ntvmsnbc’ye konuşan gözlemcilerin çoğu, Meclis'e gelen son tezkereden bir operasyon çıkmayacağını, ancak hükümetin yine de elinin altında böyle bir kozu bulundurmak istediğini belirtiyor.
Sınırötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi, TBMM Genel Kurulu’na indi.
Hükümete verilen ve daha önce üç kez uzatılan sınır ötesi askeri harekât yetkisi bugünden itibaren bir yıl daha uzatılıyor. Görüşmelerinin gizli oturumla yapılması bekleniyor.
Öte yandan, bu seferki tezkere operasyonel bir netice üretmekten uzak görünüyor. Zira Kürt sorununda, devletin, sorunun muhataplarıyla bir takım görüşmeler yürüttüğü ve çatışmasızlığın büyük oranda hâkim olduğu bir dönemden geçiyoruz. Hâl böyleyken akla şu soru geliyor: Hükümet böylesi bir tezkerenin süresini 1 yıl daha uzatma ihtiyacını neden hissediyor?
ntvmsnbc olarak Kürt sorunu üzerine yıllarca çalışmış, bölgeyi ve Kürt siyasetini çok iyi bilen gazeteci ve akademisyenlerin görüşlerine başvurduk. Emrullah Uslu Kuzey Irak’a gelene kadar Hakkâri il sınırları içinde üç PKK kampı olduğuna dikkat çekiyor, Ertuğrul Kürkçü hükümetin güven arttırıcı jestlerde bulunmayı önemsemediğini savunuyor, Ragıp Duran AKP’nin Kürt sorunu için kapsamlı bir ihtilaf çözüm planı olmadığını belirtiyor, İrfan Aktan ise Kürt siyasal hareketinin bölgede bir yıl öncesine göre bile daha güçlü olduğunu ifade ediyor.
Bir süre Taraf gazetesinde Emre Uslu adıyla köşe yazıları yazdıktan sonra akademik kariyerine ağırlık veren ve halen Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan eski Emniyet mensubu Emrullah Uslu, tezkerenin “PKK saldırırsa” düşüncesine dayanan taktik bir manevra olduğunu söylüyor. “Hükümet PKK’ya güvenmiyor” diyen Uslu, Kuzey Irak’a bir operasyonu ise olası görmüyor.
Uslu bu arada, halen Hakkâri il sınırları içinde en az 3 tane PKK kampı bulunduğunu belirtiyor: “Bu kamplardan biri Hakkâri’ye 35 km, bir diğeri yalnızca 10 km, ötekiyse 35-40 km uzaklıkta. Örgüt Hakkâri’deki kimi yurttaşları bu kamplara götürüp sorguluyor. Bu insanlara ‘neden falancayla iş yapıyorsun, neden filancaya işyerini kiralıyorsun, niye AKP’lilere yakınsın?’ gibi sorular yöneltiliyor. Hakkâri’deki herkesin haberi var bunlardan”.
Kuzey Irak’taki kamplara gelene kadar önce bunların temizlenmesini beklemenin daha akla yatkın olduğunu belirten Emrullah Uslu, bu konuda askerin de talebinin olduğunu, ancak referandumun yüksek oranda boykot edilmesinden dolayı Hakkâri halkını cezalandırıyormuş gibi bir görüntü sergilemekten kaçınan hükümetin bu kamplara müdahale etme konusunda kararsız olduğunu söylüyor.
Öte yandan, Uslu’ya göre hem Hakkâri dağlarındaki kamplar hem de sınırın güneyindekiler “temizlense” bile bir çözümden söz etmek mümkün değil. Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesine göre çözümün yolu, PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye’nin dışına çıkmasından geçiyor. Emrullah Uslu ancak bu şekilde barışın önünün açılabileceğini belirtiyor.
**'AKP HAREKÂTLARA DEVAM ETMEK İSTİYOR'**
Gazeteci Ragıp Duran’a göreyse, barışa giden yol meselenin mecliste gizli oturumda ele alınmasından geçmiyor: “Aksine, Kürt meselesinde çözüm, çok geniş katılımla, şiddet ve ayrımcılık dışındaki tüm önerilerin kamuoyunda özgürce tartışılmasıyla ortaya çıkabilir”. Duran, AKP’nin girişimlerini PKK’yı tasfiye etme çabası olarak yorumluyor ve bunların başarı şansını zayıf görüyor. İktidarın uzun vadeli, kapsamlı bir ihtilaf çözüm planının olmadığını da savunan Duran, Uslu’nun aksine, AKP’nin sınır ötesi harekâtlara devam etmek istediğini düşünüyor.
**'EZİCİ BİR ZAFER HÜLYASI'**
Diğer yandan, ne Ertuğrul Kürkçü ne de İrfan Aktan, hükümetin, Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına bir operasyon düzenlemeyi planladığı görüşünde. Kürkçü’ye göre “bu tezkerenin yenilenmesi için meclise getirilmesi, aktüel bir tehdit algısı olarak ya da kırsal harekât mevsimi kapanırken apansız bir harekâta girişileceğinin habercisi olarak görülmeyi hak etmiyor”. Tezkerenin aktüel bir önemi olmadığını vurgulayan Kürkçü, bununla birlikte, böyle bir opsiyonu elinde bulundurma merakından hareketle hükümetin güven arttırıcı jestleri önemsemediğini, müzakerelerin kısa vadede sonuç vereceğine inanmadığını ve PKK’ya karşı ezici bir zafer hülyasını seçimler öncesi programında hâlâ bulundurduğunu savunuyor.
Kendisine “bölgede” -tam olarak söylemek gerekirse Van’da- ulaştığımız gazeteci İrfan Aktan da AKP iktidarı hakkında “yeni bir operasyon gibi bir fütursuzluk göstereceğine inanmıyorum” diyor: “Bu tür operasyonlardan bir sonuç alınamayacağı 2008 Şubat’ındaki operasyonla ortaya çıktı. O operasyon kışın, örgüt kamplarına çekilirken yapıldı. Başarısız olundu”.
Hükümetin hem silahlı hem de diplomatik alanda ciddi bir sıkışmışlık içinde olduğunu savunan Aktan, Türkiye’nin şansını son bir defa komşu ülkelerle, bölgesel ittifaklarla denediğini belirtiyor ve ekliyor: “Ancak bunun da temkinli bir şekilde yapılıyor olması dikkatlerden kaçmamalı”.
**'KARAKOLLAR GÜÇLENDİRİLİYOR'**
Aktan, bölgeden en taze izlenimlerini bizimle paylaşmasını istediğimizdeyse ilginç bir gözlemini aktarıyor: “Karakollarda tadilatlar, saldırılara karşı güçlendirme çalışmaları yapılıyor. Daha önce bu tür ihtiyaçlar hissedilmezdi. Anlaşılan o ki devlet ve ordu kendi sınırları içinde bile korunaksız hissediyor kendini. Bu koşullar altında sınır ötesi harekâtı tekrar konuşuyor olmak bile çok trajik”. Gazeteci Aktan ayrıca, bölge insanına sürekli bir şeyler vaat edildiği hâlde hiçbir şey yapılmadığını ve bunun da Kürt hareketini, bir yıl öncesine göre bile daha güçlü kıldığını söylüyor.