Cumhurbaşkanlığı adaylık başvurularının başlayacağı 16 Nisan tarihine 8 gün kala, köşk savaşının iki aktörü AKP ve CHP başta olmak üzere Ankara'da taraflar, strateji planlarını anayasa üzerine kuruyor. TBMM kulislerinde, "anayasa, siyasetin en çok okunan kitabı oldu" yorumları yapılıyor.
ANKA, cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile ilgili iddialar ve karşı tezlerle kulislerde konuşulanları bir araya getirdi.
KAPIYI KANADOĞLU AÇTI Anayasal tartışmaların kapısını, Fazilet Partisi'nin (FP) Refah Partisi'nin devamı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'nden kapatılmasını talep eden Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu açtı. Kanadoğlu, "Anayasa'ya göre, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görüşmelere başlanması için 367 milletvekilinin bulunması şarttır" tezini ortaya attı.
TEZİÇ DESTEK VERDİ Kanadoğlu'nun tezine destek veren YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Anayasa'nın cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin 102. maddesini dayanak göstererek, "367+meclis başkanı 368 kişi bulunması gerek" görüşünü dile getirdi.
CHP: 10 DAKİKADA GİDERİZ CHP de, "367 şartının anayasanın amir hükmü" olduğunu belirterek, bu sayıya ulaşılmaması halinde ilk turun ardından "10 dakika içinde", "anayasada belirtilen koşulların yerine getirilmediği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne gideceğini açıkladı.
"ALTIN" SANDALYELER 367 şartının ardından taraflar, sandalye hesaplarına da başladı. AKP'nin 353 milletvekili bulunuyor. TBMM Başkanı Bülent Arınç oy kullanamıyor. Bu durumda AKP'nin 14 milletvekiline ihtiyacı bulunuyor. 153 milletvekiline sahip CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olması ya da uzlaşma olmadan AKP'nin bir isim belirlemesi durumunda, oylamalara katılmayacağını açıkladı. Buna göre, CHP, muhalif vekilleri dahil ilk tura katılmayacak.
Ancak bu noktada, Anavatan partisi ve DYP ile bağımsız ve diğer siyasi partiler önem kazanıyor.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ile DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, YÖK Başkanı Teziç'e tepki göstermesi, iki partinin ilk tura katılabileceği ihtimalini akıllara getiriyor. Anavatan'ın 19, DYP'nin ise 4 sandalyesi bulunuyor. Anavatan ve DYP'nin ilk tura katılması durumunda AKP, muhalefetin tezinin temelini oluşturan 367 rakamına rahatlıkla ulaşıyor.
ARINÇ: 184'Ü BULURSAM AÇARIM Kulislerde TBMM Başkanı Arınç'ın, takdir yetkisini kullanarak yoklama istemeyecebileceği, böylece muhalefetin 367 tezinin hayata geçirilmesine engel olabileceği konuşuluyor.
Ancak Arınç, tartışmayla ilgili kesin görüşünü, Kanadoğlu'nun açıklamasının hemen ardından "184'ü bulunca toplantıyı açarım, oylamaya başlarım, oylamada 367'yi ararım" şeklinde dile getirmiş, izleyeceği tavrı belli etmişti.
AKP: 184 YETER AKP'de de, 367 şartının "zorlama" olduğu görüşü dile getirilerek, Anayasa'nın 96. maddesine göndermede bulunuluyor ve "üye tam sayısının üçte birine" denk gelen 184 rakamının yeterli olacağı savunuluyor. AKP, 367 rakamının aranmaması tezine örnek olarak Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığına seçilmesi sürecini gösteriyor. Özal'ın seçildiği dönemde TBMM'de 450 milletvekili bulunuyordu, oylamaya 285 milletvekili katılmış, Özal 263 oyla cumhurbaşkanı seçilmişti. CHP ise, Özal'ın örnek gösterilmesine "kötü misal emsal olmaz" diyerek karşı çıkıyor.
AKP'de, 367 şartı ile ilgili olarak "Anayasa Mahkemesi'nden CHP'nin tezi doğrultusunda karar çıkmayacağı ve sürecin normal işleyeceği" görüşü de dile getiriliyor.
CHP, CİNDORUK'UN İDDİASINI DA DEĞERLENDİRİYOR CHP, TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un, Erdoğan'ın "Yargıtay'dan kesinleşmiş 10 aylık mahkumiyet kararını dayanak göstererek, konunun CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürebileceğine" işaret etmesini de değerlendiriyor.
Cindoruk, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), "sözkonusu mahkumiyet kararının Erdoğan'ın milletvekili olmasına engel teşkil etmediği" yönündeki kararının, "kamu hukukunu bağlayıcı niteliği bulunmadığını" savundu. Cindoruk, Yargıtay'ın kararındaki "laiklik, rejim, cumhuriyet karşıtlığı" tespitine dikkat çekerken, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararın "Erdoğan'ın milletvekili ve dolayısıyla cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğinin önünde engel olup olmayacağı" yönünden incelemesinin yerinde olacağını savunuyor.
CHP, ÜÇ ANAYASAYI İNCELEDİ Bu süreçler AKP lehine işlese ve Erdoğan cumhurbaşkanı seçilse de, CHP, yine anayasaya dayanarak "son stratejisini" harekete geçirecek.
1924, 1961 ve 1982 anayasalarını ayrıntılı olarak ele alan CHP'nin incelemelerine göre, 1924 Anayasası'nda "cumhurbaşkanlığı makamı, sorumsuzluğun yanı sıra milletvekilliği dokunulmazlığını" da içeriyor. Bu durum, cumhurbaşkanı seçilmeden önceki dönemi de dokunulmazlık kapsamına sokuyor.
Ancak 1961 ve 1982 anayasalarında 1924 anayasasındakine benzer "ikinci zırh" bulunmuyor. CHP'ye göre, "mevcut anayasada, cumhurbaşkanı sorumsuzluğu, kişinin cumhurbaşkanı seçildiği tarihten itibaren ileriye dönük olarak" başlıyor. Bu nedenle CHP, Erdoğan, Çankaya Köşkü'ne çıksa dahi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin başta "kalpazanlık" olmak üzere hakkındaki suçlamalar nedeniyle Akbil davası sanıkları arasında yer almasını yeni Meclis'in gündemine getirme kararlılığında. CHP, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olsa da yargılanabileceği üzerinde duruyor ancak bu stratejinin de uygulamaya konması, yeni Meclis'teki sandalye dağılımına bağlı gözüküyor.
ANKA