışıklığımızı güçlü tutmak için de mevsiminde meyve ve sebzeleri tüketmeliyiz ve düzenli uyku da yine bağışıklığımızı güçlendirmede önemli" şeklinde konuştu.