Kredi ile hayvancılığa girenler pişman oldu

'Sıfır faiz'in cazibesine kapılan onlarca girişimci besiciliğe girdi.

Ancak işler umulduğu gibi gitmedi. Hem kredi veren bankanın şartları, hem önü alınamayan maliyetler girişimcileri yatırım yaptıklarına pişman etti. hurriyet.com.tr’nin konuştuğu çok sayıda üretici zarar ettiklerini söyledi. Tekstilcilikten sonra hayvancılığa giren bir yatırımıcı "Her ay 200 bin lira zarar ediyorum. 16 milyon yatırım yaptım. 10 milyon veren olursa çiftliği satacağım” dedi.

Üreticiler, büyük umutlarla kurdukları tesisleri satmak istediklerini, ancak alıcı bulamadıklarını söyledi. Ziraat Bankası’nın ‘sıfır faizli' kredileri ile hayvancılığın canlandırılması amaçlandı. Değişik sektörlerden çok sayıda girişimci bu alana yöneldi. Avukat, doktor, tekstilci, ‘ucuz kredi’nin cazibesine kapılara hayvancılığa soyundu. Alınan kredilerin önemli bir bölümü ile yurtdışından hayvan satın alındı.

Reklam
Reklam

‘EVDEKİ HESAP ÇİFTLİĞE UYMADI’
Ancak işler umulduğu gibi gitmedi. Girdi fiyatlarındaki yüzde 100’ü bulan artışa karşın, et ve süt fiyatlarındaki fiyatın aynı seviyeyi koruması, en temel handikap oldu. Özellikle, kaba yem üretimi olmayan üreticiler önemli bir darboğaz ile karşı karşıya kaldı.

hurriyet.com.tr’ye konuşan çok sayıda üretici, hayvancılığa yatırım yapmaktan pişman olduklarını kaydetti. Üreticiler, kurduğu tesisleri satmak istediklerini, ancak alıcı bulamadıklarını kaydetti.

‘ZARAR DEĞİL, BATIYORUZ’
Malatya Doğanyol’da 2010 sonunda başladığı yatırımı 2011’de tamamladıklarını aktaran Ramazan Cengiz ise şunları kaydetti: “Ziraat Bankası’ndan 550 bin lira kredi aldık. Yurtdışından hayvan getirdik. Ancak kısa süre sonra işlerin, başta aktarıldığı gibi olmadığını gördük. Bir çok sorun ortaya çıkmaya başladı. Zararı da geçtik artık. Batıyoruz. Ki bu durum bir tek benimle sınırlı değil. Çevremizde bir çok girişimci aynı konumda. En büyük sorun ise devlet ile yaptığımız sözleşme. Bu projenin en temel şartı 5 yıl boyunca bu işe devem edilecek olması şartı. Düşünün zarar ediyoruz, ancak çıkamıyoruz da. Kapatmak istiyorsun kapatamıyorsun. Zor durumda olduğumuz bakanlık da, il tarım da biliyor. Hepsi farkında, Ancak hiçbir değişiklik olmadı bu konuda. Bir da aldığımız kredinin bir taksiti gecikse, normal faize uygulanıyor.

Reklam
Reklam

‘İNTİHAR EDERDİM’
Gaziantep Nurdağı’nda 800 kadar büyükbaş hayvanı bulunan İDO Yüksel Çiftliği’nin Resul Yüksel şunları kaydetti: “2010 sonunda Litvanya’dan 300 kadar hayvan getirmek durumunda kaldık. Aldığımız hayvanlar 7 bin liraya mal oldu. Bu hayvanları almak için özel bir bankadan 1 milyon 750 bin lira kredi kullandık. 2011’e geldiğimizde ise Türkiye’de küpe affı çıktı. Bu afla birlikte, Suriye’de ne kadar hayvan varsa kaçak olarak Türkiye’ye getirildi. 7 bin liraya aldığımız hayvanların değeri 3 bin 3.500 liraya düştü. Bir anda tüm varlığı kaybetme durumu ile karşı karşıya kaldık. Hala bankaya 2 milyon lira borcum var. Aylık 40 bin lira faiz ödüyorum. Gayrimenkulleri satarak ayakta kalmaya çalışıyorum. Ki 2 bin dönüm sulu arazimiz var. Kaba yem ihtiyacımızı kendimiz karşılıyor. Bunlar olmasaydı belki de intihar edecektim.”

‘ZARARDAYIM SATMAK İSTİYORUM’
Adının yazılmasını istemeyen bir tekstilci Nurdağı’nda üretim tesisi kurmaktan pişmanlık duyduğunu ifade ediyor. 16 milyon liralık yatırım ile kurduğu hali hazırda 1.500 hayvanın bulunduğu tesisi 10 milyona alan olursa satmaya razıyım diyen aynı tekstilci şunları kaydetti: “Bizler Allah rızası için hayvan bakar konuma geldik. Bu tesis aylık 150-200 bin lira zarar ediyor. Kendi öz kaynağımız ile yatırıma girdik. Ancak 2 yılı sonunda gelinen tablo ortada. Yem fiyatları Ağustos 2011’den bu güne yüzde 100’ü aşan oranda arttı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın söylediği gibi işlerin yolunda gitmediğini gördük. Gaziantep’de 10 kadar sanayici 2 yıl kadar önce hayvancılığa girdi. Şimdi hepsi satılık… Alıcı bulsak satacağız. Hayvancı canını kurtarmaya çalışıyor. Biz Burpa olarak dişi hayvanları kesmeye başladık. Küçülmeye giderek, ayakta kalmaya çalışıyoruz.”

Reklam
Reklam

‘PARA KAZANAMIYORUZ’
Kahramanmaraş’da bulunan Hünkar Çiftliği’nin sahibi Eşref Şekerli ise bini aşkın hayvanları olduğunu, ancak para kazanamadıklarını kaydetti. Kaba yem ihtiyacını kendileri karşıladıkları için maliyet baskısını çok hissetmediklerin kaydederek, hükümetin radikal kararlar alması gerektiğini kaydetti. Şekerli, karkas et ithalatına ise kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. (Hürriyet)