Koş Nesim koş!

Türkiye’nin güneydoğusunda daha on yaşındayken mayın mağduru çocuklar arasına katılan ama fiziksel engelliliğine meydan okuyan Nesim Öner'in öyküsünü Kadir Konuksever anlatıyor.

Kadir Konuksever

Diyarbakır

Her şey çok ani oldu. Parlak ışık bir anda ortaya çıkmış, kulak zarlarını patlatacak gürültüsüyle onu bir top gibi havaya fırlatmıştı.

Elindeki heybenin sıyrılarak uçup gitmesi, hayvanların deli gibi kaçışmaları ve sarı otların tutuşması bir yana, elbiselerinin üzerinden lime lime parçalanıp savrulmasına aklı ermedi.

Yere düştüğünde sol yanında derin bir acı hissetti. Oysaki sağ yanına düşmüştü. Hiçbir şey duymuyordu, içinden ‘koşmalısın’ diye geçirdi sonra ‘koş Nesim’ dedi. Ama yapamadı. Başı düştü yavaşça, gözleri kapandı…

Reklam
Reklam

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin Uzunova köyünde 2004 yılında mayın patlaması sonucu sol kolunu ve sol gözünü kaybettiğinde, henüz on yaşındaydı.

Koyunlarını gütmek için her zaman gittiği yola gitmiş her zaman yaptığı gündelik işlerini bir kez daha tekrarlamıştı.

Ancak o gün, yeni olan, mayındı. Kimin koyduğu belirsiz mayın patladığında, sesi taa köyünden duyulmuş, koşup gelenler ucu ucuna yetiştirebilmişlerdi hastaneye.

Nesim Öner, Türkiye’nin güneydoğusunda mayın mağduru çocuklardan sadece bir tanesi.

Süregiden mayın tehlikesi Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre ülkede toplam mayın kurbanı sayısı veri toplama mekanizmalarının yetersizliğinden dolayı tam olarak bilinmemekle birlikte, 2007 itibariyle 257 kişi anti personel mayın kurbanı olmuş. Bunların 53’ü hayatını kaybetmiş, 204’ü ise yaralanmış.

Mayın ve patlayıcı madde olayları yoğun olarak Mardin, Şırnak, Hakkâri, Siirt, Bitlis, Batman, Van ve Bingöl gibi Doğu ve Güneydoğu kentlerinde yaşanıyor. Sınırlardan uzak bazı sivil yerleşim birimlerinde ve güvenlik gerekçesiyle boşaltılan köylerin çevrelerinde de mayın bulunuyor. Mağdurları ise küçük bir gazete haberi olmaktan öteye gidemeden kısa sürede unutuluyor.

Reklam
Reklam

Nesim dışında.

O, mayının, hayatını ve umutlarını elinden almasına izin vermeyenlerden.

Engelli olmak Hastanede gözlerini açtığında hala başına gelenlerle ilgili bir fikri yoktu. Vücudunun sol tarafının neredeyse tümü sargılar içindeydi. Bir kolu ve bir gözü artık yoktu. Gerçek anlatıldığında ancak tek gözüyle ağlayabildi.

Uzun ve acı verici tedavisinin ardından hastaneden çıktığında dünyasının yarısının karanlık olduğuna aldırmadı. Çünkü diğer yarısı aydınlıktı ve ışığını izleyerek koşmaya başladı. Eve giderken, evden çıkarken, gündelik işlerini yaparken durmadan koştu. Bir süre sonra yaşam biçimi haline geldi. Neredeyse yürümüyor her yere koşarak gidiyordu.

Kavram, onun için yeni ve kabul edilmesi zor bir sıfattı. Engellerinin engel olmasına izin vermeden koşmaya devam etti. Onun gibi eksiğine aldırmadan hayata tutunanlarla bu yolla tanıştı. Köyünü bırakıp Diyarbakır’da Valiliğin tahsis ettiği bir pansiyona yerleşti. Eğitimine burada devam edecek dahası koşacaktı.

Nesim Öner, kısa süre içerisinde antrenmanlara başladı. Sabah akşam demeden koştu ve bu azmi ona bölge birinciliği getirdi. Ardından Türkiye şampiyonasına katılarak birincilik elde etti. Sonra milli takıma girdi. Artık önünde tek hedef kalmıştı Dünya Şampiyonası.

Reklam
Reklam

Koş Nesim! Tunus’ta yapılan ve 18 ülkeden 200 sporcunun katıldığı 4. Uluslararası Görme Engeliler Atletizm Turnuvası’nda Türkiye’yi temsil etti.

1500 metre yarışı başladığında kendi kendini telkin ediyordu "koş Nesim!" diye.

Koştu koştu koştu...

Biraz da deneyimsizliği ve heyecanı yüzünden lider sürdürdüğü yarışta geriye düşerek, ülkesine ikincilik madalyasıyla döndü. Ama hem kendisi, hem de ülkesi için çok önemli bir ikincilik.

Nesim Önen çok talihsiz bir çocukluk dönemi yaşadığı hayatını, şimdilerde yeni bir amacın yeni umudun peşinden koşarak sürdürüyor.

Hayata sporla yeniden tutunduğunu ve mayınla kararmasına izin vermediğini söylüyor Nesim.

Ayaklarım sağlam ve onlarla ülkem adına koşmaya devam edeceğim” derken, biri görmese de, gözlerinin içi gülüyor.

Milyonlar Barcelona’daki Avrupa Atletizm Şampiyonası’na odaklanmışken, o sessizce, yeni hedefine, dünya şampiyonluğuna hazırlanıyor.

Üstelik ona uzanmayan elleri görmemeye çalışarak.

Reklam
Reklam

Beklediği biraz ilgi. Bir de birilerinin yüreklendirmesine ihtiyacı var, ‘koş Nesim’ demesine...