ANKARA, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, "Ülkemizde yetmiş yıldır uygulanan yanlış eğitim politikalarının sonucu; eğitim bugün sorun çözme özelliğini yitirmiş, ne yazık ki kendisi çözülmesi gereken en önemli sorun haline gelmiştir. Bugün, eğitim alanı, özelleştirme ve dinselleştirme politikalarıyla, çağdaş eğitim hedefinden saptırılmış, yüzünü Osmanlı dönemindeki medrese eğitimine çevirmiştir. Ülkeyi yönetenler sanki bilinçli yurttaş çoğunluğundan korkmakta, yönetilmesi kolay olacağı düşüncesiyle ümmetçi yurttaş çoğunluğu yaratmayı ön plana almış görünmektedir. Bu yolda hızlı hareket edildiği de açıktır. Ulusal basınımıza yansıyan haberlere göre; yalnızca son bir yıl içinde 'Türkiye genelinde imam hatip ortaokulu sayısı bir yılda 1361'den 1597'ye, imam hatip lisesi sayısı ise; 854'ten 1017'ye çıkmış, imam hatiplerde okuyan ortaokul ve lise öğrencisi sayısı 1 milyona yaklaşmıştır" dedi.
"EĞİTİM DİZGEMİZİN YAŞADIĞI DİĞER SORUN DA ÖZELLEŞTİRMEDİR"
Erdal Atıcı, "19. Milli Eğitim Şûrasında yapılan 'Osmanlıca' ve 'karma eğitim' kaldırılması tartışmalarına bakılınca eğitimin nereye doğru sürüklendiği daha net bir biçimde görülecektir. Eğitim dizgemizin yaşadığı diğer sorun da özelleştirmedir. Devlet kendi eğitim kurumlarına ayırması gereken kaynağın önemli bir bölümünü özelleştirme uğruna varsıl çocuklarının gidebildiği kurumlara aktarmaktadır. Orta halli ve yoksul yurttaşların doğru dürüst eğitim görmesi için yeterli kaynak ayrılmadığından, halkın büyük bir bölümünün yönetime ortak olması dolaylı yollardan engellenmektedir. Bölgeler arasındaki, varsılla yoksul arasındaki, köylerle kentler arasındaki, kent merkezleriyle varoşları arasındaki, kadınla erkek arasındaki eğitimdeki dengesizliği gidermek için ciddi çalışmalar yapılmamakta ve tasarcalar ortaya konulamamaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bugün ilköğretim çağındaki 1 milyona yakın çocuk okula gidememekte, 7 milyon civarında yetişkin insanımız ise, okuma yazma bilmemektedir. Bu durum insan hakları açısından da üzüntü vericidir. Ayrıca, Türkiye'de 1 milyona yakın çocuk işçi vardır…Siyasal iktidarlar, eğitimde yaşanan bu ve benzeri olumsuzlukların düzeltmek isteseydi, önlerinde denenmiş, başarılı olmuş Köy Enstitüleri örneğinden yararlanma yoluna giderlerdi" dedi.
"TÜRKİYE'DE OKULSUZ KÖY, ÖĞRETMENSİZ OKUL KALMAYACAKTI"
Erdal Atıcı, "Köy Enstitülerinin ilkelerini, amaçlarını, uygulamalarını araştıran, bu konuda temel yapıtlar ortaya koyan vakfımızın önerisi şudur; eğitim dizgemiz içinde bulunduğu bataklıktan ancak Köy Enstitüleri eğitim ilkeleri ve aydınlığıyla çıkabilir. 21. Yüzyılın eğitim ilkesi; Köy Enstitülerinde uygulanan 'iş içinde, iş aracılığı, iş için' eğitim ilkesi olacaktır. Bilindiği gibi 1930'lu 1940'lı yıllarda koşullar bugünkünden çok daha kötüydü. Ama Köy Enstitüleri yoluyla 15 yılda öncelikle ilköğretim sorunun çözümü için plan yapılmış, uygulamaya geçilmiş ve sonuç alınmaya başlanmıştı... Eğer kapatılmamış olmasalardı 1956 yılına kadar Türkiye'de okulsuz köy, öğretmensiz okul kalmayacaktı...Köy Enstitüleri Sistemi'yle; ihmal edilmiş geniş kitleye - o zaman köyde yaşayanlar- öncelik tanınmıştı. Çoğunluğun bilinçlenerek yönetime ortak olması ana düşünceydi. Köy Enstitüleri aydınlanmacı toplum kalkınma projesiydi; Demokrasi amaçlanıyordu, ulusal eğitim ana ilkeydi, öğrenme yollarının öğrenilmesi esastı, kaynak yokluğu sorunu, yeni kaynaklar yaratarak gündem dışı bırakılmıştı, yetenekli yoksul çocuklarına devlet sahip çıkmıştı. Kuruluşunun 75. yılında Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu olarak; Köy Enstitülü öğretmenlerimizin ve Köy Enstitülerine gönül veren tüm dostlarımızın '17 Nisan Köy Enstitüleri Bayramlarını' kutluyor, saygılar sunuyoruz" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz