"Kötü gidişin nedeni Başbakan'ın sağlığı"

ANTALYA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, memleketi Antalya'da hükümete ağır eleştiriler getirerek, Türkiye'nin acilen seçim takvimini belirlemesi gerektiğini söyledi.

CHP Lideri Deniz Baykal, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) tadilat görmüş Meclis Salonu'nun ilk toplantısına katıldı. Meclis Başkanı Orhan Tolunay'ın daveti üzerine burada bir de konuşma yapan Deniz Baykal, ülke ekonomisinin yeniden krize girmesinin temelinde öncelikle Başbakan Bülent Evcit'in sağlık durumunun yattığını ileri sürdü. Konuşmasına, "Türkiye ile ilgili iyi bir tablo sunamayacağım için üzgünüm" diyerek başlayan Deniz Baykal, "Ne oldu da ülke ekonomisi yeni bir kriz ortamına girdi? Bunun altında bariz iki neden bulunuyor. Bunlardan ilki Başbakan'ın sağlığı. Sağlık konularındaki kaygılar ülke ekonomisini altüst ediyor. Bu kaygıdan dolayıdır ki, yatırımcının yatırım yapmaktan kaçmasından tutun, sade bir vatandaşın çarşıda para harcamadan çekinmesine kadar birçok yansıması var. Başbakan'ın sağlık durumu yüzünden piyasalar seçim tarihi konularında net tahminler yapamıyor, sorun da öncelikle bundan çıkıyor" dedi.

Reklam
Reklam

Son olarak gelişen ekonomik olayların temelindeki ikinci sebebin de "Hükümet ortakları arasındaki uyumsuzluk" olduğunu iddia eden Baykal, bunun Avrupa Birliği konusunda fikir ayrılığı yaşanmasıyla daha net ortaya çıktığını anlattı.

Baykal şöyle konuştu: "Hükümet ortakları görüş çatışması içerisinde. Bu en net, Avrupa Birliği konularında ortaya çıktı. Bu konuda hükümet ortakları arasında ciddi çatışmalar var. Bir Başbakan Yardımcısı çıkıyor ve 'Gerekirse ben çekilirim' diyor. Yani ortaklarından farklı şeyler düşündüğünü ortaya koyuyor. Bu fikrinde çok ısrarlı, kararlı olduğunu ortaya koyuyor. Testi su sızdırıyor. Bu da piyasalara olumsuz yansıyor. Ülkede piyasalara acilen iyimser bir havanın verilmesi gerekiyor. Bu da Avrupa Birliği konusunda yeni ve somut bir gelişme gösterebilmekle mümkün. AB konusunda işleyen bir takvim var. Yani bu yılın sonuna kadar Kopenhag Kararları'na uygunluk notları alınması gerekiyor. Bunu yapacak olan hükümet maalesef çatışma içerisinde. Oysa sorun hemen çözülmeli. Resmen müzakere süreci acilen başlatılmalı. Bunu hükümet yapamıyor, Meclis desteklemiyor, 'Sonraya kalsın' da denilemiyor. Türkiye Avrupa Birliği şansını 2 kez kaçırdı. Şimdi 3'üncüsü gidiyor. Hükümetin şimdi acilen yapması gereken bir şey var. Muhalefet ile acilen anlaşması lazım. Muhalefet ile anlaşacak, seçim tarihini belirleyecek, bu tarih gelene kadar da hep birlikte Kopenhag Kararları'na uyum yasalarımız bir bir çıkartılmaya başlanacak. Böyle bir tavır AB konusunda somut ve yeni bir gelişme olacağından bu durum piyasalara iyimser bir hava verecek. Ben iddia ediyorum ki, böyle yapıldığında bugün yüzde 70 olan faiz oranları hemen düşme eğilimine girecektir."

Reklam
Reklam

"DAR BÖLGE-İKİ TUR ZARARLI" CHP Lideri Deniz Baykal, Türkiye ekonomisindeki tıkanıklığın kaynağında siyasetin yattığını ancak siyasi tıkanıklığın giderilmesi konusunda ortaya konulan birçok öneriyi de tehlikeli bulduğunu belirterek, "Dar bölge" ve "İki turlu seçim" modellerine karşı olduğunu söyledi. "Dar bölge" cümlesinin mahalli güçlerin birleşimi gibi bir görüntü ortaya koyduğunu ve sonucunda da "Ulusallık" kavramından çok "Hemşehricilik" durumunu ortaya çıkartacağını anlatan Baykal, bu ve buna benzediğini iddia ettiği iki turlu seçim önerisinin uygulamaya konması durumunda Türkiye'de 23 vilayetten iki parti çıkaracağını bunlardan birinin HADEP, diğerinin de kökten dinci parti olacağını ifade etti.

Türkiye'de artık Anayasa ile çakışmayan veya rejim sorununa yolaçmayacak partilerin iktidara gelmesi gerektiğini anlatan Baykal, işte bu sebeple dar bölge ve iki turlu seçime kimsenin razı olmaması gerektiğini söyledi. Türkiye'de yeni partilere de ihtiyaç bulunmadığını anlatan Baykal şöyle devam etti: "Evet vatandaş bir arayış içerisinde. Ancak bu arayış, yeni bir partiye meyletmek şeklinde sonuçlanmayacaktır. Çünkü yeni kurulmuş partiler de umdukları oyları bir türlü bulamamıştır. Bu halk mevcutlar içerisinde değişimi yakalamış bir parti bekleyişi içerisinde. Türkiye'de yeni yeni partiler kurulurken CHP bu ülkede en köklü olmasına rağmen en büyük değişimi yaşamış ve bunu halkına anlatabilmiş bir partidir. CHP toplumun hiçbir kesimini dışlamıyor. Başka partiler oyların hep partiler tarafından parsellenmiş olduğunu düşünüyor ve 'Benim partimin oyu bu, buna dokunma sen kendi partinin oyunun peşine düş' diyor. Hayır CHP'de bu yok. Ben 65 milyon insana Başbakan olmaya talibim. Ben herkese hizmet vermeye talibim. Ben MHP'den de HADEP'ten de oy istiyor ve bekliyorum."

Reklam
Reklam