Köy okulu kadın öğretmenlerin elinde "eğitim yuvasına" dönüştü

Iğdır'ın Karacaören köyünde görev yapan Başak ve Emine öğretmen, köylülerin de desteğiyle güzelleştirdikleri okulu, öğrencilerin ayrılmak istemediği eğitim yuvasına dönüştürdü - Genç öğretmenlerden Emine Polat: - "Çocuklarla mutlu olmak bizim için her şeye değer" - Sınıf öğretmeni Başak Durdi: - "İster istemez bazen karamsarlığa düşebiliyoruz ve 'burada ne işimiz var' diyebiliyoruz. Sonra öğrencilerimizi görünce her şeyi unutuyoruz"

HÜSEYİN YILDIZ - Kış mevsiminin çetin geçtiği Iğdır'ın Tuzluca ilçesindeki dağ köyünde öğretmenlik yapan Başak Durdi ve Emine Polat, tüm imkansızlıklara rağmen öğrencilerine en iyi şartlarda eğitim vermek için çabalıyor.

Alışılagelmiş yaşamlarını geride bırakıp ilçeye 30 kilometre uzaklıktaki Karacaören köyünde öğretmenlik yapmaya başlayan Başak ve Emine öğretmen, ailelerinden ve sevdiklerinden kilometrelerce uzakta eğitim veren öğretmenlerden yalnızca ikisi...

Atandıkları köy okulunu kendi imkanlarıyla düzenleyerek halıyla döşeyen öğretmenler, öğrencilerini sıcak sınıflarda geleceğe hazırlıyor.

Genç öğretmenler, ayakkabısız girilebilen ve ev ortamı sundukları sınıfları bulunan okulu, öğrenciler için ayrılmak istemedikleri eğitim yuvasına dönüştürdü.

Köylülerin yardımıyla onardıkları okul lojmanında kalan fedakar öğretmenlerin özverisi, köy halkı tarafından da takdir ediliyor.

- "Bizi motive eden, öğrencilerimizin masum ve saf duyguları"

Sınıf öğretmeni Başak Durdi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 yıldır köyde görev yaptığını ve çok sayıda öğrenci yetiştirdiğini söyledi.

Köyün dağlık arazide bulunmasından dolayı özellikle kışın çeşitli zorluklar yaşadıklarını anlatan Durdi, "Hava koşullarından dolayı yollarda sıkıntı olduğu için gidip gelemiyoruz. Bizi burada zorlayan hava şartları, motive eden ise öğrencilerimiz, onların masum ve saf duygularıdır." dedi.

Durdi, özellikle kadın olarak dışarıdan gelip dağ köyünde yaşamanın çeşitli zorlukları da beraberinde getirdiğini belirterek, şöyle konuştu:

"İster istemez bazen karamsarlığa düşebiliyoruz ve 'burada ne işimiz var' diyebiliyoruz. Sonra öğrencilerimizi görünce her şeyi unutuyoruz. Öğretmenlik gerçekten de vicdan işidir. İnsanda vicdan ve çocuk sevgisi olmasa bu işi yapması mümkün değil. Bir insana milyonları verseler, gelecekte müthiş bir hayatın olacak deseler, o sevgi ve gönül bağı olmadıktan sonra hiçbir anlam ifade etmiyor."

- "Öğrencilerin yüzündeki gülümsemeyi görünce zorlukları unutuyoruz"

Anaokulu öğretmeni Emine Polat da çocukları ve mesleğini çok sevdiğini vurguladı.

Bu sevginin kendisini bir dağ köyüne getirdiğini ifade eden Polat, şunları kaydetti:

"Kış şartları gerçekten de çok zor. Özellikle gece fırtınada uyuyabilmek bizim için inanılmaz bir durum. Bunlara dayanıyoruz, çünkü bizi tek mutlu eden çocuklar. Çocuklarla mutlu olmak bizim için her şeye değer. İki kadının dağ köyünde kalarak çalışması, cesaret gerektiren bir durum. Bu, öğrenciler için yapılan bir fedakarlıktır. Öğrencilerin yüzündeki mutluluğu, gülümsemeyi görünce çektiğimiz zorlukları unutuyoruz."

Anahtar Kelimeler: