Hükümetin kredi daraltma politikasına ilişkin endişeler nedeniyle Çin hisse senetleri, son dört buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.
Şangay Bileşik SSE endeksi % 5,3 gerileyerek 1.859 puana kadar düştü.
Bu yakınlardaki zirveden % 20 düşen hisselerin ayı piyasasına girmesiyle sonuçlandı.
Çin merkez bankası, ucuz kredi dönemi bitti diyerek, kredi daraltma politikasının devam edeceğini belirtti.
Hükümet liderliğindeki kredi patlaması son yıllarda Çin'in ekonomik büyümesine önemli katkıda bulunmuştur.
Şangay Bileşik Endeksi, Ocak 2009'dan bu yana ilk kez, 1.900 puanın altına düştü.
Endeks Şubat ayındaki 2,444.80 puanlık zirveden bu yana % 24 geriledi.
Kredi kontrolü
2008-09 yılında küresel mali krizin ardından, Çin ekonomik büyümeyi artırmak için büyük bir parasal teşvik girişimi başlattı.
Kredi patlaması krizin ekonomi üzerindeki etkisini yumuşatırken, finansal sistemin çok fazla ucuz para altında olduğunu endişesine yol açtı.
Çin'e, bu kredi patlamasını kontrol altına alması ve kredi ile yatırıma dayalı büyümeye bağımlılığını azaltması için çağrı yapılmıştı.
Son günlerde ülkenin merkez bankası olan Çin Halk Bankası, bankalara daha fazla disiplin empoze etmek ve kredi bağımlılığını azaltmak amacıyla, ucuz para musluklarını geçici olarak kapattı.
Bu da Çin'de, çoğunlukla devletin elinde olan bankaların birbirlerine, şimdiye kadarki en yüksek borçlanma faiz oranları uygulamasına yol açarak, bir kredi krizi korkularını tetikledi.
Bu faiz bazı durumlarda % 25'in üzerine çıktı.
Merkez Bankası'nın sert hareketi sonucunda, para piyasalarının tamamen donması ve küçük ölçekli kredi kuruluşlarının batması korkulmaya başlandı.
Ancak Pazartesi günü bankalar arası faiz oranları azaldı.
Merkez Bankası da, büyük ticari bankaların nakit rezerv yönetiminde daha iyi performans göstermeleri ve küçük oyuncular için kredi musluklarını açık tutmaları gerektiğini bildirdi.
Ancak, Merkez Bankası kredi musluklarını yeniden açacağı yönünde bir sinyal vermedi.
Bu da, borçlanma maliyetlerinin orta ölçekli bankalar için nispeten yüksek kalacağı ve karlarda düşüş potansiyeli taşıdığı spekülasyonlarına yol açtı.
BBC ekonomi muhabiri Linda Yueh, bu hamleyi "bankaların artık ucuz nakit için merkez bankasına güvenemeyeceği" şeklinde yorumluyor.
Muhabirimize göre, "Merkez Bankası kötü performans gösteren bankaların kökünü kazımak istiyor; özellikle de gölge bankacılık sisteminde faaliyet gösterenleri".
'Dalgalanma Etkisi'
Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, son yıllarda küresel büyümenin en büyük sürücülerinden biri olmuştur.
Bu ekonomik yükseliş Çin'i, Asya ekonomilerinin önemli bir ticaret ortağı haline ve bu ülkelerde ihracat için önemli bir pazar haline getirdi.
Çin, Avustralya ve Endonezya'dan aldığı demir cevheri ve kömürden, Japonya ve Güney Kore'den aldığı tüketim mallarına değin, çeşitli ürünler satın alıyor.
Analistler ve yatırımcılar, Çin'de büyümenin keskin biçimde yavaşlamasının, sırtını Çin'in talebine yaslayan bölge ekonomilerinin de büyümesini etkileyecek olmasından endişe ediyor.
Sonuç olarak, bölgesel pazarlar Çin'deki gelişmeleri kaygıyla izliyor.
Japon Nikkei 225 endeksi % 0.7, Güney Kore Kospi endeksi % 1 ve Avustralya'nın ASX 200 endeksi % 0,3 değer kaybetti.
Çin'den gelen talebe bağımlı önde gelen maden şirketleri olan Rio Tinto ve BHP Billiton'ın hisseleri, Avustralya Menkul Kıymetler Borsası'nda sırasıyla % 2.7 ve % 1.6 azaldı.
Analistler, Çin'in büyümesine ilişkin korkular devam ederse, madencilik hisselerinin daha da zarar görebileceğini söylüyor.
Küresel analiz kuruluşu Rivkin'den Tim Radford, "Çin'de hükümetinin likidite azaltma eylemlerinin diğer firmalar üzerinde yansımaları olacaktır" dedi.
"Bu bir dalgalanma etkisi yarattı ve Çin'de bir şeylerin yanlış gidebileceği korkuları Avustralya piyasasında risk iştahını etkiledi".