Kot pantolonun şaşkınlık yaratan hikayesi! Hepimizin vazgeçilmezi kot pantolonları önceden sadece işçi sınıfı giyiyormuş

Yeni bir kişiyle tanışıldığında genellikle onu dış görüntüsü üzerinden değerlendirmek pek çok kişinin başvurduğu ilk yöntemdir. İlk yargıların oluşturulduğu bu anda fiziksel özelliklerle birlikte giyim tarzına dikkat edilir. Herkesin kendini anlattığı bir moda anlayışı olduğunu belirtmekle beraber aslında kombin sıkıntısı çektiğimizde elimizin ilk olarak kot pantolonlara gittiğini söylemek gerekir. Peki bu kot pantolon furyası nasıl ortaya çıktı?

Ülkemizde ‘kot’ olarak isimlendirilen jeanların ortaya çıkış hikayesini 1850’li yıllarına kadar uzanır. Bir Alman göçmeni Levi Strauss ile terzi Jacob Davis’in orak çalışmasının ortak ürünüdür. Bu fikrin çıkış noktası tamamen Amerika’daki işçiler için daha dayanıklı pantolonlar üretmektir. Çadır bezi üretici olan Strauss işçilerin çalışma şartlarına daha dayanıklı pantolonlar üretebilmek için elinde bulunan kalın kumaştan bir pantolon tasarlar. Levi Strauss’un Fransa’dan getirdiği mavi renkte ve dayanıklı pamuktan kumaşa Jacob Davis, bulduğu dikiş stili ile bakır iplerle yan ceplerini ekler. 2-3 saatlik kısa sürelerde yıpranan ve yırtılan işçi kıyafetleri yerine kullanılan kot pantolonlar daha uzun dayanıklılık sağladı. Bunun üzerine ise adeta işçi sınıfının üniforması haline geldi. 1853 yılında kot pantolonun patenti bu iki yaratıcıya verildi. 20 Mayıs 1873 kot pantolonun doğum günü olarak kabul edilir. Levi’s marka kot pantolonların 1886’da oluşturulan marka etiketinde resmedilen iki at arasında çekilen pantolon dayanıklılığın simgesi olarak kullanıldı. Taklitlerinden ayırmak içinse 1936’da da cep üstündeki kırmızı şerit eklendi.

Reklam
Reklam

Fransa’daki “Serge de Nimes” bölgesinin isminden uyarlanan ve ‘denim’ adını taşıyan bu kumaşla beraber yeni bir moda akımı başlamış oldu. İkinci Dünya Savaşı yıllarında kot pantolonlar 1950’li yıllarla beraber Amerikalı gençlerin de popüler kültür öğelerinden biri haline geldi. James Dean’in “Devlerin Aşkı” filminde kot pantolonla seyircinin karşısına çıkmasıyla bu trend tüm dünyada yayıldı.

Terzi çırağı olarak kariyerine adım atan ve sonrasında Fransa’da dönemin en prestijli terzilik okulu olan La Deveze Derrox’ta eğitim alan Yugoslavya göçmeni Muhteşem Kot, Türkiye’yi sonradan kot ismini alacak blucinle tanıştıran insandır. 40’lı yılların sonunda Fransa’dayken işçi ve köylüye giydirecek ucuz ve dayanıklı malzeme arayışına giren Muhteşem Kot’un dikkatini blucin çekti. Sağlamlığına ve dikim tarzına hayran kaldı. Türkiye'ye döndüğünde de aynısını üretmeyi başardı.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: