Kendini tanımlarken 'Ben kent insanıyım' diyor. İşlerinde ana tema hep metropol ve sokaklar. O sokakları resmetmiyor, sokakları iç mekanlara taşıyor. Kentten ve kent insanının günlük koşuşturmalarından besleniyor, sokağı ve sokağın jargonunu çok iyi biliyor ve işlerine yansıtıyor. Yanından geçip de fark edilmeyen görüntü bombardımanından seçkiler sunuyor.
Yaşıyor, yapıyor ve tüketiyor
Beton metropoldeki yapıları oluşturan ana materyallerden biri... Duvarlar, cadde ve sokaklar, viyadükler, köprüler, barajlar, setler, stadyumlar, hava ve deniz limanları, otobüs terminalleri, taşıyıcı elemanlar… Hep içinde/üstünde/altındayız.
Harun Antakyalı kentin olmazsa olmazlarından bir materyali "Beton"u sahipleniyor ve şöyle diyor:
"İnsanını fiziksel ve psikolojik işkencelerle itirafa zorlayan bir coğrafyadan bilim, sanat ve düşün insanı değil, itaat eden biat kültürünü benimseyen nesiller yetişir. Uzmanlaşma olmaz, olamaz. Kişinin kendini eğitmesi otoriteye göre suç sayılabilir. Sosyal yaşam birey için ne kadar önemli ise sanat için de o kadar önemlidir. Geleneksel teknikleri reddeden sanatçı, suçlu mudur? Estetik kolay okumalarla masum iken, zor okuma gerektiren bulgular ile yapıtı ve onu üreten insanı neye, kime göre suçlu kılar?"
Antakyalı bu kez betonlarıyla sanatın kime ve neye göre suç olduğunu arıyor…
Sergi Ankara m1886'da 5 Ekim / 17 Kasım 2013 tarihleri arasında görülebilecek.