Hepimiz Kraliçe Elsa’nın tüm dünyadaki çocukların favorisi olduğunu biliyoruz çünkü Frozen hafife alınmaması gereken bir fenomen. Ancak küçük bir kız için, göz alıcı Karlar Kraliçesi buzdan bir kalede yaşayan ve parmak uçlarında paten yapan yardımsever bir arkadaştan çok daha fazlası.
Emily Urquhart’ın kızı Sadie için Elsa, küçük kızın albinizmi için olumlu bir rol modeli. Elsa’nın bu beyazı saçları anaokulu öğrencisi olan ve saçında, cildinde ve gözlerinde pigment olmayan Sadie’nin saçlarına benziyor.
Farklı görünmek bir çocuğun olumsuz eleştirilere ve alaylara hedef olmasına neden olabilirken, dostumuz Elsa sayesinde Sadie bu durumun tam tersi ile karşılaştı.
Karlar Ülkesi (Frozen) için TIKLAYIN
Urquhart, kızının okuldaki ilk gününü BBC’ye anlattı:
“Şapkasının altından çıkan saçlarını gören arkasında oturan küçük bir erkek çocuk ona daha iyi bakmak için eğildi ve yüksek sesle şöyle dedi: ‘Hey, saçların tıpkı Elsa gibi!’”
Peki ya küçük kız Disney karakterlerinden biriyle karşılaştırılmak istemeseydi ne olacaktı? Urquhart bu küçük erkek çocuğun kızının “fildişi rengi görünümünü” fark eden binlerce insandan sadece biri olduğunu söylüyor.
Anne, bazı prenses hikâyelerinden endişe duyarken Elsa’yı sevdiğini belirtiyor. “Bunun nedeni sadece Elsa’nın prense bağlı hareket etmeyen güçlü bir kadın olması değil aynı zamanda saçlarının tıpkı kızımın saçları gibi olması”
Hepimiz kendimizle bir bağlantı kurmak için filmlerde ve televizyonlarda gördüğümüz karakterlere bakıyoruz. Sadie ise kendini Kraliçe Elsa’da görüyor diyen Urquhart sözlerine şunları ekliyor: “Her yerde rastladığımız bu Disney karakteri kızımın davranışlarını belli bir oranda normalleştirmiş gibi görünüyor.”
Ancak annesi, başka bir karakterin favori olması durumunda Sadie’nin ne yapacağı konusunda endişe duyuyor. “Kızım şimdilik bir Frozen fanı ve işler yolunda gidiyor. İnsanlar onun hakkında olumlu yorumlar yapıyor.” diyor.
Bu, Sadie için bir şans ve Elsa sevgisinin kısa süre içinde yok olacağını düşünmüyoruz.
ALBİNİZM NEDİR? ALBİNİZM NEDEN OLUR?
Cildimize, saçımıza ve gözlerimize renk veren melanin pigmentinin vücutta ya hiç bulunmaması veya çok az bulunmasına ALBİNİZM adı verilir.
Melanin pigmentinin derideki temel görevi, güneşten gelen ultraviyole ışınlarını engelleyerek, derinin hasar görmesini önlemektir. Güneş ışınımı, derideki melanin pigmentinin artmasına neden olarak bronzlaşmayı ortaya çıkarır. Çoğu Albinizmli insanın vücudunda melanin pigmenti yoktur ve cildi güneşe maruz kalınca bronzlaşmaz. Bunun sonucu olarak ciltleri güneş ışığına karşı çok duyarlıdır ve uygun şekilde korunmazlarsa, yanıklar oluşabilir.
Melanin pigmenti, göz ve beyin gibi vücudun diğer bölgelerinde de etkilidir. Gözdeki melanin pigmenti, retinada ve retinanın fovea denilen bölgesinde bulunmaktadır. Vücudun gelişimi sırasında, melanin pigmentinin eksikliği sebebiyle, görme yetisi tam olarak gelişmemektedir. Retinanın diğer bölgeleri melaninin varlığında yada yokluğunda normal olarak gelişmektedir. Normal bir gözde, iriste de melanin vardır ve irise ışık geçirmez bir özellik kazandırır. Albinizmde, iristeki pigment azdır veya hiç yoktur. Bu sebeple iris ışığa karşı oldukça hassastır.
Vücudumuzdaki tüm metabolizmaya bağlı olaylarda olduğu gibi, bir bileşenin diğer bir bileşene dönüşmesi enzimler sayesinde olur. Tyrosinaz, melanin oluşumundaki temel enzimdir. Tyrosinaz enzimi, DNA'nın 11. kromozomunda bulunan ‘tyrosinaz geni’ tarafından üretilir. Bu genin mutasyonu, OCA1 tipi Albinizm’e neden olur çünkü değişmiş gen tarafından üretilen enzim doğru çalışmaz.