ANKARA, (DHA) - Atalay tarafından, "Köstebek" sözü hakaret kabul edilerek mahkemeye taşınmıştı. "Köstebek" davasını yerel mahkeme karara bağlayarak, "Köstebek demenin suç olmadığına" karar verdi. Yargıtay da bu kararı onayladı.
Atalay'ın avukatı, "Anamuhalefetin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'köstebek Beşir Atalay'dır' gibi iftira, gerçek dışı, suç isnat edici aşağılayıcı hakaretler kullanmıştır. Köstebek kelimesinin sözlük anlamı "bir işyerinden kurumdan özellikle gizli servisten bilgi sızdıran kimse", "kendi ülkesi casus teşkilatı içerisinde karşı taraf adına casusluk eden, karşı devlet hesabına çalışan" anlamlarına gelmektedir. Bu nedenle 10.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik ise hakaret edilmediğini, gerçeklere dayalı eleştiri yapıldığını belirterek şunları söyledi;"Bakan Beşir Atalay,Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'la anonim şirket kurmuştur. Almanya'da yürütülen Deniz Feneri soruşturmasında Zahid Akman ve Zekeriya Karaman yolsuzluğun Türkiye'deki failleri olarak gösterilmiştir. Deniz Feneri operasyonu dolayısıyla verilen arama kararı bakan'ın özel kaleminden İsmail Karahan'a bildirilmiştir, Köstebek Beşir Atalay'dır."
Tarafları dinleyen mahkeme, davayı ve tazminat isteğini reddederken, gerekçesini de özetle şöyle açıkladı:"Konuşmanın bütünlüğü itibariyle dayanak gösterilen hususların gerçek olduğu, temel olan gerçeklerin yanında bazı noktaların ve eleştirinin sert olmasının konuşmanın tamamının kapsamı itibariyle kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilmesinin mümkün bulunmadığından davanın reddi gerekmişti. Konuşmanın bütünlüğü içerisinde deniz feneri olayındaki gelişmelere göre de görünürdeki gerçekliğin bulunduğu, özle biçim dengesinin konuşmanın bütünü içerisinde bozulmadığı da mahkememizce değerlendirilmiş ve konuşmanın bütünlüğüne göre tarafların siyasi durumları ve konuşmanın yapıldığı yerin durumu ile kapsamına nazaran konuşma içerisinde geçen davacının manevi tazminata esas alınmasını istediği sözcüklerin kapsamına göre davacının kişilik haklarına saldırı olduğunun kabul edilmesine imkan görülememesi ve davacının İçişleri Bakanı, davanın Ana muhalefet Partisi başkanı olarak kamuoyundaki tartışılan bir husustaki konuşmasının kapsamı itibariyle kullanılan sözcüklerin kişilik haklarına saldırı amaçlı söylendiğinin kabul edilememesine, tarafların sert eleştirilere katlanma zorunluluğuna göre manevi tazminatı şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olacağı sonuç ve kanısına varılmıştır."
Beşir Atalay'ın avukatı yerel mahkemenin bu kararını temyiz etti.Yargıtay 4. Hukuk Dairesi temyiz istemini görüştü ve yerel mahkemenin kararını onayladı.