İZMİR (İHA) - Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Jak Eskinazi, Çin tehdidinin 2005 yılı başında Avrupa Birliği'nde (AB) kotaların kalkmasından itibaren kendini iyice hissettirmeye başladığını belirterek, Çin ile 10 Haziran 2005 tarihinde varılan 2005-2007 dönemi için 10 kategoride kota uygulaması anlaşmasının, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün pazardaki payını artırmasını sağlayacağını söyledi. Eskinazi, 2004 yılında 17.5 milyar dolar olan ihracatın, bu yıl 20 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini belirtti.
Pekin'de AB ile Çin arasında varılan ve 10 kategoriyi kapsayan kota anlaşmasını değerlendirmek için İZTO'da bir basın toplantısı düzenleyen Jak Eskinazi, bu anlaşmanın Türkiye'nin başlattığı bir küresel lobi faaliyetinin sonucu olduğunu kaydederek, "Çin'in haksız rekabetinden en fazla zarar görenlerden birisi olmasına rağmen, önlem almada en tereddütlü davranan AB oldu. Sektör, AB'yi ikna etmek için Avrupa Tekstil ve Hazırgiyim Organizasyonu (Euratex) çatısı altında büyük mücadele verdi. 9 Mart 2005 tarihinde Euratex'in Çin menşeli 12 tekstil ve konfeksiyon kategorisinde önlem alması için AB Komisyonu'na başvurması önemli bir dönüm noktası oldu. Nihayet, 10 Haziran'da AB ve Çin resmi temsilcileri Pekin'de biraraya geldi ve 2005-2007 dönemi için 10 kategoride kota uygulaması hususunda anlaşmaya vardı. Ayrıca 2008 için de karar verilecek" dedi.
Bu kategorilerin pamuklu dokuma mensucat, T-shirt, kazak, pantolon (dokuma), bayan bluz, yatak çarşafı, bayan elbise, sutyen, masa örtüsü-mutfak bezi ve keten/rami ipliği kapsadığını açıklayan Eskinazi, Çin için 2-3 ay içerisinde kotaların dolacağının da açık olduğunu vurguladı.
"AB'DE PAZAR PAYIMIZ ARTACAK"
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve OECD'nin Türk tekstil ve konfeksiyon ihracatının bu yıl yüzde 30 küçülmesini öngörmesine rağmen, sektörün bu öngörüyü yanıltarak yüzde 10 büyüdüğünü ifade eden Eskinazi, şunları söyledi:
"Çin'in yarattığı haksız rekabetin kısmen de olsa ortadan kalkmasıyla; tekstil ve konfeksiyonda ihracatımızın yüzde 75'ini gerçekleştirdiğimiz AB pazarında payımızın daha da artacağını düşünüyoruz. Çünkü kaliteli ve hızlı servis avantajımızın yanında üretimde insan ve çevre sağlığına da büyük önem veriyoruz, sosyal sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Avrupalı alıcılar da maceracı değil, kaliteli, hızlı ve sürekli servis istiyor. Bu nedenle gelecek 20 yılda işgücü maliyetlerinin 200 doları aşmayacağı öngörülen Çin ile maliyetle değil, Ar-Ge, moda-marka ve pazarlama faaliyetleriyle rekabet edeceğiz. Çin'de üretime sosyal bir anlayış getirilmedi. Avrupalılar buna çok büyük önem veriyor. Bu da bizim avantajımız."
Türkiye'nin dış ticaretinin sürekli açık vermesine rağmen tekstil ve konfeksiyon sektörünün dış ticaret fazlası verdiğini, yeni ortaya çıkan durumun diğer sektörlere de sinerji vereceğini anlatan Jak Eskinazi, "2005 yılında kalkan kotaların 10 kategoride Çin için 3 yıllığına yeniden uygulamaya konmasını, küresel tehditlere karşı ülkemizden aldığı kıvılcımla oluşan küresel koalisyon işbirliğinin somut bir meyvesi olarak değerlendiriyoruz" diye konuştu.
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Eskinazi, kota uygulamasının sektöre reel yansıması konusunda, "Bu 10 kategoride 2004 yılında sektörün AB ihracatı 5 milyar 771 milyon dolardı. Tahmin ediyorum ki, bu kategorilerde en azından yüzde 20-25 oranında bir artış sağlarız. Diğer sektörlerde artış olmasa bile, ortalama yüzde 10-12.5 artış kaydederiz. Bu bize en azından 2 milyar dolar daha artı getirir. Sektörün toplam ihracatı 2004'te 17.5 milyar dolardı. Bu sene 20 milyar doları geçer" dedi.
"3 YILLIK SÜREÇTE ÖZELLİKLE KOBİ'LER KÜME MODELLERİ OLUŞTURMALI"
Kotaların sektöre 3 yıllığına bir rahatlama getirdiğini, bunun değerlendirilmesi gerektiğini de belirten Eskinazi, 2004 yılının Aralık ayında sektörün ihracatının yüzde 50'sini 34 firma yaparken, bunun şimdilerde 16 firmaya düştüğünü, organizasyonunu tamamlamış firmaların ihracatının yükselirken, tamamlayamamış olanların gerilediğinin altını çizdi. Sektörde bu anlamdaki sorunun özellikle KOBİ'lerde yaşandığına işaret eden Eskinazi, yükselmenin KOBİ'lerle birlikte olması gerektiğini, alımlarda sadece fiyat odağının olmadığını, fiyat odağı ile rakiplerinin önüne geçemeyeceğini anlayan firmaların kendilerini yenilediğini, özellikle servis konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını ve diğer firmaların da servis, finansman ve ekonomik güçlerini artırması gerektiğini söyledi. Bunu yapamayanların güçlerini birleştirmesi, İtalya ve İspanya'da olduğu gibi küme modelleri geliştirmesi gerektiğini vurgulayan Eskinazi, "Küme modeliyle imalat yaptığımızda masraflarımızı aşağıya çekmiş, gücümüzü birleştirmiş oluyoruz. 3 sene çok kısa müddet değil ama, bunu yaparak gücümüzü dünyaya göstermemiz lazım. Çünkü ülkemizin bu sektöre ihtiyacı var" şeklinde konuştu.
Tekstil ve konfeksiyon sektörünün, öncelikle de KOBİ'lerin finans sektörüne ihtiyaç duyduğunu kaydeden Eskinazi, sektörün dinamizm ve performansıyla DTÖ ve OECD'nin tahminlerinde yanılmasını sağladığını, bankacıların bir ay kadar önce aldıkları kararı yeniden değerlendirerek, 3 seneliğine önü açılmış olan sektöre kredi musluklarını açmaları gerektiğini belirtti. Finansman sektöründeki batık paranın bu sektörde minimum olduğuna dikkat çeken Eskinazi, büyük firmaların kotasız dönemi rahat geçtiğini, ancak KOBİ'lerin oldukça rahatsız olduğunu bildirdi.